Biraz çiçek almaya gidiyorum, sevgilim. 20 dakika içinde dönerim. | Open Subtitles | سأذهب لأحضر بعض الورود يا عزيزي، ساعود بعد 20 دقيقه |
- Evet, yaptın! - Hayır, ben Casio'mu almaya gittim. | Open Subtitles | نعم لقد فعلت لقد ذهبت فقط لأحضر الكاسيو الخاص بي |
Evet, tamam. Ben gidip ne olduğunu bilmediğimiz kitabı alacağım. | Open Subtitles | أجل، سأذهب لأحضر الكتاب أنا لا أعرف عنْ ماذا يدور |
Bak, sadece sakin ol, ben de gidip sana çay getireyim. | Open Subtitles | انظر، فقط هدئ أعصابك وسوف أذهب لأحضر لك بعضاً من الشاي |
Onu bana bıraktığı gün bir sandviç almak için buzdolabına doğru uzandım. | Open Subtitles | في اليوم الذي أخذته فيه من منزلي ذهبت إلى الثلاجة لأحضر السندويشات |
- Hayır, ama gidip bir manto alayım. - Çiçek odasında bir yığın yağmurluk var. | Open Subtitles | كلا , سأذهب لأحضر معطفى هناك كومة من المعاطف فى غرفة الزهور |
Ani pişirme güdüm yüzünden yumurta ve un almaya gidiyordum. | Open Subtitles | كنت في الخارج لأحضر دقيق و بيض لرغبتي المفاجأة للخبز |
Beni içki almaya gönderdiniz, geri döndüğümde de parti bitti mi yani? | Open Subtitles | أرسلتموني لأحضر الكحول وعندما عدت كانت الحفلة قد انتهت؟ |
Tatlı yapmak için şeftali almaya inmiştim. Hemen geliyorum. | Open Subtitles | نزلت لأحضر بعض الخوخ لإعداد الحلوى، سأصعد حالاً |
Bak ne diyeceğim. Eczaneye kadar gideceğim ve tahmin et bakalım ne alacağım. | Open Subtitles | سأخبرك عما سأفعله ، سوف أنزل إلى الصيدلى لأحضر لك بعض ،، خمنى ماذا |
Biraz kahve alacağım. Sen de istermisin? | Open Subtitles | لن ندعه يبقى عندنا ، أليس كذلك ؟ سأذهب لأحضر بعض القهوة |
Soru soracağım, anında. Sonra gidip kamerayı alacağım. | Open Subtitles | سأختبرك أيضاً أيها البارع سوف أذهب لأحضر آلة التصوير |
Kanı senin evinin yerinde. Karavanı getireyim. Sen etrafı temizle. | Open Subtitles | و دمها على أرضيتك سأذهب لأحضر الـ فان، فلتنظف هنا |
gidip sana soğuk su getireyim Melly. | Open Subtitles | سأذهب لأحضر لكِ بعض الماء البارد يا مللي |
Bunları almak için grubun yarısını dövmek zorunda kaldım. Sana ayırdım. | Open Subtitles | اضطررت للشجار مع نصف المجموعة لأحضر لك هذه، احتفظت بها لك |
Aslında daha fazla almak için markete doğru yürürken yürüyüşün zihnimi açtığını keşfettim. | Open Subtitles | في الحقيقة, أنا أسير للبقالة لأحضر المزيد عندما أكتشفت أن السير يصفي الذهن |
Eve gidip Laboratuvarımdan eşyalarımı alayım. | Open Subtitles | سيكون على الذهاب إلى البيت لأحضر بعض الأشياء من المعمل |
- Ne? Artık hepimiz bir aileyiz. - Ben valizlerinizi alayım. | Open Subtitles | ماذا, نحن عائلة الأن أنا ذاهب لأحضر الأمتعة |
Hava karardıktan sonra adaya dönmemi istedi çakmağını almam için. | Open Subtitles | هل تعرفين ألنه حاول أن يرجعني للجزيرة ذات ليلة بعد حلول الظلام لأحضر قداحته حتى لا تجدها الشرطة؟ |
Dışarıya çıktın, salıncağa oturdun ve ben de sana battaniye getirmeye gittim çünkü sen o katatonik, tuhaf yerden ayrılmayı reddettin. | Open Subtitles | لقد ذهبتي للخارج و جلستي على الأرجوحة و ذهبت أنا للداخل لأحضر الغطاء لأنكِ رفضت الدخول و كنتِ في حالة غريبة |
Bir tornavida almalıyım. | Open Subtitles | أنا يَجِبُ أَنْ أَذْهبَ لأحضر هذا المفكّ اللعين. |
-Sen yap. Ben Sully i çağırayım. -Tamam | Open Subtitles | اسأل انت، سأذهب لأحضر صولي حسنا |
Sana bir bardak su getirmek için mutfağa gittim geri geldiğimde sen yoktun. | Open Subtitles | لقد ذهبت للمطبخ لأحضر لك كأس من الماء وعندما عدت لم تكوني هناك |
Yunan yemeği alıp gelmem ne kadar sürdü? | Open Subtitles | حين أذهب لأحضر طعام يوناني كم يستغرقني ؟ |
West,ben şu yarana gidip bir çiğ biftek bulayım. | Open Subtitles | ويست، سأذهب لأحضر لك قطعة ستيك نيئة لتلك العين السوداء إن تقاتلتما أنتما الاثنان بينما أنا غائبة |