"قوانينه" - Translation from Arabic to Turkish

• kuralları
• yasalarını
• kurallarına
• kurallar
• yasaları
• kurallarını
• kanunlarını

Her biri kendine özgü fizik kuralları olan kendine özgü parçacıkları ve kendine özgü kuvvetleri bulunan evrenler tanımlanabilir.
وكل واحد منهم يمكنه وصف كون محتمل له قوانينه الفيزيائية الخاصة وأنواعه الخاصة من الجسيمات وأنواعه الخاصة من القُوى

Benim anladığım kadarıyla içinde biraz bile vampirlik yok senin ama kainatın kuralları var işte.
هذه المسألة المتعلقة بمصاص الدماء الذي بداخلك هذه المسألة التي تشغلني ولكن الكون له قوانينه.

Bize hiçbir şey vermeden, söylediklerimizin hiçbirine kulak asmadan, üzerimizde kendi yasalarını yürütebiliyorlar.
هو لا يستطيع أن يدفعنا لشيء ويمرر قوانينه دون الإصغاء لكلمة واحدة نصيغها

Yani onun kurallarına uyana kadar bizi oynatmayacak.
اذا طوال اننا لا نلعب حسب قوانينه فأنه لن يدعنا نلعب

İnsanların dünyasında onun gibilerle başa çıkmak için bazı kurallar vardır.
لذا فالعالم البشري لديه قوانينه الخاصة في التعامل مع البشر أمثاله

O'nun yasaları yaşadığın eyalete bakmaz.
قوانينه لا تختلف بحسب اي ولاية تعيش فيها

Bu dava mükemmel bir örnek. Bu adam kendi kurallarını... Bu adam kendi kurallarını koyuyor.
في هذه القضية الدليل المثالي هذا الرجل ينفذ قوانينه الخاصة

Bir Kral kendi kanunlarını yapıp nasıl istiyorsa hareket edebilir.
يحق للملك أن يصدر قوانينه ويقوم بزيارات إذا أراد

Evet, Şef kuralları koyar ama onları dayatmaz.
الآن,الرئيس وضع قوانينه. وكنه لم يجبرهم على تنفيذها.

İki yıl önce , Yarım bir şiir yazmıştım ama sırf onun aptal kuralları yüzünden Ben onu..
منذ سنتين ، كتبتُ نصف شعر لكن بسب قوانينه الغبية أنا ، أنا رميتها بعيدا

- Bazen biz sadece... - Yine de, sahibin kuralları var.
... أحيانا ، نقوم - لا زال لدى السيد قوانينه -

Hayır. Kendi kuralları var ve sanırım onlara bağlı.
لا، هذا الشخص يتبع قوانينه بجديّة

Kendi özel kuralları... ve kendi özel yasaları olan bir yerin.
" مكان له قواعده الخاصة " " مكان له قوانينه الخاصة "

Tanrı bugün önünüze hayat ve iyilik ölüm ve kötülük yasalarını sundu.
أعدها الله لأجل يوم مثل هذا قوانينه أنزلت للحياة و الصلاح للموت و الشر

- Örneğin onun yasalarını çiğnemek.
مثل انتهاك قوانينه ؟

Ona yalan söyledin, kurallarına karşı geldin, güvenini sarstın.
أنت كذبت عليه، قمت بكسر قوانينه قمت بخيانة ثقته

Bu dünyada yaşıyorsak, onun kurallarına uymalıyız!
نحن نعيش في عالم يتحتم علينا أن نسير وفق قوانينه.

Yer altı dünyasında kurallar vardır.
عالم الإجرام له قوانينه الخاصة.

Kendine has kurallar dizisi olan biri.
ولديه قوانينه الخاصة به

Onun yasaları, Güneş Sistemi'nin inceliği ve güzelliğini açıklamak için usta bir saatçiye duyulan ihtiyacı silip süpürdü.
جرفت قوانينه بعيداً الحاجة لصانع الساعات الماهر لتفسير جمال و دقة النظام الشمسي.

Onun yasaları, Güneş Sistemi'nin inceliği ve güzelliğini açıklamak için usta bir saatçiye duyulan ihtiyacı silip süpürdü.
أزاحت قوانينه الحاجة لصانع ساعات محترف لتفسر دقة وجمال النظام الشمسي

Porter'ı da kurallarını da siktir et.
أوتعلمين، اللعنة على (بورتر) وعلى قوانينه.

Onun kurallarını çiğnerseniz cezasını çekersiniz.
إن خرقتم قوانينه... ستُعاقبون.

Kendi kanunlarını koyamaz.
لا يمكنه أن يسن قوانينه الخاصة