Tamam. Açsan, bir şeyler hazırlayayım. | Open Subtitles | حسناً, إذا كنتِ جائعة, سأذهب لإعداد العشاء |
İki gerçek kurşun oyunu kurmak için ve bir tane de tamamlamak için. | Open Subtitles | طلقتان حقيقيتان لإعداد الخدعة وواحدة فارغة لإكمالها |
- Bak, belki evsizler için bir belgesel yapmaya hazırlanmıştı. | Open Subtitles | ربما انها بدات بالتصوير لإعداد فيلم وثائفي |
O gece bir çift olarak, iki çifte yemek hazırlamak için iki saatimiz vardı. | Open Subtitles | لاحقاً بذلك المساء, كان لدى الزوج الذي كنت به بضع ساعات لإعداد حفلة عشاء لبعض من الأزواج |
Gıda endüstrisinde çok uzun zamandır bir yemek yapmak için, sadece tek yol olduğuna dair bir kanı vardı, tek mükemmel yol. | TED | للفترة الأطول في مجال صناعة الأغذية, كان هناك شعور أن هناك طريقة واحدة, طريقة مثلى, لإعداد طبق. |
Sizin için yapabileceklerimizin bir listesini hazırlamaya cüret ettim. | Open Subtitles | لقد أنتهزت الفرصه لإعداد النماذج للأشياء التي نحن قادرين على فعلها لك |
Carvajal'ların düğününü hazırlayacağım. | Open Subtitles | أنا ذاهب لإعداد كارفاخال لحضور حفل زفاف. |
Şimdi, bu cesurca, büyük sözler adına, gidip kahve yapayım. | Open Subtitles | بهذه الملاحظة الجريئة و العميقة سأذهب لإعداد القهوة |
Açıkçası, bence Margie bizi birbirimize ayarlamak için bir süredir bahane arıyordu. | Open Subtitles | بصراحة، أعتقد أنه مارجي كانت تبحث عن ذريعة لإعداد لنا لفترة من الوقت. |
En iyisi gidip akşam yemeğini hazırlayayım. | Open Subtitles | من الأفضل أن أذهب لإعداد وجبة العشاء |
Ben gidip, yemek hazırlayayım. İyi sürünmeler! | Open Subtitles | لذا ، سأذهب لإعداد العشاء آثار أقدام سعيدة! |
Sanırım kahve makinesini kurmak için aşağı inmişti. | Open Subtitles | أظنه كان ذاهباً لإعداد القهوة أو ما شابه |
Hani önceden, veba çadırını kurmak için yapılan toplantıya gelmiştin ya. | Open Subtitles | هل تتذكر عندما جئت لهذا الإجتماع من قبل لإعداد آخر خيمة ؟ |
Ben gidip yemek yapmaya başlayacağım çünkü mutfak diğer tarafta. | Open Subtitles | سأذهب لإعداد العشاء, لأنّ ذلكَ سيكون في الغرفة المجاورة. |
Akşam için yemek yapmaya gönüllü oldum. Hazırlık yapıyordum. | Open Subtitles | لقد تطوّعتُ لإعداد العشاء لهذه الليلة، وأحاول تجهيز كلّ شيءٍ. |
Genellikle kahvaltı hazırlamak için daha erken gelirim, fakat bu sabah markete uğradım. | Open Subtitles | أنا عادة ما يصل في وقت مبكر لإعداد وجبة الإفطار، لكني توقفت في السوق هذا الصباح. |
Eğer saat dörtte başlarsak o zaman Noel yemeğini hazırlamak için vaktimiz kalır. | Open Subtitles | لو استمرينا بالقدوم على الرابعة سيتبقى حينها الوقت لنا لإعداد عشاء الكريسمس |
Batılı muhabirler zafer haberleri yapmak için Macaristan'a hücum ettiler. | Open Subtitles | تدفق المراسلون الغرب إلى هنغاريا لإعداد تقارير النصر |
Gemiyi kalkış için hazırlamaya gidiyorum. Siz de bizimle orada buluşun. | Open Subtitles | سأذهب لإعداد السفينة للإنطلاق من أجل المُغادرة ، فلتقابلونا هُناك |
- Çok şekersin. Neyse, ben biraz kokteyl hazırlayacağım. | Open Subtitles | حسنا، الآن، سأذهب لإعداد بعض المشروبات، |
Sen bana, ne anlatacaksan anlat, ben de gidip ikimize birer kahve yapayım, olur mu? | Open Subtitles | و سأذهب لإعداد القهوه ما رأيك؟ |
Kalabalığı kontrol edecek alanı ayarlamak için, en az bir haftaya ihtiyacım var. | Open Subtitles | أحتاج أسبوعًا هُنا على الأقلّ لإعداد محطّات وعمليّات تحكم بالحشود. |
Anlaşmanın ilk taslağını oluşturmak için çok çaba harcadın, bu yüzden uğraşlarının boşuna gitmemesi için tazminatımdan büyük bir iskonto yapmaya hazırım. | Open Subtitles | أعرف أنك بذلت جهداً كبيراً لإعداد الاتفاقية المبدئية، لذا سأقبل بتخفيض كبير لتعويضاتي ليستحق الأمر الجهد المبذول. |
Sanki tüm o sefil hayatımı bu ana hazırlanmak için yaşadım. | Open Subtitles | شعرت أود أن عاش بلدي كله ردئ الحياة فقط لإعداد لي لتلك اللحظة. |
Karnından vurulmuş bir hastamız var. Periferi hazırlamamız gerek. | Open Subtitles | لدينا جرح من عيار ناري في البطن نحتاج لإعداد جهاز محيطي |