bütün girişi okumadım çünkü inanılmaz derecede uzun ama bizim adamımız bu herhâlde. | Open Subtitles | , لم أقرأ هذا كاملاً . لكن يبدو أن هذا ما نبحث عنه |
Hayaletin kendini kopyalayıp bir bütün olabilmesi için Kriptonlu birine ihtiyacı vardı. | Open Subtitles | الشبح إحتاج لجسد كريبتوني من أجل التكرار لكي يصبح كاملاً مرة أخرى |
İşte bu parayla, hayatının geri kalanını mükemmel biri olarak yaşarsın. | Open Subtitles | المال يمكنك أن تصنعي تلك الحياة ذلك الجزء من حياتك كاملاً |
Benim deneyimlerime göre ortalama bir erkek Tüm yaşamı boyunca 10 dakikalığına bile gerçek bir erkek olmayı başaramaz. | Open Subtitles | من خلال تجربتى هو رجل متوسط ليس رجلاً كاملاً ليس من خلال عشر دقائق تستطيعين الحكم على حياة الرجل |
Bunları kameraya çekmemize tamamen karşı olduğum halde niye yapıyorum ki? | Open Subtitles | كُن حذراً, فأنا سأصوّر هذا الأمر كاملاً لأنهُ شيئاً شاذاً غريباً |
Hepsini, şimdi. Sana bunu vermeden önce. | Open Subtitles | أريد المبلغ كاملاً الآن قبل أن تستلم العقد. |
Kılıcı tekrar bütün hale getirebilirsen ışığı sonsuza kadar söndürebilirsin. | Open Subtitles | بإمكانك أنْ تعيدي ذلك السلاح كاملاً ثانيةً واستخدامه لإبهات النور |
Kırık bir şeyi tekrar bütün hale getirebilecek büyülü kum. | Open Subtitles | رملٌ مسحور يستطيع أنْ يجعل الشيء المكسور يبدو كاملاً مجدّداً |
Son resim fiziksel bir bütün olarak görülebilir değildi. | TED | و بالتالي لم تكن الصورة النهائية كياناً مرئياً كاملاً |
40 kurs alan, tam zamanlı bir ilk derece üniversite öğrencisi yılda 1000 dolar ödeyecek, bütün eğitim için 4000 dolar | TED | طالب بكالوريوس بدوام كامل يأخذ 40 دورة سيدفع ألف دولار سنوياً 4000 دولار للدبلوم كاملاً |
bütün hafta öğretin. Tamam, ben haftanın üçte ikisinde gidebiliyorum ama, fena da değil. | TED | قوموا بالتدريس أسبوعاً كاملاً. حسناً، أنا أدرّس ثلاث ارباع الوقت، ولكنه يظل جيداً بما فيه الكفاية. |
Bir hücreye bütün bir insan genomu soktuğunuz zaman şunu sormaya başlayabilirsiniz: Bu genomu geliştirmek ister miydiniz? | TED | وحالما تستطيع إدخال الجينوم البشري كاملاً إلى خلية، عندها تبدأ في السؤال، أتريد تحسين أي من ذلك الجينوم؟ |
Ailemiz için ikinci bir şansımız oldu ve her şey mükemmel olsun istiyorum. | Open Subtitles | حصلنا على فرصة أخرى لأجل عائلتنا و أريد أن يكون كل شيء كاملاً |
Her şey mükemmel olsun diye elinden geleni yaptın ve bak ne oldu. | Open Subtitles | قمت بكل ما تقدرين عليه لجعل كل شيء كاملاً و إنظري لما حصل |
Ama Tüm açıklamayı dinlemeni istiyorum, böylece neden olduğunu anlayabilirsin. | Open Subtitles | لكن أريدكِ أن تصغي للتفسير كاملاً لتفهمي سببَ حدوث هذا. |
Ben doktor değilim ama Tüm tıbbi geçmişlerini incelemeniz gerekiyor. | Open Subtitles | أنا لست طبيباً، ولكن لتلق نظرة على تاريخهم الطبي كاملاً |
Ve yüreği ancak Gri Saç ve onun soyu tamamen öldüğünde yeniden huzur bulacak. | Open Subtitles | وقلبه سيصبح كاملاً ثانية في اليوم الذي يموت به ذو الشعر الرمادي وكل أبنائه |
Vuruşumuzu yaptık, kaderimiz ve şimdi Hepsini o işadamlarına teslim etmek zorunda mıyız? | Open Subtitles | والآن يجب علينا تسليمه كاملاً إلى رجال الأعمال هؤلاء |
Bunun tamamını vadesiz bir hesaba yatırmak istediğinize emin misiniz? | Open Subtitles | هل أنت متأكد أنك تريد المبلغ كاملاً في حساب جار؟ |
Bu akşam kusursuz bir kadınla seviştim. | Open Subtitles | الليلة مارست الجنس مع إمرأة وكان نعيماً كاملاً. |
Evli değilim, ama tam bir yıl önce bugün, çift taraflı akciğer nakli ardından bir ay süren bir komadan uyandım. | TED | لا .. أنا لست متزوجة .. ولكن منذ عام من اليوم .. استيقظت من غيبوبة دامت شهراً كاملاً بعد عملية إستبدالٍ لرئتيّ |
Beşinci Kol bizimle savaşabilmek için koca bir melezler ordusu üretebilir. | Open Subtitles | يمكن للرتل الخامس أن يستولدَ جيلاً كاملاً من الهجناء ليحاربوا ضدّنا |
İşte burası da depoda tamamı bir araya geldiği zamanki serginin görüntüsü. | TED | وهذا شكل المعرض كاملاً بعد جمعه في هذا المستودع. |
Hayır, devletin parasını çalmadım. Ben sadece paramı tam olarak ödemedim. | Open Subtitles | لا، لم أسرق من الحكومة لم أدفع فقط ما عليَّ كاملاً |
Şeytan burada ve onu bulursa, zaferi tamamlanmış olacak. | Open Subtitles | الشيطان هنا, وإذا وجدها, إنتصاره سيكون كاملاً. |