Söz verdiğim gibi Yunanistan senin olacak. Boş ve güzel. Mutlu musun? | Open Subtitles | -الان استطيع اخذ بلاد اليونان كما وعدت,نظيفة و جميلة, الا يسعدك هذا؟ |
Ben Şerif Biggs. Söz verdiğim gibi tanker yolda. | Open Subtitles | انا الضابط بيجز الوقود فى طريقه اليك كما وعدت |
İşte oradasın. Söz verdiğim gibi, bu akşam yemekte günün avını yiyor olacağız. | Open Subtitles | ها أنت، كما وعدت أنا وأنت سنتعشى سمكاً طازجاً من صيد اليوم |
söz verdiğin gibi aramayacağını biliyordum çünkü sen yalancısın. | Open Subtitles | أعلم أنك لن تتصل بي كما وعدت لأنني أعرف أنك كاذب |
İşimiz bitti! Anahtarımı, posta kutuma koymanı ve söz verdiğin gibi hayatımdan defolup gitmeni istiyorum! | Open Subtitles | أريدك أن تضع مفتاحي بصندوق البريد وتخرج من حياتي كما وعدت |
Gümrük evrakları söz verildiği gibi işlem gördü. Hepsi düzenli. | Open Subtitles | تم تجهيز الأوراق الجمركية كما وعدت كله شئ مرتب |
Söz verdiğim gibi, bunu bir hayatla telafi edeceğim Kendi hayatımla! | Open Subtitles | كما وعدت , سأعوض عن هذا بحياتي بحياتي وحدي |
Bu çok güzel Goldie. Tıpkı sana Söz verdiğim gibi ama daha iyisi. | Open Subtitles | هذا جميل غولدي ، كما وعدت بالضبط ، بل أكثر |
Her zaman yanında olacağıma söz vermiştim ailemi asla riske atmayacağıma dair kendime Söz verdiğim gibi. | Open Subtitles | لقد وعدتها بأنني سأكون دائما هنا كما وعدت نفسي بأن لا أضع عائلتي في الخطر |
Söz verdiğim gibi uzaylıyı size teslim ettim. | Open Subtitles | لقد ساعدتكم على جلب الكائن الفضائي إليكم كما وعدت |
Her lokmayı anneme Söz verdiğim gibi 20 defa çiğnemeye çalışıyorum, ...ama 14 ten sonra kan tadı almaya başlıyorum. | Open Subtitles | فما زلت أواصل محاولة مضغ كل قضمة 20 مرة كما وعدت أمي ،و لكنني أصل لحوالي الأربعة عشر وعندها بدأت بالإحساس بطعم الدم |
Amy iyi. Senden görevi tamamladığın bilgisini alır almaz, gitmesine izin vereceğim, Söz verdiğim gibi. | Open Subtitles | إيمي بخير حين أعرف أنك أنهيت مهمتك كما وعدت |
Tam da Söz verdiğim gibi, uydu haritalamalarını sabote ettim. | Open Subtitles | لقد خرّبت القمر الصناعي، كما وعدت مِن قبل. |
Elbette yapmadım. Ona yardım etim ve Söz verdiğim gibi etmeye devam edeceğim. | Open Subtitles | بالتأكيد لا، لقد ساعدتُها و سأستمرّ بذلك كما وعدت. |
Sana Söz verdiğim gibi kredi kartın ile aldığım şeylerin parasını geri ödüyorum. | Open Subtitles | أسدّد لك عن كل الأغراض التي اشتريتها ببطاقتك الائتمانية، كما وعدت |
Açık denizde batıya yelken açıp söz verdiğin gibi kara ve ganimet bulduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | نعلم أنّك أبحرتَ غرباً، عبر البحر المفتوح الجهات، وعثرتَ على أرض وغنائم، كما وعدت. |
söz verdiğin gibi senato oyunu ver bağırsaklarını kolye olarak takmayacağın küçük de olsa bir şansın olsun. | Open Subtitles | الأن أنت ستسلم , تصويت مجلس الشيوخ كما وعدت و هنالك فرصة صغيره بأنك لن ترتدي . أمعائك مثل قلادة |
Jack, şimdi bana söz verdiğin gibi tavşanı öğret. | Open Subtitles | جاك,الان علمني تقليد الارنب كما وعدت |
Plan söz verildiği gibi işledi, Lordum. | Open Subtitles | لقد سارت الخطة كما وعدت . يا مولاي |
- söz verildiği gibi garnizona doğru gidiyorduk. | Open Subtitles | - ركبنا للحامية وفقا للتعليمات - للإفراج عن السجناء، كما وعدت ولكن السجناء لم يكونوا موجودين هناك |
Hükümet, söz verdiği gibi Küba adasındaki Sovyet askeri hazırlığına en yakın takibini sürdürmektedir. | Open Subtitles | هذه الحكومة كما وعدت حافظت على متابعتها الدقيقة للتعزيزات العسكرية السوفيتية |
Hükümetimiz söz verdiğimiz gibi, Küba adasındaki Sovyet askeri yığınağını çok yakından takip ediyordu. | Open Subtitles | هذه الحكومة، كما وعدت, قد حافظت على الرقابة الشديدة على جيش السوفييتي المكثّف |
İşte buyrun. Söz verdiğim üzere kurabiyeler. | Open Subtitles | حسنا خذ هذا شراب البنش والبسكويت كما وعدت |
Arkadaşınız, söz verdiği halde hiç aramadı. | Open Subtitles | لم تتصل صديقتك أبداً كما وعدت أن تفعل |