"كان لديها" - Translation from Arabic to Turkish

    • varmış
        
    • varsa
        
    • vardı
        
    • onun
        
    • sahipti
        
    • var mıydı
        
    • almış
        
    • var mıymış
        
    • ondaydı
        
    • 'nin
        
    • olmuştu
        
    • geçirdi
        
    Cindy Lou'nun meraklı kalbinde bazı sorular varmış. Open Subtitles سيندي لو كان لديها بعض الأسئلة في قلبها الفضولي
    Hatta bir video kaseti bile varmış ama ben onu hiç görmedim. Open Subtitles كشـىء لتشجيـع الفريق , أعتقد أن كان لديها فيديو مسجل خاص بها لكن لم أراه من قبل
    Büyük ihtimalle. Kan zehirlenmesi bir aydır varmış. Open Subtitles على الأغلب, و لكن كان لديها إنتان دموي منذ شهر على الأقل
    Eğer vücudunun bir yerinde kanser varsa paraneoplastik sendrom da olabilir. Open Subtitles إن كان لديها سرطان بجسدها فسيكون لديها أيضاً متلازمة التنشؤ الورمي
    Bağlı olduğu ve bilgi paylaştığı başka bir arkadaşı mı vardı? TED هل كان لديها صديق آخر كانت وفية له وشاركت معلوماتها معه؟
    Üç buçuk sene önce onun böyle bir seçme hakkı vardı. Open Subtitles كان لديها هذا الخيار قبل ثلاث سنوات ونصف حسناً 0 اسمع
    Kız kardeşinin ölmeden önce zor zamanlar geçirmiş olabileceğini kavrama yetisine sahipti. Open Subtitles كان لديها تفاهم محدد لما قد تعيشه أختها تلك الأسابيع قبل موتها
    Kronik bir hastalığı veya kullandığı herhangi bir ilaç var mıydı? Open Subtitles في ذلك الوقت هل كان لديها أي سابقة طبية، او علاج؟
    Evet, ve komşulara göre, kimsenin görmediği bir eski kocası ve bir erkek arkadaşı varmış. Open Subtitles أجل وبحسب أقوال الجيران كان لديها زوج سابق وصديق حميم لم يره أحد من قبل
    Tamam, kızın ikramiye çıkmamış 30 loto bileti varmış ve bu da cebindeydi. Open Subtitles حسنا، كان لديها 30 تذاكر خسارته في خلع الملابس لها، وهذا واحد في جيبها.
    onun zaten iki erkek arkadaşı varmış. Open Subtitles ولقد كانت جيدة، لاحقا اكتشفت.. أنه كان لديها عشيقان من قبل
    İyi notları varmış... Open Subtitles كان لديها علامات جيدة وفجأة تركت الدراسة
    Pembe elbisesi varmış, kırmızı elbisesi varmış, mavi elbisesi varmış, yeşil elbisesi varmış, mor elbisesi, Open Subtitles كان لديها فستان قرنفلي وفستان أحمر فستان أزرق وفستان أخضر وفستان أرجواني
    Ama bundan kullanıyorsa, mesane enfeksiyonu varmış. Open Subtitles لأنها كانت تأخذ هذا؟ كان لديها عدوى المثانة
    Görünüşe göre kız kardeşinin avlunun karşısında bir hayranı varmış. Open Subtitles يبدو أن أختك كان لديها مغرم من الشقة المقابلة
    Güzel görünmeye çalışır, tabii eğer güzel görünmesi gereken birisi varsa. Open Subtitles .. ستحاول أن تُظهر جمالها إن كان لديها شخص لتتجمّل لأجله
    Ama geçen yıl parası vardı. Okulum için ödeme yapmıştı. Open Subtitles ولكن كان لديها السنة الماضية مالا دفعت جزءا منه لتدريسي
    onun sana vurulması için ilk önce baya bir martini içmesi gerek. Open Subtitles لا بد وأنه قد كان لديها دافعاً مرعباً لتتعرّف عليك منذ البداية.
    Zapt edilmesi gereken bir güce sahipti ama rezalet bir Yüce'ydi. Open Subtitles لقد كان لديها قوة تؤخذ في الحسبان لكنها كانت قائدة فظيعة
    Düşmanı var mıydı veya ona kin besleyen biri? Open Subtitles او ان كان لديها اعداء ,او قامت بجرح احد ؟
    Hizmetçiyle konuştum. Sinemaya gitmek için izin almış. Open Subtitles كنت أثرثر مع الخادمة، كان لديها وقت استراحة للذهاب لمشاهدة فيلم
    Dernek kartlarındaki parmak izlerini kontrol et bakalım suç kayıtları var mıymış görelim. Open Subtitles تحقق من البصمات الموجودة على بطاقة الإتحاد. انظر ان كان لديها سجل إجرامي.
    Cinayet silahı hala ondaydı ve saklamak için sadece bir kaç saniyesi vardı. Open Subtitles كانت لا تزال تحتفظ بالمسدس سلاح الجريمة فقط كان لديها ثواني قليلة لتخبئه
    Sadece Alman Deniz Kuvvetleri'nin bir saldırı planı vardı. Open Subtitles لقد بدا أن البحريه الألمانيه هى الوحيده التى كان لديها خطط بشأن الأجتياح
    Annem zatürree olmuştu, çok hastaydı. Open Subtitles أمى كانت مريضة جداً بألتهاب رئوى كان لديها ممرضة
    Kız mantar enfeksiyonu geçirdi, sonra da hemen aybaşı oldu. Open Subtitles يعني, كان لديها مرض انثوي, وبعد ذلك أتتها الدورة الشهرية.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more