"لأحضر" - Traduction Arabe en Turc

    • almaya
        
    • alacağım
        
    • getireyim
        
    • almak
        
    • alayım
        
    • almam
        
    • getirmeye
        
    • gidip
        
    • almalıyım
        
    • çağırayım
        
    • getirmek
        
    • alıp
        
    • bulayım
        
    Biraz çiçek almaya gidiyorum, sevgilim. 20 dakika içinde dönerim. Open Subtitles سأذهب لأحضر بعض الورود يا عزيزي، ساعود بعد 20 دقيقه
    - Evet, yaptın! - Hayır, ben Casio'mu almaya gittim. Open Subtitles نعم لقد فعلت لقد ذهبت فقط لأحضر الكاسيو الخاص بي
    Evet, tamam. Ben gidip ne olduğunu bilmediğimiz kitabı alacağım. Open Subtitles أجل، سأذهب لأحضر الكتاب أنا لا أعرف عنْ ماذا يدور
    Bak, sadece sakin ol, ben de gidip sana çay getireyim. Open Subtitles انظر، فقط هدئ أعصابك وسوف أذهب لأحضر لك بعضاً من الشاي
    Onu bana bıraktığı gün bir sandviç almak için buzdolabına doğru uzandım. Open Subtitles في اليوم الذي أخذته فيه من منزلي ذهبت إلى الثلاجة لأحضر السندويشات
    - Hayır, ama gidip bir manto alayım. - Çiçek odasında bir yığın yağmurluk var. Open Subtitles كلا , سأذهب لأحضر معطفى هناك كومة من المعاطف فى غرفة الزهور
    Ani pişirme güdüm yüzünden yumurta ve un almaya gidiyordum. Open Subtitles كنت في الخارج لأحضر دقيق و بيض لرغبتي المفاجأة للخبز
    Beni içki almaya gönderdiniz, geri döndüğümde de parti bitti mi yani? Open Subtitles أرسلتموني لأحضر الكحول وعندما عدت كانت الحفلة قد انتهت؟
    Tatlı yapmak için şeftali almaya inmiştim. Hemen geliyorum. Open Subtitles نزلت لأحضر بعض الخوخ لإعداد الحلوى، سأصعد حالاً
    Bak ne diyeceğim. Eczaneye kadar gideceğim ve tahmin et bakalım ne alacağım. Open Subtitles سأخبرك عما سأفعله ، سوف أنزل إلى الصيدلى لأحضر لك بعض ،، خمنى ماذا
    Biraz kahve alacağım. Sen de istermisin? Open Subtitles لن ندعه يبقى عندنا ، أليس كذلك ؟ سأذهب لأحضر بعض القهوة
    Soru soracağım, anında. Sonra gidip kamerayı alacağım. Open Subtitles سأختبرك أيضاً أيها البارع سوف أذهب لأحضر آلة التصوير
    Kanı senin evinin yerinde. Karavanı getireyim. Sen etrafı temizle. Open Subtitles و دمها على أرضيتك سأذهب لأحضر الـ فان، فلتنظف هنا
    gidip sana soğuk su getireyim Melly. Open Subtitles سأذهب لأحضر لكِ بعض الماء البارد يا مللي
    Bunları almak için grubun yarısını dövmek zorunda kaldım. Sana ayırdım. Open Subtitles اضطررت للشجار مع نصف المجموعة لأحضر لك هذه، احتفظت بها لك
    Aslında daha fazla almak için markete doğru yürürken yürüyüşün zihnimi açtığını keşfettim. Open Subtitles في الحقيقة, أنا أسير للبقالة لأحضر المزيد عندما أكتشفت أن السير يصفي الذهن
    Eve gidip Laboratuvarımdan eşyalarımı alayım. Open Subtitles سيكون على الذهاب إلى البيت لأحضر بعض الأشياء من المعمل
    - Ne? Artık hepimiz bir aileyiz. - Ben valizlerinizi alayım. Open Subtitles ماذا, نحن عائلة الأن أنا ذاهب لأحضر الأمتعة
    Hava karardıktan sonra adaya dönmemi istedi çakmağını almam için. Open Subtitles هل تعرفين ألنه حاول أن يرجعني للجزيرة ذات ليلة بعد حلول الظلام لأحضر قداحته حتى لا تجدها الشرطة؟
    Dışarıya çıktın, salıncağa oturdun ve ben de sana battaniye getirmeye gittim çünkü sen o katatonik, tuhaf yerden ayrılmayı reddettin. Open Subtitles لقد ذهبتي للخارج و جلستي على الأرجوحة و ذهبت أنا للداخل لأحضر الغطاء لأنكِ رفضت الدخول و كنتِ في حالة غريبة
    Bir tornavida almalıyım. Open Subtitles أنا يَجِبُ أَنْ أَذْهبَ لأحضر هذا المفكّ اللعين.
    -Sen yap. Ben Sully i çağırayım. -Tamam Open Subtitles اسأل انت، سأذهب لأحضر صولي حسنا
    Sana bir bardak su getirmek için mutfağa gittim geri geldiğimde sen yoktun. Open Subtitles لقد ذهبت للمطبخ لأحضر لك كأس من الماء وعندما عدت لم تكوني هناك
    Yunan yemeği alıp gelmem ne kadar sürdü? Open Subtitles حين أذهب لأحضر طعام يوناني كم يستغرقني ؟
    West,ben şu yarana gidip bir çiğ biftek bulayım. Open Subtitles ويست، سأذهب لأحضر لك قطعة ستيك نيئة لتلك العين السوداء إن تقاتلتما أنتما الاثنان بينما أنا غائبة

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus