"لأسباب" - Translation from Arabic to Turkish

• nedenlerden ötürü
• nedeniyle
• dolayı
• yüzünden
• sebebiyle
• sebebi
• nedenlerle
• sebep
• nedeni
• nedenden ötürü
• sebepten ötürü
• nedenle
• nedenlerinden ötürü
• sebepleri
• sebeplerden ötürü

Fakat nihayetinde bazı sistematik nedenlerden ötürü bunun işe yaramadığı sonucuna vardım.
ولكن وصلت في النهاية إلى استنتاج أنها لم تنجح فقط لأسباب منهجية.

Hiç kişisel olarak birinin, politik sebepler nedeniyle kısırlaştırmaya maruz kaldığına şahit oldunuz mu?
تعرّض بها شخصٌ للخصاء الجنسي لأسباب سياسية؟

Koşularda baş dönmesi ve mide bulantısı gibi birkaç nedenden dolayı geride kalıyordum.
لقد سقطت عدة مرات من قبل لأسباب عديدة منها الاضطراب و دوار البحر

Bir sürü sebeb yüzünden komik. Bu şova gitmemiz lazım.
هذا مضحك لأسباب كثيرة ، يجب أن نذهب لهذا البرنامج

Davanın jürisiz yargılanması için jüriyi serbest bırakacağım, ve delilik sebebiyle "suçsuzluk" iddia edilecek.
سوف أصرف لجنة الملحفين إذن كمحاكمة عادية طالما الأمرُ قد حُسِم مع دافع متعمّد للقتل لأسباب تتعلق بالصحة العقلية حسناً ؟

İkinci Dünya Savaşı'ndan sonraki bu yıllara kural dışı denmesinin bir çok sebebi var.
و لذلك، لأسباب عدة، كانت تلك العقود بعد الحرب العالمية الثانية، اوقات تاريخية غريبة.

Bilesin diye söylüyorum, ona bunu yanlış nedenlerden ötürü yaptığını söyledim.
يجب ان اقول اني اخبرته انه يفعل هذا لأسباب خاطئه ..

Bunları yanlış nedenlerden ötürü yapsa da gerçek değil diye bir şey yok.
حتى إن كان يقوم بالامر لأسباب خاطئة هذا لا يعني أنها ليست الحقيقة

Brezilya ve Japonya'da, eşsiz kültür ve dilbilimsel nedenlerden ötürü.
في البرازيل واليابان، لأسباب تندرج تحت تفردهم الثقافي واللغوي

Irkı nedeniyle hastaneye yatışı reddedildi.
ولقد رفضوا ايداعها فى تلك المستشفى لأسباب عنصرية

Washington Askeri Savcılığında göreve atanmanı sağlayacağım... ..sağlık sorunların nedeniyle.
سأتركك تقدّم طلب للحصول على إعادة المهمة إلى ممثل النيابة العامة الجنرال كوربس لأسباب المرض.

Evet, ama her zaman başka nedenlerden dolayı, her zaman terörü...
، نعم، لكن دائما لأسباب الأخرى . . دائما مع الإرهاب

Yasal sebepler yüzünden bir Sentetik kendi kendini kontrol edemez.
لأسباب قانونية، هي الاصطناعية الأجهزة لا يمكنها القيام بفحص الذاتي

Güvenlik sebebiyle, hepiniz de bu işin peşini bırakacaksınız.
لقد سمحنا لكم جميعاً بالمغادره لأسباب أمنيه

lKatilin bu şarkıyı dinlememizi istemesinin sebebi... müzik aşkı değil herhalde.
من الواضح أن القاتل يريد منا أن نستمع لتلك الأغنية لأسباب أخرى غير الولع بالموسيقى

biyopsiyle ispatlanmış prostat kanseri olan ve daha önce çalışmayla ilgisiz nedenlerle ameliyat yapılmamasına karar verilmiş 90 erkeği aldık.
تم إدراج 90 رجل شُخص لديهم سرطان البروستات والذين إختيروا لأسباب لا علاقة لها بهذه الدراسة لعدم عمل العملية لهم.

Hiç sebep yokken suç oranı fırlıyor.
تتصاعد فجأة معدلات الجريمة لأسباب مجهولة

Sadece karısını terk etmeyeceği için değil, bir sürü nedeni var.
لا,ليس فقط لأنه لم يتخلى عن زوجته. تركت العمل لأسباب عديدة. كان يتوجب عليّ فعل هذا.

Bir çok basit nedenden ötürü isyan ederiz örneğin nefes alamamaya başladığımızda.
نحن ببساطة ثورة ... لأنه, لأسباب كثيرة ... لم نعد نستطيع التنفس.

Özür diliyorsun ama... - ...yanlış sebepten ötürü özür diliyorsun.
الآن أنّكِ تعتذرين لكنكِ تفعلين ذلك لأسباب خاطئة.

Çok, pek çok iyi nedenle, ışığın bir çeşit dalga olduğu açıktır
كان واضحا لأسباب عديدة، العديد من الأسباب الوجيهة، ذلك الضوء كان نوع من الموجه.

Bu hikâyenin ana fikri, sağlık nedenlerinden ötürü kilo vermeye başladım.
و أشر إلى أن القصة ، بدأت فقدان الوزن لأسباب صحية.

Herkesin diğer insanlar ile ilişkileri vardır ve bu ilişkilerle ilgilenmeleri için çeşitli sebepleri vardır.
الجميع لهم علاقات تربطهم بالآخرين، وهم مهتمون بتلك العلاقات لأسباب عديدة

Parayı böyle yüce sebeplerden ötürü istediğini öğrenince daha çok üzüldüm.
تعرفين,خاصة أنه الان اعرف انك أردت أن تستخدمي المال لأسباب نبيلة