| 'çünkü eğer anlatırsan, gelecek sefer sana gerçekten tecavüz ederim. | Open Subtitles | لأنّكِ لو فعلتِ ذلك سأقوم باغتصابكِ حقاً في المرة القادمة |
| Yine de bunu yapıyorsun çünkü ne kadar önemli olduğunu biliyorsun. | Open Subtitles | لكنّكِ تقومين بذلك على كلّ حال لأنّكِ تدركين مدى أهميّة ذلك. |
| çünkü bir başkasının hayatını çaldığında bunun bir bedeli vardır. | Open Subtitles | لأنّكِ عندما تسرقين حياة شخص آخر دائماً ما يوجد ثمن |
| çünkü sende kötü giden şeyleri yürütmeye çalışan kız tipi var. | Open Subtitles | لأنّكِ تبدين فتاةً من النوعِ الذي يحاول صنع الطيّب من الخبيث. |
| -Neden? Gerçek seni sevdim diye mi? -Hayır, gerçek ben diye bir şey olduğunu sanıyorsun diye. | Open Subtitles | كلا ، لأنّكِ تعتقدين أنّ هناك شيء حقيقي بي |
| çünkü pijama pantolonunu ve pedikür terlilerini giymişsin. Üstelik ağlamak üzeresin. | Open Subtitles | لأنّكِ ترتدين بيجاما جينز، أظافركِ مدرّمة، و توشك دموعك أن تتساقط. |
| çünkü kendi isteğinle dönmek zorundasın. Babanı götürdüklerinde onun peşinden gideceğini biliyorlardı. | Open Subtitles | لأنّكِ لا بد أن تعودي بملئ إرادتكِ، فحين أخذوه أيقنوا أنّكِ ستتبعيه. |
| ondan gelmesini ben istedim çünkü sizin mani-pedi işiniz var.* | Open Subtitles | طلبتُ منه المجيئ لأنّكِ تملكين موعداً للعناية بأظافر اليدين والقدمين. |
| Yanlarında rahat değilsin çünkü, vicdan azabı çekiyorsun. Bunu anlıyorum. | Open Subtitles | أنتِ غير مُرتاحة حولهم لأنّكِ تشعرين بالذنب، وأنا أتفهّم ذلك. |
| çünkü bütün olayların ortasındasın, bu da seni güvenebileceğim tek kişi yapıyor. | Open Subtitles | لأنّكِ في وسط هذه المعمعة، ممّا يجعلكِ الشخص الوحيد الذي أثق به. |
| Ancak bir şey yapacak şansın olmayacak çünkü onu bir daha görmeyeceksin. | Open Subtitles | لكنْ لن تسنح لك الفرصة للقيام بأيّ شيء لأنّكِ لن تقابليه ثانيةً |
| çünkü eğer beni terk edecekseydin direkt yüzüme söyleyebilirdin, tamam mı? | Open Subtitles | لأنّكِ إذا كنتِ ،ترغبين بالرحيل كان بإمكانك أن تخبريني فحسب، حسناً؟ |
| Kendimi öldürüyorum çünkü beni sevmediniz çünkü sizleri sevmedim. | Open Subtitles | لقد قتلت نفسي لأنّكِ لم تُحبّيني, لأنّي لم أُحبّكِ. |
| Neyse şu an yanında oturuyorum, ve çok utanıyorum çünkü çok güzelsin. | Open Subtitles | عمومًا.. ها أنا أجلس بجانبكِ, أشعر بالخوف لأنّكِ جميلة جدًّا. |
| çünkü bunun için dakik olan bir topluma ihtiyaç vardır. | Open Subtitles | لأنّكِ تحتاجين إلى مجتمع منخرط في الدِقّة لِيُحكِم التوقيت. |
| Aptal değilsin çünkü o kelimeyi okuyabilirsin. | Open Subtitles | ، أنتِ لستِ غبية لأنّكِ يمكنكِ أن تقرأي هذه الكلمة |
| Hemen anlaşılıyor çünkü avaz avaz bağırmayı kestin. | Open Subtitles | يمكنني أن أخبركِ، لأنّكِ توقفتِ عن الصراخ بصوت عالي. |
| Bu çok komik, çünkü bu görüşmeyi hatırlamayacaksın bile. | Open Subtitles | حسناً .. هذا مضحك .. لأنّكِ ستنسين كل كلمة قيلت في هذا الحوار |
| çünkü bir annesin, ve amber alarmı* internet ve Katolik kiliseleri ile ilgili endişeler talşıyorsun diye mi? | Open Subtitles | لأنّكِ أم وتقلقين بشأن تعميمات الخطف والإنترنت والكنيسة الكاثوليكية؟ |
| Burada olmana sevindim. | Open Subtitles | أنا سعيدة جدّاً لأنّكِ في المدينة. |
| Ekibimde olduğun için ne kadar şanslı olduğumu söylemişmiydim. | Open Subtitles | هل قلتِ لك كم أنا محظوظ لأنّكِ في فريقي؟ |
| Bu aptal dansa Sırf sen bana yalvardın diye geldim ama şimdi sen ortalıkta yoksun. | Open Subtitles | حضرت هذه الرقصة السخيفة لأنّكِ دعوتني والآن لا يمكنني إيجادكِ قطّ. |
| Avukatım sen seks istediğin için mi çekildi? | Open Subtitles | هل تهزّأ محاميي لأنّكِ أردت ممارسة الجنس؟ |