"لأصدق" - Translation from Arabic to Turkish

    • inanmazdım
        
    • inanmam
        
    • inanacak
        
    • inanmak
        
    • inanmamı
        
    • inanmakla
        
    • İnanmaya
        
    • inancım yok
        
    • İnanmak için
        
    Cidden tuhaf. 5 dakika önce asla inanmazdım, şimdiyse seni öldürmek istiyorum. Open Subtitles منذ خمسة دقائق ما كنت لأصدق هذا الشيء، الآن أريد أن أقتلك.
    Dinle! Ben de inanmazdım! Open Subtitles لا أنصتي إلىَّ أنا نفسي لم أكن لأصدق هذا
    Bekarlığa veda partimin böyle olacağına asla inanmazdım. Open Subtitles لم أكن لأصدق بأن حفلة العزوبية خاصتي ستكون هكذا
    Bana geleceğini de etkilemeyeceğine inanmam için bir neden vermiyor. Open Subtitles ولم تعطني سبباً لأصدق بأن لا يقوم بتعريف مستقبلها أيضاً
    Barbara gibi güzel bir kadının, dünya işlerinden elini eteğini çekip bir aziz gibi yaşayacağına inanacak kadar saf mı sanıyorsun beni? Open Subtitles تظني بأني ساذج لأصدق أنّ سيّدة جميلة مثلها تعيش حياتها كراهبة
    Gördüklerimin doğru olduğuna inanmak için kendimi çimdikledim. Open Subtitles كان يبدو كما لو أردت أن ألكم نفسي لأصدق هذا
    Arabanın onun olduğuna inanmamı sağlayan birkaç şey söyledi. Open Subtitles لقد قال بعض الأشياء التى قادتنى لأصدق أن السيارة ملك له
    Yani, Tanrım, ben bile kendime inanmazdım, hele senin yerinde olsaydım. Open Subtitles أعني,لم أكن لأصدق هذا خصيصا,لو أخبرتني انت بذلك
    Seni kötü göstermek için kopya çekeceklerine hiç inanmazdım. Open Subtitles لم أكن لأصدق أنهما سيغشان لكى يجعلانك تبدين سيئة
    Biliyorum. Bana inanmanı beklemiyorum. Senin yerinde olsaydım ben de inanmazdım. Open Subtitles أعلم ، أعلم هذا ، لا أتوقع أنكِ تصدقنيِ ولم أكن لأصدق نفسي ، إذا كنتُ مكانك ، لكن تفقدي هذا
    Gördüklerimi görmeseydim bu dediklerine inanmazdım. Open Subtitles أتعلم، لو لم أرى ما رأيته، ما كنتُ لأصدق أيّ من هذا.
    Evet, görmeseydim ben de inanmazdım sanırım. Open Subtitles نعم أعتقد أنني لم أكن لأصدق ما لم أشاهدها بنفسي
    - Ben olsam her söylediğine inanmazdım. Open Subtitles صحيح ، ماكنت لأصدق كل ما يخبرك به ذلك الرجل
    Bu teoriye inanmam için daha fazla kanıt görmeliyim. Open Subtitles أنا سَأَحتاجُ إلى المزيد مِنْ الأدلةِ لأصدق تلك النظريةِ.
    İki farklı zamanda, CIA'e alındığıma inanmam için bana tuzak kurmuştun. Open Subtitles بمناسبتين مختلفتين حاولت الإيقاع بي لأصدق, بأنني كنت مجنداً من قبل وكالة الإستخبارات.
    Ben o zaman sana inandım çünkü inanmam gerekiyordu, ama şimdi? Open Subtitles صدقت حينها لأنني أحتجت لأصدق , لكن الآن ؟
    Arkadaº_BAR_m oIduguna inanacak kadar aptaI oIduguma inanam_BAR_yorum. Open Subtitles لا أستطيع تصديق أنني كنت غبياً كفاية لأصدق أنك صديقي فعلاً
    Beni anlattıklarınıza inanacak kadar salak mı zannediyorsunuz? Open Subtitles لا بد أنكم تعتقدون أنني أحمق لأصدق قصة كهذه
    İşe geç kalıyordum. Her şeye inanacak durumdaydım. Open Subtitles أنا متأخرة عن العمل كنت لأصدق أيّ شئ
    Okuldaki herkes senin burada çalıştığını söyledi, fakat inanmak için kendim görmeliydim. Open Subtitles حسنا, كل من في المدرسة قال أنك تعمل هنا, ولكن كان علي أن أرى بنفسي لأصدق
    Değiştiğine inanmamı beklemiyorsun herhalde. Open Subtitles أنت لو تتوقع مجيئي لأصدق أنك قد تغيرت
    Ondan hoşlandığınıza inanmakla ne aptallık etmişim. Open Subtitles كُنُتُ أحمق لأصدق أنه يروق لكِ
    Daha önce göremiyordum, şimdi gördükçe hikayelere daha çok inanmaya başladım. Open Subtitles في وقت سابق أنا كنت عمياء. الآن رأيت الكثير لأصدق هذه القصص.
    Tristan, bu mektubu gönderecek bir yerim... ve senin bunu almak isteyeceğine dair bir inancım yok. Open Subtitles . ليس لدى مكان لأرسل فيه هذا الخطاب وليس لدى سبب لأصدق . أنك تود ان تتسلمة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more