| Bu program bir zırvalık ve Sen de Öylesin. | Open Subtitles | هذا البرنامج عبارة عن قمامة و كذلك أنت أيضاً |
| En az bu ikisi kadar salaksın Sen de. | Open Subtitles | و لكنك لست كذلك, أنت فقط غبي مثل غباء هؤلاء الإثنان |
| Biz kahvaltı için beklemek zorundaysak, Sen de bekleyeceksin. | Open Subtitles | مهلا، مهلا ، إذا ما كان علينا الانتظار لإفطارنا ، كذلك أنت |
| Hastane kapandıktan sonra bu işe devam edeceksen Senin de araştırmanı salık veririm. | Open Subtitles | و كذلك أنت إذا كانت هذه هى طريقة كسب عيشك الوحيدة بعد إغلاق المستشفى |
| Tüm bunların anlamını bilmiyorum ama kimseye boyun eğmeyeceğim Sen de eğmeyeceksin. | Open Subtitles | ، لا أعلم ما الذي يعنيه كلّ هذا ، و لكنّي لن أركع لأي أحد و كذلك أنت |
| Ben buna inanmıyorum, Sen de öyle. Kendine bir bak. Yaptığın işe bak. | Open Subtitles | أنا لا أصدق هذا و كذلك أنت أنظر لحالك ، أنظر لما تقوم به |
| Sen de aynı durumdasın ama epey iyi başa çıkıyor gibisin. | Open Subtitles | حسنا، كذلك أنت لكنك بدوت أنك تتعامل بشكل جيد |
| Ben hayatta kalmaya çalışırım, Sen de öyle. | Open Subtitles | سأحاول أن أبقى حياً و كذلك أنت |
| Yerdekiler kütük gibi dururken Sen de kör kütüktün ya ondan diyorum. | Open Subtitles | كيف كان شعورك عندما دخلت للرّمي [مغمورٌ بالثمالة] و كلّ القواعد مملوءة؟ و كذلك أنت |
| Süpermeni görmek zorundaysam, Sen de Öylesin. | Open Subtitles | إذا أنا يجب أن سوبرمان وجه، كذلك أنت. |
| Aynı şekilde, Sen de insanlara karşı sözünü tutmalısın. | Open Subtitles | و كذلك, أنت يجب أن تفي بوعدك للناس. |
| Onların adamıysa Sen de öyle. | Open Subtitles | حسنا ، قد يكون هو رجلهم ، كذلك أنت |
| Zamanda yolculuk yapabiliyordu, yani Sen de yapabiliyorsun. | Open Subtitles | يمكنه السفر عبر الزمن كذلك أنت |
| - Terry iyi bir adamdı. - Sen de öyle. | Open Subtitles | ــ تيري كان رجل صالحا .ــ كذلك أنت |
| Sen de dahil olmak üzere, bu odadaki herkes silahlı ve tehlikeli. | Open Subtitles | , كل من في هذه الغرفة خطير و كذلك أنت |
| Sen de dahil olmak üzere, bu odadaki herkes silahlı ve tehlikeli. | Open Subtitles | , كل من في هذه الغرفة خطير و كذلك أنت |
| Sen de olmalısın. Ana'ya parmağının ucu değerse, | Open Subtitles | ينبغي عليك أن تكون كذلك أنت أيضاً "إنوضعتإصبعاًواحداًعلى" آنا .. |
| Yani zor olacağını biliyorum ama bu işe ihtiyacım vardı. Ki Senin de var. | Open Subtitles | أعني، أعلم أنه سيكون مليء بالتحديات، لكني أحتاج لذلك، كذلك أنت. |
| Tabii ki, başka çareleri vardı. Senin de vardı. | Open Subtitles | .أجل، صحيح، كان لديهم خيار .و كذلك أنت |
| Tabii ki Öylesin! İhtiraslısın, değil mi? | Open Subtitles | بالتأكيد أنت كذلك أنت طموح ، أليس كذلك |