"لإنقاذه" - Translation from Arabic to Turkish

    • kurtarmak için
        
    • Onu kurtarmanın
        
    • onu kurtarmak
        
    • onu kurtarmaya
        
    • korumak için
        
    • kurtarmam
        
    • Kurtaracağım
        
    • onu kurtaracak
        
    • kurtardığı için
        
    • kurtarabilmek için
        
    • Onu kurtarma
        
    Peki, onu kurtarmak için orada değilsem neden şimdi ölü değil? Open Subtitles إذاً لو لم أكن هناك لإنقاذه, إذاً لماذا هو ليسَ ميتاً؟
    Suçluysa, onu elektrikli sandalyeden kurtarmak için bir kuruS dahi harcamam. Open Subtitles لن أصرف سنتاً لإنقاذه من الكرسي الكهربائي
    Gezegen saldırı altında ve sizi buraya gezegeni kurtarmak için getirdim. Open Subtitles الكوكب يتعرض للهجوم وقد أحضرتكم هنا لإنقاذه
    Onu kurtarmanın tek yolu, onu bütünüyle klonlamak. Open Subtitles الطريقة الوحيدة لإنقاذه عن طريق استنساخ كامل للإنسان
    Madem tehlikeli birisi, neden onu kurtarmak pahasına canını tehlikeye atıyorsun. Open Subtitles حسناَ لو كان كذلك خطراَ جداَ لم تخاطر بحياتك لإنقاذه ؟
    - onu kurtarmaya çalıştım doktor. - Neden kurtarmaya çalıştınız? Open Subtitles لقد حاولت إنقاذه يا دكتور - لإنقاذه من ماذا ؟
    Onu kurtarmak için yapabileceğin tek şey var. Open Subtitles لإنقاذه. فقط شيء واحد الذي أنت يجب أن تعمل.
    Onu kurtarmak için başka ne yapabilirdik diye düşünüp duruyorum. Open Subtitles مالشيء المختلف الذي كُنّا سنفعله لإنقاذه
    Bu onu kurtarmak için bir yol olduğunu ortaya ediyorum, o kötü kayıp olduğunu. Open Subtitles يبدو أنه لا يوجد هناك أي طريقة لإنقاذه أنه قد أصبح شرير
    Ve güçlerini bağlayıcı onu kurtarmak için tek yol olabilir. Open Subtitles و أخذ قواه قد تكون الطريقة الوحيدة لإنقاذه
    Onu kurtarmak için hayatımızı tehlikeye attık! O zaten bir ölü! Open Subtitles لقد خاطرت بحياتنا لإنقاذه لقد مات بالفعل
    Onu kurtarmak için hayatımızı tehlikeye attık! O zaten bir ölü! Open Subtitles لقد خاطرت بحياتنا لإنقاذه لقد مات بالفعل
    Çünkü Amerikalılar bu askeri kurtarmak için birçok askeri tehlikeye atar. Open Subtitles لأن الكثير من الأمريكان سيضحون بحياتهم لإنقاذه
    Buraya onu bebekken gönderdin. Bu Onu kurtarmanın tek yoluydu. Open Subtitles لقد أرسلته وهو طفل صغير، كانت الطريقة الوحيدة لإنقاذه.
    İtiraf edeceğim. Onu kurtarmanın tek yolu bu. Open Subtitles حسناً، سأقوم بالاعتراف أنها الطريقة الوحيدة لإنقاذه
    Mesajı sonunda alanı geçtiğinde, onu kurtarmaya geldim. Open Subtitles عندما اندلعت أخيرا رسالته من خلال جئت لإنقاذه.
    Onu korumak için hala peşinde pervane olmanı da anlıyorum. Open Subtitles ولهذا فإني أتفهم احتياجك للركض وراء سراب وأمل زائف لإنقاذه
    Onu değil, kalbini kurtarmam gerekiyordu. Open Subtitles لم أكن أحتاج لإنقاذه , بل كنت محتاجة إلى إنقاذ قلبه
    Kurtaracağım kişiler öyle fazla değillerdi. Open Subtitles لم يكن هناك الكثير لإنقاذه
    Daha fazla vaktimiz olsaydı bile onu kurtaracak kadar yakınına yaklaşamazdık. Open Subtitles حتى لو توفر لدينا بعض الوقت، فلن نحصل على ما يكفي لإنقاذه.
    Hayat kurtardığı için yüz tane madalyası var aldıkları içinse hiç yok. Open Subtitles لديّه 100 وسام لإنقاذه للحياه ولم يأخد أي شيء
    O senin arkadaşın olsaydı kurtarabilmek için elinden geleni yapardın. Open Subtitles لو كان هذا صديقك, ستفعل ما تستطيع لإنقاذه
    Çökse dahi Onu kurtarma şansımız var. Open Subtitles سنباي حتى إذا إنهار المكان، هناك فرصة لإنقاذه

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more