"لابد وأنه" - Translation from Arabic to Turkish

• Herhalde
• olsa gerek
• olmalıydı
• demek ki
• olmalılar
• olması lazım
• gelmiş olmalı

Herhalde dengesini kaybetmişti çünkü basit bir sağ kroşem onu yere deviriverdi.
لابد وأنه كان واقفا على اطراف قدميه لأنني لحقته بما لا يزيد عن لكمة مباشرة عادية

Herhalde ben uyurken odamdan geçip gitmiş.
لابد وأنه مر من خلال غرفتي بينما كنت نائماً

Burada çiçek görmek zor olsa gerek.
لابد وأنه من الصعب رؤية الزهـور في هـذا المكـان.

Ağzını burnunu kırabilecek bir kızla çıkmak tuhaf bir duygu olsa gerek.
لابد وأنه أمر غريب مواعدة فتاة تستطيع هزيمتك

Eğer bu yerin sahibi oysa, güvenlik kameralarından da haberi olmalıydı.
إذا كان يملك المكان لابد وأنه كان يعلم وجود كاميرات مراقبة

- ...bir dostu olduğunu söylemişti. demek ki bu kişi sendin, değil mi?
- قام بسحب بعض الخيوط ، لذا لابد وأنه أنت؟

Kraliyet gelinlerinin aile entrikalarından bıkmış olmalılar.
لابد وأنه فاض الكيل بهم من تأثير نفوذ عرائس العائلات الملكية

Komutanının seni reddetmesi için zırdeli olması lazım.
إن ضابط الخفر المسؤول عنك لابد وأنه أبلهٌ عربيد ليرفض طلبك.

Zili kim çalmış ise doğruca masaya gelmiş olmalı.
الآن ، من دق حبل الجرس لابد وأنه كان بجوار المنضدة

Ben çocukken şunun gibi milyonlarca elbisem vardı Herhalde.
إلهي, لابد وأنه كان لدي مليون فستان مثل هذا عندما كنت طفلة

Kutlamak için şampanya içtiyseler de ben o sırada posta arabasını itiyordum Herhalde.
ولو سكبوا الشامبانيا، لابد وأنه مرّت فترة وانا أدفع تلك عربة البريد

Herhalde bu mavi rengi bulutlu bir günde seçtiler.
عندما طلوا هذا اللون الأزرق لابد وأنه كان يوم غائم

Işığı kaybetmeyelim diye ona yansıttığım projektörlerden olsa gerek.
أنني أفتقد للضوء لابد وأنه بسبب عاكسة الضوء التي وضعتها

Bütün gün evde kalmak berbat olsa gerek.
البقاء اليوم بأسره لابد وأنه أمر مضجر

Senin için daha kolay olsa gerek, değil mi?
لابد وأنه أسهل بالنسبة لك، صحيح؟

Geçen sene Toulouse'da görülen o olmalıydı.
السنة الفائتة كانت هناك رؤية وكانت لابد وأنه هو في "تولوس"

O dergiyi yüz kere aramış olmalıydı.
...لابد وأنه اتصل ...بالمجلة مائة مرة

Sersem kardeşin, senin için pisliğin içinde sürünürken, etrafta oturmak hoş olmalıydı.
لابد وأنه شيء لطيف أن تجلس ولا تشارك في أي شيئ بينما أخوك الغبي يخوض في القذارة من أجلك - لا ، أنا لا ...

Eğitimden kalmış demek ki. Eğitimin bir devamı olmalı.
لابد وأنه المهندس التقنى

demek ki gelecekten gelmiş olmalı.
لذا.. لابد وأنه من المستقبل

O kalleş sersesi, Vorenus, onu satın almış olmalılar.
"هذا الوغد الخائن "فورينوس لابد وأنه قبض الثمن

Telleri buradan kesip bu yoldan da ormana ulaşmış olmalılar.
لابد وأنه قطع السياج هنا... وشق طريقه إلى الغابة

Bir kez çektiğimizde kaldırıyor, iki kez çektiğimizde indiriyor olması lazım.
لابد وأنه لابد من سحبةٍ للأعلى وسحبتين للنزول

Levye... Bagajda bir levye olması lazım.
لابد وأنه يوجد سلاحا فى السيارة

- Ama bunu zaten biliyorsun. - Evet. Katil o saatten sonra gelmiş olmalı.
إنكِ تعلمين بهذا مسبقًا القاتل لابد وأنه أتى بعد ذلك

Kas gücüm gelmiş olmalı.
لابد وأنه حارسي