Polis kanıt olarak elimde bildiri olan bu bulanık fotoğrafı çekti. | TED | ألتقطت الشرطة هذه الصورة المشوشة لي وأنا أحمل المنشورات كدليل ضدي. |
Mahkemeler, sessiz kalma hakkına başvurmayı bugüne kadar hiç kanıt olarak kullanmamıştı. | Open Subtitles | المحكمة لن تاخذ ابدا بحق الالتزام بالصمت.. يمكن ان يستخدم كدليل للادانة |
Onu sakladım! Sözünü çiğnediğine kanıt olarak onu mahkemede gösterebilirim! | Open Subtitles | إحتفظت بها ,أستطيع تقديمها في المحكمة كدليل على خرق للوعد؟ |
Söyleyeceğiniz her şey mahkemede delil olarak kullanılabilir. | Open Subtitles | ولكن, ما ستقوليه سوف يؤخذ وقد يستخدم كدليل ضدك فى المحاكمة |
Sizi uyarmak zorundayım söyledikleriniz aleyhinize delil olarak kullanılacaktır. | Open Subtitles | لابد من تحذيرك فيما سوف تقوله الآن سيؤخذ كدليل ضدك. |
Sayın Yargıç, bu bıçağın iki numaralı savunma kanıtı olarak kayıtlara geçmesini istiyorum. | Open Subtitles | حضرة القاضي اُريد أن توضع هذه السكّين كدليل دفاعي معترف من قبل الشاهد |
Bu sebeple yıllardır tutulan bu günlüklerin kanıt olarak değerlendirilmesini talep ediyoruz. | Open Subtitles | نطلب بناء على ذلك اعتبار المذكرات التي حفظت لسنوات عدة كدليل حقيقي |
Antropologlar, yerlilerin inancına kanıt olarak bu nesneleri 1880'lerde toplamaya başladılar. | TED | في ثمانينيات القرن التاسع عشر بدأ علماء بعلم الإنسان بجمعهم كدليل على الديانة الأمريكية الهندية. |
Ve bu da doğrulama sapmasının üçüncü örneğidir: muhalif teorilerle uyumlu olsa bile veriyi kanıt olarak kabul etmek. | TED | وهذا هو المثال الثالث على الإنحياز التأكيدي: قبول البيانات كدليل حتى لو كانت متناسقة مع نظريات أخرى منافسة |
Sadece kanıt olarak istiyorum, sonra yine alabilirsin | Open Subtitles | إنه يخصني أريده وحسب كدليل ويمكنك استرجاعه فيما بعد |
Sahte banknotları kanıt olarak alıyoruz. Makbuz hazırla. | Open Subtitles | يجب أن نأخذ هذة الورقة كدليل إعطهم إيصال |
Daireden kanıt olarak aldığım bir doktor çantası var. | Open Subtitles | كان هناك حقيبة الطبيب أخذت كدليل من الشقّة. |
Ne var ki cinayet silahı asla kanıt olarak sunulmadı. | Open Subtitles | هو ما كان عنده أبدآ سلاح الجريمة ليقدمه كدليل |
Bay Thaddeus Sholto, söyleyeceğiniz her şeyin aleyhinize delil olarak kullanılabileceğini söylemek benim görevim. | Open Subtitles | السيد تاديوس انه من واجبى ان احذرك من ان اى شيىء تقوله الان قد يستخدم ضدك و يمكن ان يستخدم كدليل لادانتك |
Uyarıyorum, söyleyeceğiniz her şey aleyhinize delil olarak kullanılabilir. | Open Subtitles | و يجب علي تحذيرك أن أي شئ تقوله سيتم تدوينه و ربما سيستخدم كدليل ضدك |
Sizi uyarmalıyım, hanımefendi. Söylediğiniz herşey aleyhinize delil olarak kullanılabilir. | Open Subtitles | علي أن أحذرك مدام أي شيء تقوليه يمكن أن يستخدم كدليل ضدك |
Onların, kızlık zarının bekaret kanıtı olarak kullanılamayacağını bilmelerini istiyoruz. | TED | نريد أن يعلموا أنه لا يمكن استخدام غشاء البكارة كدليل على العذرية. |
Ayrıca kundaklama olduğunu kanıtlamak için kullandığım kanıtı yok ettin. | Open Subtitles | وأحرقت الدليل الوحيد الذى كان يمكننى إستخدامه كدليل على تعمد الحريق |
Hey adamım, bana krediden söz etme. Borçlarım telefon rehberi kalınlığında. | Open Subtitles | يا رجل لا تحدثني عن الديون لدي دين غليظ كدليل الهاتف |
Hafıza belleği kafatasıma yerleştirilmiş korteks'ten alınan telemetri video ve sesleri, kanıtları ve duruşmaları kaydetmek için yapıldı. | Open Subtitles | حزمة ذاكرة مزروعة في جمجمتي وتسجّل من صوت وصورة من لحائي كي تستخدم كدليل في المحاكمات |
Daha önce kanıtlara konulmayan McKenna'nın notlarını kanıtlara ekledi. | Open Subtitles | قدموا كدليل ملاحظات المحقق ماكينا و التي لم يتم تقديمها مسبقا |
Mektubu hukuki delil ya da ipucu olarak saklamamı ister misin? | Open Subtitles | تريدني أن أحتفظ بالرسالة كدليل عدلي أو.. علامات ؟ |
Burasi ile Meereen arasindaki her mil göstergesinde bir tane var. | Open Subtitles | هناك واحد بعد كل ميل كدليل من هنا إلى (ميرين) |
Teşkilatlar arasındaki bir iyi niyet göstergesi olarak kızağa alındı. | Open Subtitles | الآن، تم الإستغناء عنه كدليل على حسن نيتنا بين الوكالتين |
Yeryüzüne faydalı olan ve korkulan bir şeyden ziyade doğayı rehber olarak kullanan bir sistem yaratabilir miyim? | TED | هل كان في مقدوري أن أبدع نظامًا يكون مفيدًا للأرض ويستنجد بالطبيعة كدليل بدل الاعتماد على شيء تُخْشى عواقبه؟ |