Her biri kendine özgü fizik kuralları olan kendine özgü parçacıkları ve kendine özgü kuvvetleri bulunan evrenler tanımlanabilir. | Open Subtitles | وكل واحد منهم يمكنه وصف كون محتمل له قوانينه الفيزيائية الخاصة وأنواعه الخاصة من الجسيمات وأنواعه الخاصة من القُوى |
Benim anladığım kadarıyla içinde biraz bile vampirlik yok senin ama kainatın kuralları var işte. | Open Subtitles | هذه المسألة المتعلقة بمصاص الدماء الذي بداخلك هذه المسألة التي تشغلني ولكن الكون له قوانينه. |
Bize hiçbir şey vermeden, söylediklerimizin hiçbirine kulak asmadan, üzerimizde kendi yasalarını yürütebiliyorlar. | Open Subtitles | هو لا يستطيع أن يدفعنا لشيء ويمرر قوانينه دون الإصغاء لكلمة واحدة نصيغها |
Yani onun kurallarına uyana kadar bizi oynatmayacak. | Open Subtitles | اذا طوال اننا لا نلعب حسب قوانينه فأنه لن يدعنا نلعب |
İnsanların dünyasında onun gibilerle başa çıkmak için bazı kurallar vardır. | Open Subtitles | لذا فالعالم البشري لديه قوانينه الخاصة في التعامل مع البشر أمثاله |
O'nun yasaları yaşadığın eyalete bakmaz. | Open Subtitles | قوانينه لا تختلف بحسب اي ولاية تعيش فيها |
Bu dava mükemmel bir örnek. Bu adam kendi kurallarını... Bu adam kendi kurallarını koyuyor. | Open Subtitles | في هذه القضية الدليل المثالي هذا الرجل ينفذ قوانينه الخاصة |
Bir Kral kendi kanunlarını yapıp nasıl istiyorsa hareket edebilir. | Open Subtitles | يحق للملك أن يصدر قوانينه ويقوم بزيارات إذا أراد |
Evet, Şef kuralları koyar ama onları dayatmaz. | Open Subtitles | الآن,الرئيس وضع قوانينه. وكنه لم يجبرهم على تنفيذها. |
İki yıl önce , Yarım bir şiir yazmıştım ama sırf onun aptal kuralları yüzünden Ben onu.. | Open Subtitles | منذ سنتين ، كتبتُ نصف شعر لكن بسب قوانينه الغبية أنا ، أنا رميتها بعيدا |
- Bazen biz sadece... - Yine de, sahibin kuralları var. | Open Subtitles | ... أحيانا ، نقوم - لا زال لدى السيد قوانينه - |
Hayır. Kendi kuralları var ve sanırım onlara bağlı. | Open Subtitles | لا، هذا الشخص يتبع قوانينه بجديّة |
Kendi özel kuralları... ve kendi özel yasaları olan bir yerin. | Open Subtitles | " مكان له قواعده الخاصة " " مكان له قوانينه الخاصة " |
Tanrı bugün önünüze hayat ve iyilik ölüm ve kötülük yasalarını sundu. | Open Subtitles | أعدها الله لأجل يوم مثل هذا قوانينه أنزلت للحياة و الصلاح للموت و الشر |
Tanrı bugün önünüze hayat ve iyilik ölüm ve kötülük yasalarını sundu. | Open Subtitles | أعدها الله لأجل يوم مثل هذا قوانينه أنزلت للحياة و الصلاح للموت و الشر |
- Örneğin onun yasalarını çiğnemek. | Open Subtitles | مثل انتهاك قوانينه ؟ |
Ona yalan söyledin, kurallarına karşı geldin, güvenini sarstın. | Open Subtitles | أنت كذبت عليه، قمت بكسر قوانينه قمت بخيانة ثقته |
Bu dünyada yaşıyorsak, onun kurallarına uymalıyız! | Open Subtitles | نحن نعيش في عالم يتحتم علينا أن نسير وفق قوانينه. |
Yer altı dünyasında kurallar vardır. | Open Subtitles | عالم الإجرام له قوانينه الخاصة. |
Kendine has kurallar dizisi olan biri. | Open Subtitles | ولديه قوانينه الخاصة به |
Onun yasaları, Güneş Sistemi'nin inceliği ve güzelliğini açıklamak için usta bir saatçiye duyulan ihtiyacı silip süpürdü. | Open Subtitles | جرفت قوانينه بعيداً الحاجة لصانع الساعات الماهر لتفسير جمال و دقة النظام الشمسي. |
Onun yasaları, Güneş Sistemi'nin inceliği ve güzelliğini açıklamak için usta bir saatçiye duyulan ihtiyacı silip süpürdü. | Open Subtitles | أزاحت قوانينه الحاجة لصانع ساعات محترف لتفسر دقة وجمال النظام الشمسي |
Porter'ı da kurallarını da siktir et. | Open Subtitles | أوتعلمين، اللعنة على (بورتر) وعلى قوانينه. |
Onun kurallarını çiğnerseniz cezasını çekersiniz. | Open Subtitles | إن خرقتم قوانينه... ستُعاقبون. |
Kendi kanunlarını koyamaz. | Open Subtitles | لا يمكنه أن يسن قوانينه الخاصة |