| İyi misin? ...yanlış anlaşılma Çünkü ben seni suçladığımı zannetmiyordum. | Open Subtitles | إنه سوء فهم لأنني لا أظن كنت أتهمكِ بأيّ شيء. |
| Bunu perspektif içine almak istiyorum, Çünkü %85'in problemi yeterince yansıttığını düşünmüyorum. | TED | ولكي نضع الأمور في نصابها الصحيح، لأنني لا أظن أن نسبة 85 بالمائة توفي المشكلة حقها. |
| İyi Çünkü bunu tek başıma yapabileceğimi sanmıyorum. | Open Subtitles | جيد، لأنني لا أظن أنه يمكنني فعلها بنفسي |
| Söylemem gereken bir şey var Çünkü bunu sana açık açık söylemiyorum. | Open Subtitles | عليّ أن أقول شيئاً لأنني لا أظن بأني أوضحته من قبل |
| Burada sizden yardım rica ediyorum Çünkü masum bir adamın yapmadığı bir şey yüzünden öldürülmesini düşünemiyorum. | Open Subtitles | أنا هنا أطلب مساعدتك لأنني لا أظن أنه يجب أن يُعدَم رجل مظلوم بسبب جريمة لم يرتكبها |
| Burada sizden yardım rica ediyorum Çünkü masum bir adamın yapmadığı bir şey yüzünden öldürülmesini düşünemiyorum. | Open Subtitles | أنا هنا أطلب مساعدتك لأنني لا أظن أنه يجب أن يُعدَم رجل مظلوم بسبب جريمة لم يرتكبها |
| Güzel. Çünkü gerçek banka soyguncularının geride,.. | Open Subtitles | جيّد , لأنني لا أظن بأنّ السارقين الفعليين للمصرف |
| Güzel Çünkü onu da yapabileceğimi sanmıyorum. | Open Subtitles | جيد, لأنني لا أظن أنه يمكنني أن أصنع ذلك |
| 'Çünkü senin mezuniyet günü eğleneceğini sanmıyorum. | Open Subtitles | لأنني لا أظن أنك ستستمتعين بوقتك في يوم التخرج |
| Çünkü akşam bir saat bile olsa büyüklük taslamayıp, hayatlarında hatta belki de diğerlerinin hayatlarında neler olduğunu anlatırsak kafalarının şişeceğine inanmıyorum. | Open Subtitles | لأنني لا أظن بأن عقولهم ستنفجر لو توقفت عن تدليلهم لساعة كل ليلة، وأخبرتهم ماذا يجري في حياتهم، |
| Çünkü kimsenin, gençliğini onun kadar.. | Open Subtitles | لأنني لا أظن أن هنالك شخص آخر أكثر حيوية منه |
| Çünkü şimdiki gençler onu dinlemiyor. | Open Subtitles | لأنني لا أظن أن أطفال هذا الجيل يستمعون ذلك النوع. |
| Çünkü burası bunu kaldırmazdı. | Open Subtitles | لأنني لا أظن أن هذا المكان يحتمل ذلك. |
| Hiç boş vaktim olacağını sanmıyorum, Çünkü... | Open Subtitles | أنا... لن يكون لدي وقت فراغ لأنني لا أظن أنها فكرة سديدة |
| Çünkü şeytanın öldürelebileceğini sanmıyorum. | Open Subtitles | لأنني لا أظن بوسعك قتل الشيطان |
| Çünkü benimle konuşacağını sanmıyorum. | Open Subtitles | لأنني لا أظن انها تُريد مُخاطبتي |
| Seni eğlendirdiklerine sevindim Çünkü beni eğlendirmiyorlar. | Open Subtitles | -حقاً؟ أنا مسرورة أنك تظن هذا مسلياً، لأنني لا أظن. |
| Çünkü ben sanmıyorum. Bence yanlış söylemeyeceksin. | Open Subtitles | لأنني لا أظن ذلك لا أظن أنك سوف تخطئين |
| Çünkü onları uzaylıların aldığına inanmıyorum. | Open Subtitles | لأنني لا أظن بأنّ الفضائيين من أخذوهم |
| Çünkü onun bunu bilebileceğini sanmam. Tamam. | Open Subtitles | لأنني لا أظن أنها ستعرف - حسن - |