"لاحظته" - Translation from Arabic to Turkish

• fark
• farkettim
• gördüğüm
• farkettiğim
• gözlemledim
• dikkatimi çeken
• gözüme
• gözlemlediğim
• farkına vardığım

Oraya vardık ve fark ettiğim ilk şeylerden biri, diğer çocukların saçlarının sarı rengin tonları olmasıydı ve çoğu mavi gözlüydü.
وصلنا هناك وكان أول شيء لاحظته أن شعر الأطفال الآخرين كان له عدة درجات من اللون الأشقر ومعظمهم كانوا بعيون زرقاء

Şunu fark ettim ki, birçok kişinin hikâyesi iki ana tema etrafında toplanıyor.
والذي لاحظته هو أنّ معظم قصص الناس تميل إلى الدوران حول عنصرين مفتاحيين.

Kendimde fark ettiğim her şeyi gösteren heyecan verici ve büyüyen bir literatür olduğunu gördüm.
وما وجدته كان مشوّقاً كما تزايدت الأبحاث في ذلك حتى أنّها أظهرت بشكل أساسي ما قد لاحظته في نفسي.

Ve şunu farkettim ki politik ikna fikirler, gerçekler ya da bilgiyle başlamıyor.
والذي لاحظته هو الإقناع السياسي لا يبدأ من الأفكار او الحقائق او المعلومات

Ama aklımdan bir düşünce geçti, daha önce gördüğüm, işittiğim, ya da dikkatimi çekmiş, farketmiş olduğum bir şeyi hatırlarmış gibi.
لكن شيء ما عبر في ذهني جعلني أتذكر شيئاً رأيته مسبقاً أو سمعته أو لاحظته

İkincisi bir saatti ve sonra yarım saat oldular, tek farkettiğim ise kelliğimin arttığı oldu.
الثانية ساعة واحدة، ثم نصف ساعة، و كل ما لاحظته هو ازدياد حجم صلعتي.

Ne yazdığını odanın taa karşı tarafından okuduğumu iddia edemem; sadece kızın kalem hareketlerini gözlemledim.
انا لم ادعي باني استطيع قراءة حركة اليد من الجانب البعيد للغرفة ما لاحظته هو حركة قلمها

- Evet, bakın, her şeyi iki kez kontrol ettim ama dikkatimi çeken tek şey yara girişlerinin çevresindeki kaburga kırıklarının bölgesi biraz soluk.
فحصت كل شي مرتين, لكن هنا شي واحد لاحظته هي المنطقة التي تقع على اجزاء من الضلع حول مدخل الجرح تغير لونها قليلاً

Öğrencilerle çalışırken fark ettiği şey sınav kağıtlarının okuma düzeylerinin çok ötesinde olduğuydu.
وما لاحظته من خلال عملها معهم أنهم يقدمون الأوراق الفصلية أفضل من مستويات قرائتهم الفعلية

ve yine bir gözlemci olarak fark ettim ki, burada da kendi takımının üyelerini Natasha seçiyor. Kısa zamanda çok sevilen bir öğrenci oldu.
ولكن ما لاحظته مجددا كمراقب، هو أنها كانت تختار من تكنّ في فريقها. وبدت أنها تكتسب شعبية بشكل مطرد جدا.

Ve her şeyden önce, inanılmaz miktarda mail alındığını fark ettim.
و ما لاحظته ،أن -- أولا، يأتيك عدد هائل من الإيميلات.

Bu sabah fark ettim. İçeriye doğru olduğu için göremedim.
نعم لقد لاحظته هذا الصباح لابد انه بالداخل

Tanışıyorlar ama bağlanmıyorlar, kız onu fark ediyor, adam onu hissedip fark ediyor ve ikisi de bir şeyler olacağını biliyorlar.
يلتقيان، و لا يتواصلان لاحظته هي، فشعر بذلك فلاحظها هو الآخر لقد علم كلاهما أن هذا سيحدث

Onu hemen fark eder. Ve o da onun fark etmesini fark eder.
لقد لاحظها على الفور وهي لاحظته أنه لاحظها

Ben fark bir şey olduğunu her zaman bir telefon çaldığında, bir iblis saldırılar.
شيء واحد لاحظته أنه كلما . رنّ الهاتف ، هاجمنا مشعوذ

...normal rutini dışında gelişen bir şey fark ettiniz mi?
اي شيء لاحظته وكان خارجا عن تصرفاتها المعتادة؟

Tanıştığımızda ilk fark ettiğim şey olmuştu.
أعني , إنه أول شيء لاحظته فيها منذ أن قابلتها

Betty evet ben de farkettim ve ona gözlerine sahip çıkmasını söyledim.
بيتي نعم في مناسبات عده لاحظته لا يرفع عينية من عنك عليه عدم فعل ذلك ..

gördüğüm kadarıyla acelesi vardı, bekleyemedi.
ما لاحظته إنه كان مستعجلا ولم يطق الإنتظار

Fare kapanına girdiğimde, farkettiğim ilk şey kokuşmuş bira ve idrarın yanında, gerginlikti.
كلما خطوت نحو الحانة أول شي لاحظته غير رائحة البيرة النتنة , ورائحة البول هو الضغط

Gelecek her olasılığa açık. Bunu gözlemledim.
ستفتح جميع آفاق المستقبل هذا ما لاحظته

dikkatimi çeken ilk şey, belindeki kuşaktı.
...و أول ما لاحظته كان الحبل المربوط حول وسطه

Neyse işte, kız tüm kıyafetlerini çıkardı küvette yanıma atladı ve gözüme çarpan ilk şey...
على كل حال, خلعت كل ملابسها تتسلق إلى الحوض الساخن ..وأول شيء لاحظته

gözlemlediğim ikinci model ise hatırlanma ihtiyacı idi.
النمط الثاني الذي لاحظته هو الحاجة للتذكر

İIk farkına vardığım şey onun miskin olmasıydı.
أول شيء لاحظته حول الرجل أنه متقلب