"كل ما أقوله" - Translation from Arabic to Turkish

• Tek söylediğim
• Demek istediğim
• diyorum
• Tüm söylediğim
• söylediğim her şeyi
• söylüyorum
• Tek söyleyeceğim
• Söylemek istediğim
• Tek dediğim
• Tek söylemek
• Tek diyeceğim
• Söylemeye çalıştığım
• söylediğim tek şey

Tek söylediğim, artık sizin numaralarınızı yemeyecek kadar zekiyim, o kadar.
كل ما أقوله أنني أعرف كل خدعك الآن هذا كل شئ

Tek söylediğim, ilişkiyi geçerli, bizi de sayılır kılmak için...
كل ما أقوله هو أننا لا نحتاج لإقرارها من أحد

-Benim Demek istediğim şu. İyi şeylerin yanı sıra sorunlarınız da vardı.
كل ما أقوله أنه مع كل شيء جيد في الزواج هناك مشاكل

Demek istediğim en çok bu zamanlarda onu özlediğini anlıyorum.
كل ما أقوله أنه في أوقات كهذه، تفتقد أحبائك بشدة

diyorum ki, genelde 30 dakika içinde bundan çok daha fazla şey olur.
كل ما أقوله بأنه عادة يحصل أكثر من هذا بكثير خلال 30 دقيقة

Tüm söylediğim, şu anda onlar hakkında tam kanıt istediğim.
كل ما أقوله , لهذه اللحظة سأقوم بإعطاء المجال للشك

John'u ben hallederim. Ona söylediğim her şeyi yutacaktır.
ستربحين بمساعدتى سأتكفل بأمر جون سينفذ كل ما أقوله له

Tek söylediğim şey insanlarınızın bu ülkeye gelip işlerimizi almasıydı.
كل ما أقوله أن قومك يأتون إلى بلدنا ويأخذون وظائفنا

Tek söylediğim, bunu bildiğim bir hayvanın yapamayacağı.
كل ما أقوله أنه لم يكن نوع حيوان أنا أعرفه

Tek söylediğim belki benim mektuplarımdan size gelen olmuştur.
كل ما أقوله هو أنكم قد استلمتم أحد رسائلي

Tamam, tek Demek istediğim herhangi birisi başka birisinin eşyalarını karıştırabilir.
حسنا, كل ما أقوله أنه أحدهم يمكنه البحث في أشياء الآخرين

Demek istediğim şu ki bir mağaza dolusu müşteriyi mutlu etmek göründüğünden zordur.
كل ما أقوله هو أن إبقاء متجراً مليء بالزبائن السعداء أصعب مما يبدو.

Demek istediğim, Oregon'a, bir kitap anlaşması ayarlamadan döndüm, bir ajansla anlaşmadan, kafam ve kalbim anılarla dolu döndüm, çok güzel yazarlara, bu kadar yakın durabilmiş olmanın hatıralarıyla.
كل ما أقوله هو، أنه حال عودتي الى أوريغون دون عقد تأليف، ودون وكيل نشر، ومعي فقط عقل وقلب مليء بالذكريات حول جلوسي القريب جدا ً من المؤلفين الرائعين.

Ortakları değişelim diyorum. İlginç olur.
انظروا كل ما أقوله , يارجل هو تبديل شركائنا سيكون شيئا مسليا

Sadece diyorum ki, Marlene'e boruyu döşemeye devam edersen seninle her iddiaya girerim, hepimizi zengin edecek.
كل ما أقوله طالما أنك علي علاقة بميرلين أراهنك أنها ستجعلنا جميعاً أغنياء

Benim Tüm söylediğim peşinden gitmeye değecekse sana haber vereceğim.
كل ما أقوله هو أني سأعلمكِ اذا كانت تستحق المتابعة.

Tüm söylediğim, eğer kötülük cazip olmasaydı, (Neden hiç birşey olmazdı? )
إنَّ كل ما أقوله هو، إن كان الشر ليس مغرياً، فلماذا قد يكون موجوداً؟

Seninle konuşmayacağım. Aker sana uyuşturucu verip duruyor. söylediğim her şeyi unutacaksın zaten.
حسناً سأقول لكى, لكن دون جدوى _ فسوف تنسين كل ما أقوله _

Sadece senin bir kurban olduğunu söylüyorum. Karşı koyma zamanı geldi.
كل ما أقوله هو أنك ضحية حان الوقت لتناضل لتغيير ذلك

Sevişmen bile, seni onur listesine yazdırır Tek söyleyeceğim bu.
الكثير يضعك في قاعة الشهرة . هذا كل ما أقوله

Bak, asıl Söylemek istediğim, onun bizim verebildiğimizden... daha fazla ilgiye ihtiyacı var.
اسمعي، كل ما أقوله هو أنه قد يحتاج... أكثر مما يمكننا تقديمه له.

Benim Tek dediğim, kimsenin seni itip kakmasına izin verme.
كل ما أقوله هو ألا تجعل هؤلاء الناس يضغطون عليك

Tek Söylemek istediğim, şu hatıra olayı iki şeritli bir yoldur. Öyle mi?
كل ما أقوله أن الذاكره عباره عن طريق اتجاهين

Tek diyeceğim şey, o telefonun kişisel malım olduğu.
كل ما أقوله الأن بأن هذا الهاتف مِلك لي الأن.

Onu elbette seviyorsunuz. Ama benim Söylemeye çalıştığım, öfkeyi başka yere yönelteceğinize öfkenize sahip çıkın.
كل ما أقوله هو إحتواء الغضب بدلاً من تبديله

söylediğim tek şey aradığın iblis artık yok.
كل ما أقوله هو شيطان كنت تبحث عن لم يعد موجودا.