Çünkü eğer iyiyseniz, bu konuyla ilgili bir şey yapmanıza gerek yok. | TED | لأنه إذا كنت تشعر أنك بخير، لن تكون مرغما على فعل أي شيء حياله. |
çünkü, eğer bir reform başlatmak istiyorsanız, bakın, ben bir reform başlatabilirim enerji politikasını çözmenin yarı fiyatına, size bir cumhuriyeti geri verebilirim. | TED | لأنه إذا كنت تريد تحريك الإصلاح، انظر، يمكنني تحريك الاصلاح بنصف سعر إصلاح سياسة الطاقة، يمكنني ان استعيد لك جمهورية. |
demişti. Bu çok güzel bir tanımlama. Çünkü eğer varlıklıysan, varlıklılar için daha fazla para isteyebilirsin, fakirler için daha az. | TED | وهو تعريفٌ جميل، لأنه إذا كنت غنيًا لربما أردت أن يأخذ الأغنياء أكثر والفقراء أقل. |
Size bakamıyorum çünkü size bakınca boynunuzu öpmemek için kendimi zor tutuyorum. | Open Subtitles | لأنه إذا كنت تفعل، أنا لن تقاوم إغراء قبله لك على عنقه. |
Bu stratejiler çok hassas çünkü bir kere bile hata yaparsan, oyun senin için oldukça zor bir hal alabilir. | Open Subtitles | هذه الاستراتيجيات هي حساسة للغاية لأنه إذا كنت لا ولو مرة واحدة يمكن أن تصبح لعبة صعبة للغاية بالنسبة لك. |
Çünkü eğer arabanız olması gerekiyorsa, bu arabanızın zamanın yüzde 96'sında atıl kaldığı anlamına geliyor. | TED | لأنه إذا كنت تملك سيارة هذا يعني 96٪ من الوقت سيارتك خاملة. |
Çünkü eğer yanılıyorsan, ikinizde kapı dışarı olursunuz. | Open Subtitles | لأنه إذا كنت على خطأ، فستنتهوا كليكم في الشّارع. |
İyi, Çünkü eğer şansın varsa, ilerleyen saatlerde... sana çok özel ve çok güzel... bir sürprizim olacak. | Open Subtitles | ، جيد, لأنه إذا كنت محظوظاً .. فى ما بعد .. سأدعك تذهب إلى النهر |
Çünkü eğer GPS sisteminden bahsediyorsanız, | Open Subtitles | لأنه إذا كنت تتحدث عن نظام تحديد المواقع، و |
Çünkü eğer umursamasaydın, bizi oraya götürürdün, parayı alır ve yoluna giderdin. | Open Subtitles | لأنه إذا كنت لا تهتم، لكنت قد إخذتنا لهناك و أخذت المال و أنتهيت |
Çünkü eğer ben boşanırken benim kızımı babası alıp uzun bir geziye çıksa ve ben hoşça kal demek zorunda kalsam, ben hiç iyi olmazdım. | Open Subtitles | لأنه إذا كنت أمضي في طلاق وابنتي ذهبت في رحلة طويلة مع والدها وكان علي أن أقول إلى اللقاء |
çünkü, eğer mikrodalga fırında yaparsan patlayabilir. | Open Subtitles | لأنه إذا كنت ستسخنينها في المايكرويف فأنها سوف تنفجر |
Çünkü eğer ölüme hazırsanız, yaşamaya da hazırsınız. | Open Subtitles | لأنه إذا كنت على استعداد للموت فانت على استعداد للعيش |
Çünkü eğer kazayla milyoner olursan seni yataktan kovmam biliyorsun. | Open Subtitles | لأنه إذا كنت غير قصد تصبح ملياردير، تعلمون، أنا لست ستعمل ركلة على الخروج من السرير. |
çünkü ne yaptığınızı kontrol eden bilgisayarların olduğu bu dünyadasınız. Bu sistemin sizin hakkınızda yanılmaması çok ciddi bir şey. | TED | لأنه إذا كنت في هذا العالم, حيث تتحكم أجهزة الكمبيوتر فيما تفعلونه, سيكون أمرا حاسما للغاية أن لا شىء يمكنه أن يفشل. |
-Biliyor musun, buna alışsan iyi olur çünkü oraya taşınırsan ilişkimiz böyle olacak. | Open Subtitles | 30 في الصباح هنا. كنت أفضل تعتاد على ذلك لأنه إذا كنت الخطوة، وهذا هو كيف علاقتنا ستكون. |