"لأنه ليس" - Translation from Arabic to Turkish

    • olmadığı için
        
    • Çünkü bu
        
    • Çünkü o
        
    • Çünkü hiç
        
    • değil çünkü
        
    • değildir
        
    • Çünkü hiçbir
        
    • olmadığı içindir
        
    • Çünkü değil
        
    • çünkü başka
        
    • olmadığından
        
    Bununla birlikte, belki Diane ondan Fornell olmadığı için hoşlanıyordur. Open Subtitles على الرغم من ، وربما دايان أحبته لأنه ليس فورنيل
    Anne, sırf yakını olmadığı için içeride on yıl geçirecek. Open Subtitles قد يقضي 10 سنوات في السحن، لأنه ليس لديه عائلة
    Mahallenin aşağısında bazı çocuklar babası olmadığı için alay etmişler. Open Subtitles بعض الأولاد في الحي كانوا يضايقونه لأنه ليس لديه أب
    İşler tam bu noktada oldukça ilginç bir hal alıyor; Çünkü bu o kadar basit değil, zira bizler basit değiliz. TED و هنا يصبح الأمر حقاً مثيراً للإهتمام لأنه ليس بهذه البساطة، لأننا لسنا بهذه البساطة.
    Çünkü o ne uzun, ne de ölümsüz ve hiçbirimiz Flash olamadı. Open Subtitles لأنه ليس طويل ولا خالد ولا أحد منا يمكنه أن يكون الوميض
    Matematikten çaktığım için budala gibi hissetmek istemiyorum Çünkü hiç öğrenecek vaktim olmuyordu! Open Subtitles أريد التوقف عن الشعور بالحمقاء لرسوبي في الرياضيات لأنه ليس لدي الوقت لأتعلمه.
    Gerçek bir sarılma değil çünkü dokunmak yasak. Open Subtitles .. ولكن ليس حُضن حقيقي لأنه ليس هناك تلامس في هذه المدرسة
    Bira içmek için biberon çalan ev arkadaşların olmadığı için mutlu ol. Open Subtitles كوني ممتنة لأنه ليس عندك شريك إقامة يقوم بسرقتهم من أجل النبيذ
    Önceden tanımlanmış olmadığı için olasılık alanı size çok garip gelir. TED لذا أنتم ترون الآن أن عالم وفضاء الإمكانيات غريب جدًا، لأنه ليس محدد مسبقًا.
    Bahá'í inancında rahip olmadığı için vaiz kürsüsü ve vaaz yok. TED لا منبر وعظ، ولا خطب دينية، لأنه ليس هناك رجال دين في الدين البهائي.
    Şu küçük üçgenler köşelerinde taş olmadığı için sayılmıyor. TED هذه المثلثات الأصغر لا تُحتسب لأنه ليس لديها عقدة في كل زاوية.
    Senin için üzülüyorum ama artık bir sevgilin olmadığı için mutluyum. Open Subtitles أشعر بالأسف لأجلك، ولكنّي أيضًا سعيد لأنه ليس لديك صديق حميم بعد الآن.
    Zengin olmadığı için ondan şüphe duyulması gayet doğal. Open Subtitles ، من الطبيعي أن يَشكـّوا فيه لأنه ليس غنياً
    En sonunda, seksende, saygı değer New Yorker kontratını aldım, bazı yerleri kapadım Çünkü bu sizi ilgilendirmez. TED أخيرًا، في عام 1980، حصلت على التقدير. عقد مع مجلة نيويوركير. والذي قمت باخفاء أجزاء منه لأنه ليس من شأنكم.
    Bunu haberlerde de görmüyoruz Çünkü bu konu eğlenceli değil, komik de değil, parlak bir şey de. TED لا نرى ذلك في الأخبار، لأنه ليس أمرا سعيداً، ولا مسليا. ولا خفيفاً.
    O kimlik krizi yaşayan bir mantar Çünkü o bir mantar değil, Öyleyse olayı düzgün bir şekilde anlatayım. TED لهذا العفن أزمة هوية، لأنه ليس بعَفَن، لِنَتمَعن في مغزى هذه العبارة كبداية.
    Çünkü hiç adli kaydı yok. Tanrı aşkına, o bir ortodontist. Open Subtitles لأنه ليس لديه ملف في الشرطة إنه أخصائي تقويم أسنان , بحق السيد المسيح
    O, kötü bir iblis yada vampir değil, Çünkü o tip şeyler zaten yoktur. Open Subtitles إنه ليس بصديق سئ أو مصاص دماء لأنه ليس موجود
    Çünkü beş dolardan vazgeçmek hiç de kolay değildir. TED لأنه ليس من السهل أن تتخلص من خمسة دولارات.
    Çünkü hiçbir parmak izi için uygun yüzey alanı yoktu. Open Subtitles لأنه ليس لدينا منطقة سطح على أي بصمة لتأكيد تطابق
    Belki de Liam'ın Bay Sosyal olmadığı içindir. Open Subtitles أمم, لأنه ليس بالسيد الإجتماعي
    Her zaman aynı deme, Çünkü değil. Open Subtitles ولاتقول ان الجو هنا هو نفسه فى كل الاوقات لأنه ليس كذلك
    Burada yaşıyorum çünkü başka bir yerde yaşayacak param yok. Open Subtitles أنا أعيش هنا لأنه ليس لدي مال لأعيش في مكان آخر
    Peki ya güvenilir bir elektirik kaynağınız olmadığından, telefonunuzu şarj edebilmek için arabayla 4 saat yol katetmeniz gerekseydi? TED لكن ماذا لو كان عليك القيادة لأربع ساعات لشحن هاتفك لأنه ليس لديك مصدر معتمد للكهرباء؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more