Bu daha akıllı, daha yaşlı karıncaların tecrübesinden dolayı değildir. | TED | إنها ليست نتيجة لتجربة النمل كبار السن ، وأكثر حكمة. |
yaşlı insanlar çok şeker yemez Bart fakat sana biraz kurabiye yapabilirim. | Open Subtitles | كبار السن لا يأكلون الكثير من الحلوى لكن بإمكاني صناعة البسكويت لك |
Turistler şişmandır, yaşlı insanlar aksidir, ve kızlar araba kullanamaz. | Open Subtitles | السياح سمينون، كبار السن غريبوا الأطوار، وفتيات لا يستطعن القيادة |
Lahanacıların elinde, cepheye sürecek yaşlılar ve çocuklardan başka kimse kalmamış. | Open Subtitles | سمعت أن الجنود الألمان على الجبهة أطفال و كبار السن فحسب |
Erkekler, kadınlar, gençler, yaşlılar -- erkeklerden çok kadınlar, aslında, ilginç bir şekilde. | TED | الرجال .. النساء .. الشباب .. كبار السن كلهم يقومون بها .. في الحقيقة النساء مهتمين بالقضية اكثر من الرجال |
Orada, bekleyen arabalara ilk olarak yaşlıları koydular, sonra genç Yahudiler'i ve son olarak çocukları. | Open Subtitles | صعد كبار السن أولا في عربات الماشية وبعدها الاصغر سنا وأخيرا الاطفال |
Bu değişkenlik özellikle yaşlıların yararlılığına ve o toplumun değerlerine bağlı. | TED | التفاوت ناتج وبشكل خاص عن فائدة كبار السن وعلى قيم المجتمع. |
Kadınlar, yaşlı insanlar ve çocuklar, ne gibi bir zarar verebilirler ki? | Open Subtitles | ما الضرر الذي يمكن أن يحدثة بعض النساء و كبار السن والأطفال؟ |
Bayım, kızınız yaşlı insanları daha çekilir hale getiren bir ilaç mı buldu? | Open Subtitles | يا سيّدي، هل وجدت إبنتك مخدّر يجعل كبار السن يتصرّفون كأشخاص طبيعيّين ؟ |
İçeride muhtemelen yaşlı kel adamlardan hoşlanan bir fetişist vardır. | Open Subtitles | حسنا، قد يكون هناك رجل لديه ولع بالصلع كبار السن. |
yaşlı bir kadındı. yaşlılara ne oluyorsa ona da o oldu. | Open Subtitles | كانت كبيرة في السن حدث لها ما يحدث لكل كبار السن |
yaşlı adamları bilirsin... onlar için gece saat 8'de biter. | Open Subtitles | حسنٌ، أنتِ تعرفين كبار السن ليلهم ينتهي عند الساعة 8 |
Sanırım artık yaşlı tarzı şeyleri genç tarzı şeylerden çok seviyorum. | Open Subtitles | أعتقد بأنني أُفضّل أمور كبار السن أكثر من أمور الشباب الآن. |
Amerikan kültürünün çok yanlış olduğunu kariyerim yaşlı insanlarla olduğu için biliyorum. | Open Subtitles | ما تعلمته من عملي مع كبار السن هو أن الثقافة الأمريكية خاطئة |
Bu, "CYBH'si olan yaşlı insan" şakalarından değil, değil mi? | Open Subtitles | انتظر, هذه ليست إحدى كبار السن المصابين بأمراض جنسية, صحيح؟ |
yaşlılar daha az uykuya ihtiyaç duyar. | TED | كبار السن يحتاجون إلى قدر أقل من النوم. |
Elde ettiğimiz sonuç, 200.000 sivil kurban bunların 160.000’i toplu şekilde öldürüldü. Küçük çocuklar, erkekler, kadınlar ve hatta yaşlılar. | TED | اسفر عن 200,000 ضحية من المدنين 160,000 منهم كانوا : اطفال, و رجال, و نساء, و حتي كبار السن. |
yaşlılar Avrupa Birliği'nden ciddi oranda ayrılmak istediler. | TED | أما كبار السن فقد أرادوا فعلياً مغادرة الإتحاد الأوروبي. |
yaşlıları kayıp değil, efendim. Onlar yaşlılar. | Open Subtitles | كبار السن عندهم سيدي , ليسوا مفقودين أنهم هم كبار السن .. |
Senin yaşındayken yaşlıların arkadaşın olduğunu düşünürsün, çünkü onlar da yaşlıdır. | Open Subtitles | في مثل عمرك نعتقد أن كبار السن أصدقاء لأنهم كبار السن |
yaşlılara dikkat etmelisin. Daha az testosteron daha fazla çekicilik. | Open Subtitles | ينبغي عليكِ الحذر من كبار السن جهد قليل وجاذبية كثيرة |
Çünkü hâlâ hayattaki bir çok ihtiyar bu eski usülde çalar." | TED | بسبب أن كبار السن هنالك مازالوا يعزفون ذلك النمط من الموسيقى |
İhtiyarlar genellikle geleneksel toplumların liderleridir, ve aynı zamanda siyaset, tıp, din, şarkılar ve danslar hakkında da en bilgi sahibi olanlardır. | TED | كبار السن غالبا ما يكونون القادة في المجتمعات التقليدية، والأكثر دراية بالسياسات، والدواء والدين والغناء والرقص. |
Ki, bir keresinde bunamış yaşlılardan para koparmak için Avon satmıştım. | Open Subtitles | وعندما أصبحت السيدة أفري فعلت ذلك فقد لكي أسلب كبار السن المختلين عقليا |
Sizin gibi eli kolu tutmaz yaşlılarla iki lafın belini kırma şansı mı? | Open Subtitles | فرصه لتبادل القص مع اصدقائك كبار السن لا تتغيب عنا |