Resmin neye benzeyeceğine dair kesin bir görüşüm vardı ve arkadaşımı boyarken bu görüşe sadık kalmaya özen gösterdim. | TED | كان لي رؤية محددة جداً على ما سيبدوعليه، و عندما كنت أرسمه، حرصت على أن أتابع ذلك عن كثب. |
Bu öğlen onunla küçük ateşli bir sahnem vardı. Sen kızlarla geldiğin sırada. | Open Subtitles | كان لي مشهد ساخن معه بعد ظهر اليوم وأنت تقل الفتيات من المدرسة |
vardı, ama master diplomasını alınca, ona yanımda bir ofis verdiler. | Open Subtitles | لقد كان لي لكن عندما حصل على الشهادة استلم مكتبا بجانبي |
Pekala... umarım Benim için olduğu kadar sizin için de zevkli olmuştur. | Open Subtitles | حسناً اتمنى هذا كان نفس قدر المرح لكم مثل ما كان لي |
Kızımın hayatında Benim de sözüm olsaydı bunu ben de bilebilirdim. | Open Subtitles | والذي كنت سأعلمه , اذا كان لي رأي في حياة ابنتي |
O çok ağırbaşlı bir hayrandı, ben de cevap vermek zorundaydım. | Open Subtitles | حسنا، كان هذا مروحة جادة، كان لي أن أكتب له بالعودة. |
Demek istediğim, doğal olarak birçok sefer insanları yok etmek zorunda kaldım... ama her zaman... bu beni üzdü. | Open Subtitles | أعني، كانت هناك أوقات، وبطبيعة الحال، عندما كان لي أن يكون هناك أناس القضاء... انما هو دائما... الحزن لي. |
Seninle gerçekten güzel vakit geçirdim, ve dönmeni çok isterdim. | Open Subtitles | كان لي وقت جميل حقا معك وأحب لو إنك تعود |
Saatimi kabul edin. Param gitti, sahip olduğum paranın tümü. | Open Subtitles | اخذوا ساعتي ومالي وكل سنت كان لي في هذا العالم |
Bir sürü dostum vardı ama yine de kimse ailenin yerini tutamıyor | Open Subtitles | كان لي العديد من الأصدقاء الهنود كنت أذهب للكنيسة في نفس المكان |
Son olarak, gördüğünüz gibi konferansıma başlamak istediğim 3 sözden birini seçme tercihim vardı. | TED | وأخيرًا يمكنكم أن تروا أنه كان لي الخيار لاختيار إحدى المقولات الثلاث لأبدأ بها محاضرتي |
Ama bunların yanında Benim dinimde, dünyanın neresinde olursam olayım, birbirimize derhal yardım edeceğimiz arkadaşlıklarım vardı. | TED | ولكن كنت أيضًا من النوع المتدين حيث لم يكن يهم أن أعيش في العالم، كان لي صداقة، وعون متبادل فوري. |
O gün, tez danışmanlarımla görüşmem vardı. Bana anıtın o gün yıkılacağını söylediler. | TED | في ذلك اليوم، حدث أن كان لي إجتماع مع المشرفين، وقد اخبروني أن التمثال سوف يسقط في ذلك اليوم. |
Ve gerçekten de, günün sonunda, kabul edilebilir bir kafatasım, kısmen iyi bir omurgam ve yarım bir pelvisim vardı. | TED | وبالفعل ، في نهاية اليوم ، كان لي في الجمجمة معقولة ، وفقرات جيدة متوسطة ونصف من الحوض. |
Ama, aynı zamanda, mülteci kamplarında ölen dedelerim vardı. | TED | لكن أيضاً كان لي جد توفي في مخيمات اللاجئين. |
Bende öyle öyküler olsaydı Benim de çenem hiç düşmezdi. | Open Subtitles | إذا كان لي تلك القصص، وأود أن أسمع نفسي اعتقد. |
Demek istediğim; Benim de babam olsa ben de çoğu şeyi affederim. | Open Subtitles | أنا فقط أقول، إذا كان لي أبي، أود أن يغفر الكثير جدا. |
O anda çok tuhaf bir şekilde hem Benim hem de hastanın içinde olduğu sade bir rütüele doğru kaydığımızı hissettiğimi hatırlıyorum. | TED | وأتذكر أحساسي الغريب بأنني والمريض عدنا إلى طقوس بدائية حيث كان لي دور وكان للمريض دور. |
Metro'ların kontrolünü alabilmek için bir olay yaratmak zorundaydım. | Open Subtitles | كان لي لخلق الوضع الذي شأنها أن تسمح لي لتولي المترو. |
Her şeyin üstüne sen Carrie'ye söylemeye korkuyorsun diye ben de Kelly'ye yalan söylemek zorunda kaldım! | Open Subtitles | وعلى رأس من كل شيء آخر، كان لي أن أكذب كيلي لأنك كانوا يخشون وقالت انها تريد معرفة كاري حول هذا الموضوع. |
Kötü bir gün geçirdim diye ne içerim ne de biriyle kavga ederim. | Open Subtitles | إذا كان لي يوما سيئا، وأنا لن تشرب أو قتال، |
Annem emek içinde öldü, sahip olduğum her şey yaşlı adamdı. | Open Subtitles | مات أمي في المخاض، وكان الرجل العجوز كل ما كان لي. |
o benimdi. o benimdi! | Open Subtitles | كان لي , كان لي |
O sürede Tanrı'nın beni neden almadığını düşünmek için epey vaktim oldu. | Open Subtitles | بينهما كان لي الكثير من الوقت للتفكير والتساؤل لماذا تركني الله أعيش |
Güney Fransa'da sizinle tanışma onurunu yaşamıştım diyorum. | Open Subtitles | أقول، كان لي الشرف اجتماعكم في جنوب فرنسا. لا تتذكر؟ |