"لأطول" - Translation from Arabic to Turkish

    • en uzun
        
    • olabildiğince
        
    • olduğunca
        
    • süre
        
    • geldiğince
        
    • sürece
        
    • mümkün
        
    Şimdi,kim kusmadan en uzun süre dayanırsa... dolapta kalan son parça pastayı alacak. Open Subtitles الآن من يشرب ويبقى لأطول وقت يأخذ آخر قطعة من الفطيرة في الثلاجة
    Bu akşamdan başlıyoruz. Kimler en uzun çılgın maceramıza hazır bakalım? ! Open Subtitles بدءاً من الليلة ، من مستعد لأطول وأجن مغامرة على الإطلاق ؟
    Psikologlar minnettarlığın bir anı alıp ona olabildiğince uzun süre tutunmak olduğunu anlatır. TED يتحدث علماء النفس عن أن الامتنان هو التمسك باللحظة، والعيش فيها لأطول وقت ممكن.
    olabildiğince normal davran. Open Subtitles تصرف طبيعيا كلما أستطعت لأطول فترة ممكنة
    Gemiden mümkün olduğunca ayrılmamalıyız. Hadi. Open Subtitles علينا أن نبقى على السفينة لأطول وقت ممكن.
    Sıcakta kal, nefes al, elinden geldiğince hayatta kal. Open Subtitles حافظ على الدفء والهواء وعلى حياتك لأطول فترة ممكنة
    Olabildiğim sürece mutlu kalmak istiyorum. TED أريد أن أكون سعيدا بقدر ما أستطيع لأطول وقت ممكن.
    Nefret ve şiddeti önlemek istiyorsanız mümkün olduğu kadar çok sayıda insanla mümkün olduğu kadar uzun süre konuşmamız lazım, ayrıca şeffaf bir tutum sergileyerek. TED إذا أردنا منع الكراهية والعنف، علينا التحدث مع أكبر قدر ممكن من الناس لأطول مدة ممكنة منفتحين على الناس بقدر الإمكان.
    1972'de, Eddy Merckx bir saat içinde bisiklet sürerek alınan en uzun yol rekorunu 49,431 km ile kırdı. TED في عام 1972، حقق إيدي ميركس الرقم القياسي لأطول مسافة تُقطع بالدراجة في ساعة واحدة عند 30 ميل، 3,774 قدم.
    Bu süreçte, insan gücüyle yapılan en uzun kutup yolculuğu rekorunu 650 kilometren fazla bir farkla kırdık. TED خلال العمليّة، حطّمنا الرقم القياسي لأطول رحلة مشي قطبية في التاريخ بأكثر من 400 ميل.
    68 yıl sonrasına kadar iyileşemedi ve şu anda Guiness'de en uzun süren hıçkırık rekorunun sahibi. TED ولم يتشاف إلا بعد مضي 68 سنة وهو موجود في موسوعة جنيس كحامل للرقم القياسي العالمية لأطول نوبة فواق مستمرة.
    Erkek, havada olabildiğince uzun süre aynı pozisyonda kalmaya çalışarak bu çiftleşme alanı üzerinde hak iddia eder. Open Subtitles يعلن الذكر عن حقه في مقاطعته من خلال محاولتها البقاء محلقا بثابت فوقها لأطول مدة ممكنة.
    Onu hemen orada öldürebilirdiniz ama olabildiğince acı çekmesini istediniz. Open Subtitles كان بإمكانك أن تقتلها على الفور ولكنك أردتها أن تعاني لأطول فترة ممكنة
    Sadece bu duyguya olabildiğince uzun takılı kalmak istiyorum. Open Subtitles أود أن أصبح أسيرة ذلك الإحساس لأطول ما يمكننى
    Annem, beni Latin kültürüyle yetiştirebilmek için... mümkün olduğunca uzun bir süre Meksika'da kalmamızı sağladı. Open Subtitles أبقت علينا فى المكسيك لأطول فترة ممكنة لكى أشب على الحياة اللاتينية
    Tedaviye başlayarak bunu mümkün olduğunca önlemeyi umuyoruz. Open Subtitles لكن ببدء العلاج سنمنع هذا لأطول مدة ممكنة
    Patronlarımı elimden geldiğince oyaladım ama çok battı. Open Subtitles ماطلت أناسي لأطول ما يمكن, لكنه متعمق جداً.
    Ve o kızlar sadece ellerinden geldiğince dalgalarda süzülmek istediler. Open Subtitles و اولئك الفتيات أردن فقط ركوب تلك الأمواج لأطول مدة ممكنة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more