Uslu çocuklar olun çünkü sizi kimin izlediğini asla bilemezsiniz. | Open Subtitles | كونوا مطيعين يا أولاد لأنكم لا تعرفون أبدا من سيراقبكم |
Bildiğinizi sandığınız her şeyi unutun, çünkü hiçbir şey bildiğiniz yok. | Open Subtitles | انسوا كل شىء تظنوا أنكم تعرفوه لأنكم لا تعرفون أى شىء |
Ben bir şey bilmiyorum çünkü siz bana hiçbir şey anlatmıyorsunuz. | Open Subtitles | انا لا اعرف اى شىء لأنكم لا تخبرونى بأى شىء |
- çünkü siz taşmezar kullanmıyorsunuz. - Doğru. çünkü, onu kullanmanın kalbimizdeki... | Open Subtitles | لأنكم لا تستخدمون الساركوفيجس بالفعل ، فنحن نعتقد أن هذا |
Sizse onu zor duruma sokmaya çalışıyorsunuz, çünkü sizinle işinin bitmiş olduğu fikrine dayanamıyorsunuz. | Open Subtitles | تهرعون بسرعة للتدخل في شئونه لأنكم لا تتحملون فكرة أنه أنجزه بدونكم |
Bağımsız bir Afrika lideri bir şeyler elde ediyor ve siz rahatsız oluyorsunuz, çünkü sizsiz başarılı olmasına dayanamıyorsunuz. | Open Subtitles | تهرعون بسرعة للتدخل في شئونه لأنكم لا تتحملون فكرة أنه أنجزه بدونكم |
Sizi bir kereliğine affediyorum, çünkü henüz kuralları bilmiyorsunuz. | Open Subtitles | سـأترك لكم واحدة هذه المرة لأنكم لا تعرفون القـواعد بعد. |
Sizi bir kereliğine affediyorum, çünkü henüz kuralları bilmiyorsunuz. | Open Subtitles | سـأترك لكم واحدة هذه المرة لأنكم لا تعرفون القـواعد بعد. |
çünkü buna inanılmaz. Ağzından çıkan herşey yalan. | Open Subtitles | لأنكم لا تصدقون شيئاَ واحداَ من هذا الفم الغبي |
Bu anın tadını çıkarın, çünkü bir daha gelip gelmeyeceğinizi bilemezsiniz. | Open Subtitles | افتخروا بهذه اللحظة لأنكم لا تعلموا أبداً متى ستعود مجدداً. |
Siz dışarıda bir şeftali konservesi ya da gece güvenle uyuyabileceğiniz bir yer için birbirinizi öldürüyorsunuz çünkü başka bir seçeneğiniz yok sanıyorsunuz. | Open Subtitles | أنتم في الخارج تقتلون أنفسكم من أجل علبة فاصولياء أو مكانٍ آمن من أجل النوم ليلًا لأنكم لا تعتقدون بأن لديكم الخيار |
Ama siz de süreceksiniz çünkü sandalyenizde öylece oturup hayatın, sizi taşaklarınızdan yakalamasına izin veremezsiniz, hayır. | Open Subtitles | ولكني لن أخلصكم من مأزقكم لأنكم لا تستطيعون الجلوس فقط على مقاعدكم وتدعون الحياة تجركم |
Ölüyü hayatta tutuyorsunuz çünkü kendinizi bağışlayamıyorsunuz. | Open Subtitles | أبقى الموتى أحياء لأنكم لا تستطيعون مسامحة أنفسكم. |
çünkü birini bıçaklayıp kan bulaşmaması imkansız. | Open Subtitles | لأنكم لا تستطيعون طعن شخص و لا تحصلون على دماء |
Motosikletlerden nefret ediyorum çünkü güvenli değiller! | Open Subtitles | أكرهكم يا سائقي الدرجات لأنكم لا تسوقون بأمان |
çünkü değişmek istemezsiniz veya değişemezsiniz. | Open Subtitles | لأنكم لا تريدون أن تجرون تغييرات أو لستُم بقادرين على ذلك |
Bunu oluşturmak için o kadar zaman harcadık, şimdi hepsi yıkılıyor çünkü ikiniz de yoksunuz. | Open Subtitles | كل الوقت الذي أمضيناه في بناء هذا الشيء، والآن، الآن سيُدمر لأنكم لا ترغبون في فعل هذا؟ |
Bir risk sizi vurduğunda -- terörizm buna iyi bir örnek -- durumu büyütürsünüz, çünkü sizin kontrolünüzde olmadığını hissedersiniz. | TED | لو أن الخطر ظهر أمامكم -- الإرهاب مثال جيد-- ستفرطون به، لأنكم لا تشعرون بأن لديكم سيطرة عليه. |
(Telefon sesi) Umarım bu benim ajanımdır, çünkü burda bana bir ödeme yapmıyorsunuz. | TED | (رنين الهاتف) وآمل أن يكون وكيل أعمالي، لأنكم لا تدفعون لي أي شيء. |
Öyle değil mi? çünkü Shakespeare'i bir çocuk olarak | TED | أليس كذلك؟ لأنكم لا تفكرون في |