Bu işten vazgeçip buralardan gitmeni istemeye geldim. | Open Subtitles | اتيت لأطلب منك ان تتخلى عن تحديك وترحل فى سلام |
Umut ederim o zamana kadar, benimle çıkmanı istemek için, tüm cesaretimi toplayacağım. | Open Subtitles | على أمل ان استجمع الشجاعة حينها لأطلب منك مجددا الخروج في موعد معي |
Benim şu adaylık durumum olmasa Senden böyle bir şey istemezdim, biliyorsun. | Open Subtitles | تعلم أني ما كنت لأطلب منك لولا أني قد ترشحت إلى الانتخابات |
Bu yüzden şu an buradayım, sadece biraz beklemeni isteyeceğim. | Open Subtitles | ،لهذا أنا متواجد هنا لأطلب منك كظم الأمر لفترة قصيرة |
- Dinle, dürüst olmak gerekirse, eve teslim pek benim görevim degildir. - Aslinda buraya sana çikma teklif etmek için gelmistim. | Open Subtitles | في الواقع، أتيت إلى هنا لأطلب منك الخروج بموعد |
Senden bir şey istemeye hiç hakkım yok biliyorum ama benimle biraz dışarı çıkar mısın? | Open Subtitles | أعلم أنه ليس لديَّ الحق لأطلب منك الكثير حالياً. لكن هل ستمانعين القدوم معي لفترة؟ |
Bir mucize olmasını istemeye hakkım yok çünkü hiçbir şeye gerçekten inanan biri olamadım. | Open Subtitles | ليس لدي الحق لأطلب معجزة لانني لست من من يصدقون كثيراً بأي شيء |
Annenle evlenmeye karar verdiğimizde, ondan kızını istemeye gittim. | Open Subtitles | عندما قررت أنا وأمك الزواج ذهبت لأطلب يدها منه |
Ateşin içindeydim ve tekrar geri döndüm ve bunu yapabilecek tek kadından ikinci bir şans istemek için buradayım. | Open Subtitles | لقد مررت بالعقبات طوال طريقي و الآن أنا هنا لأطلب فرصة ثانية من المرأة الوحيدة التي يمكنها فعل ذلك |
Fona yeniden para aktarmalarını istemek için Liderlik'le toplantım var. | Open Subtitles | أنا على وشك طلب القيادة لأطلب منهم تغطية النقص بالتمويل |
Önemli olmasa istemezdim ama kavga ettik ve bazı şeyler... | Open Subtitles | ما كنت لأطلب منك هذا إن لم يكن الأمر هاماً |
Luther söz konusu olmasa Senden bunu istemezdim. | Open Subtitles | ما كنت لأطلب منك فعل ذلك إن لم يكن لأجل لوثر |
O yüzden lisanslı spor antrenörü olarak gücümü kullanacağım ve ayağa kalkmanızı isteyeceğim. | TED | لذا فأنا سأناشدكم بصفتي مدرّبة تمارين معتمدة، لأطلب منكم أن تقفوا جميعاً. |
Uyuşturucu karşıtı tutucu manyak bir kadın olduğunu bilsem sana asla çıkma teklif etmezdim. | Open Subtitles | لم أكن لأطلب منك المواعدة لو علمت بإنك إحدى أولائك المجنونات الحقيرات المتزمتات الاتي يكرهون المخدرات |
Buna saygı duyuyorum. Karşılığında bir şey istemem çok mu? | Open Subtitles | و أنا أحترم هذا, هل أغالي في طلبي لأطلب هذا أيضاً في المقابل؟ |
Evet, biliyorum. Eğer önemli olmasa sana sormazdım. | Open Subtitles | أنا أعلم لم أكن لأطلب هذا منكِ إن لم يكن الأمر هاما |
Senden borç isteyecektim ama kendimi pislik gibi hissettiriyorsun, o yüzden boş ver. | Open Subtitles | أحضرتك إلى هنا لأطلب منك المال، لكنك تجعلينني أبدو كأحمق، لذا انسي الأمر. |
Evet, sadece soruyu sormak için doğru zamanı bulması kaldı. | Open Subtitles | عليّ فقط أن أكتشف الوقت المناسب لأطلب يدها |
Fırsatın olunca annemin mezarına göz atar mısın diye sormaya gelmiştim. | Open Subtitles | رجعت لأطلب منك ان تهتم بقبر امي اذا كان وقتك يسمح بذلك |
O bir robot. - Hiçbir şey rica etmene gerek yok. | Open Subtitles | إنّه رجل آليّ، لذا لست مضطرّاً لأطلب منه القيام بأيّ شيء |
Senden beslendim, bu yüzden de Senden nefret ettim şimdi yardım istemek için yine sana geldim. | Open Subtitles | لقد عشت من خلالك وكرهتك لهذا ولقد جئت اليوم لأطلب منك إنقاذى |
Bu sürede sizden ailenizle birlikte burada kalmanızı rica edeceğim. | Open Subtitles | ,في غضون ذلك سأضطر لأطلب منك ومن عائلتك البقاء هنا |
- Benimle gruba kadar yürümek ister misin diye soracaktım. | Open Subtitles | حسنٌ، لقد جئت لأطلب منك أن تعود لحلقتنا مجدداً .. |