Medya karartması özellikle Robin için çok zordu çünkü, o medyanın ta kendisiydi. | Open Subtitles | التعتيم الإعلامي كان صعباً على روبن بشكل خاص لأنها ،حسناً ، هي الإعلام |
Bunu söylemek zordu, ama söyledim ve asla pişman olmadım. | Open Subtitles | قولي لها كان صعباً , لكني قلتها ولم أندم بعدها |
İki tarafı da halletmek zordu. | TED | لذا كان صعباً الحصول على هذين الجانبين. |
Başka bir şansım olsun isterdim. Bu senin için zor oldu biliyorum. | Open Subtitles | حسناً,أتمنى لو كان لديّ خيار آخر أعلم بأن هذا كان صعباً عليك |
Adamı her gün işte görmek çok zor olsa gerek. | Open Subtitles | لابد وأن الأمر كان صعباً بأن تراه أمامك كل يوم |
Bunun zor olduğunu biliyorum, ve seninle çok gurur duyuyorum. | Open Subtitles | أعرف أن هذا كان صعباً عليكِ لكنني فخورة جداً بكِ |
Aferin sana. Etrafta bu kadar şiddet varken bunu yapabilmen zor olmuştur. | Open Subtitles | هنيئاً لك، لابد أن ذلك كان صعباً بكونك محاطاً بالكثير من العنف. |
İletişim, Isaac için zordu ve bu yüzden bilmesi gereken şeyi öğrenmek için geçici bir çözüm buldu. | TED | التواصل كان صعباً على آيزك و لذلك وجد حلاً لأكتشاف ما هو في حاجة إلى معرفته. |
Güzel Zimbabwe'ye ilk ulaştığımda, nüfusun yüzde otuz beşinin HIV pozitif olduğuna inanmak zordu. | TED | عندما وصلت أول مرة الى زيمبابوي الجميلة كان صعباً فهم أن 35 بالمائة من سكانها مصابون بمرض الإيدز |
Fark ettik ki büyük parçalar halinde sentetik DNA üretmek inanılmaz zordu. | TED | وقد وجدنا أن توليف حمض نووي دقيق في قطع كبيرة كان صعباً للغاية. |
Bu, antik dünyada bunu yapabilmenin tek yoluydu çünkü engebeli yollarda yiyecek taşımak çok zordu. | TED | كانت هذه هي الطريقة الوحيدة الممكنة في العالم القديم لأنه كان صعباً جداً نقل الغذاء عبر الطرق التي كانت وعرة |
Evet. Bizim için de zordu ama biz başardık. | Open Subtitles | نعم، حسناً، لقد كان صعباً علينا وتمكنا من تجاوزه |
Benim için zordu. Yani kapayın çenenizi! | Open Subtitles | حسن ، كان صعباً عليّ لذلك اغربوا عن وجهي |
Bunu söyledikten sonra seksi bir fotoğraf yollatmam ne kadar zor oldu sanıyorsun? | Open Subtitles | كم كان صعباً علي برأيك لأحملها على إرسال صور مثيرة لك بعد ذلك؟ |
Henry onu benim yerime koydu, anlarsın ya, bu benim için çok zor oldu. | Open Subtitles | لقد وضعها فى مكانى , كما ترين وذلك كان صعباً علىّ جداً |
Cheesie Charlie's'de rezervasyon yaptırmanın ne kadar zor olduğunu biliyor musun? | Open Subtitles | هل تعرف كم كان صعباً للحصول على حجز في تيشزي تشارلي |
Kardeşlerin için de çok zor olmuştur. | Open Subtitles | حسنا ً , لابد و أن الأمر كان صعباً جدا ً علي اخوتك أيضا ً |
Bunu duyduğuma üzüldüm. zor bir durum olmalı. | Open Subtitles | نعم، أنا آسف لاسمع هذا لابد أن كان صعباً. |
Hayır ama dolandırıcılık kurbanlarının tamamen işbirliği yapması zordur. | Open Subtitles | لا، لكن لطالما كان صعباً أن يكون ضحايا الإحتيال صادقين تماماً |
Bebeğinizin doğumu biraz zor geçti. | Open Subtitles | عند الولادة كانت طفلتك .. طفلتك الحقيقية حسناً، لقد كان صعباً |
Babanın bu işin içinde olduğunu öğrenmek senin için zor olmalı. | Open Subtitles | بالتأكيد كان صعباً عليك أن تكتشف تورط والدك فى كل ذلك |
Üzgünüm Lex, bu zor olmuş olmalı. | Open Subtitles | أنا آسفة يا ليكس لابد أن هذا كان صعباً للغاية |