| Larry ve ben Massachusetts'teki Good Harbor sahilinde bir otele gidiyoruz. | Open Subtitles | لاري و أنا سننتقل إلى نزل غود هاربوب بيتش في ماسوشوستس |
| Diyelim ki Larry Bird ilk çeyrekte on sayı üretiyor. | Open Subtitles | لنفترض أن طير لاري سيحرز عشر نقاط في الريع الأول |
| Phil savaşta ölünce... aynen ikizi gibi zekası kıt olan Larry... | Open Subtitles | اوغاد قساة عندما قتل فيل لاري الذي لم يكن كثير الذكاء |
| Bak, Larry... birçok kimse senin malın için... parti başına otuz bin verecek. | Open Subtitles | انظـر ، لاري لا يوجد تاجر يريد أن يدفع لك ثلاثون مفتاحاً كبيراً؟ |
| Larry, bu gece onunla ve Sue ile sinemaya gitmeyi isteyip istemeyeceğimizi sordu. | Open Subtitles | لاري سألني إذا كان لدينا رغبة بالذهاب معه و سو الليلة لمشاهدة الفلم |
| Herneyse, ikimiz de Larry'nin kadınlar hakkında neler hissettiğini biliyoruz. | Open Subtitles | على أية حال، كلانا نَعْرفُ هكذا يَشْعرُ لاري حول النِساءِ. |
| Larry çoktan kaçmıştı ve parayı geri almak için beni tuttular. | Open Subtitles | لاري كان قد قبض عليه وقد وظفوني من أجل إستعادة المال |
| Larry, sana az önce 4 cc Vecuronium enjekte ettim. | Open Subtitles | لاري, لقد حقنت فقط ب 4 سم مكعب من فيكورونيوم |
| Hem eğer Larry'nin evine yumurta atmak istersen, beni bul. | Open Subtitles | واذا اردتي ان ترمين البيض على بيت لاري تعالي وجديني |
| 8 dolar, bir avuç tekinsiz pastil ve Larry'nin astım spreyi. | Open Subtitles | ثماني دولارات , وبعض من قطرات الكحة و بخاخ لاري للربو |
| Larry'nin diş etlerine hiçbir anestetik ilaç etki etmiyor bu yüzden Edwin tedaviyi bir başka güne erteleme kararı aldı. | Open Subtitles | لا يوجد اي كم معين من البنج المخدر سيعمل على لثة لاري فقرر الدكتور أدوين على تأجيل العملية ليوم آخر |
| Bu yansıyı Larry Page'e gösterdim, o da yönetimimize katıldı. | TED | وقد عرضت هذه الشريحة على لاري باج والذي انضم الى فريقنا |
| Chris Anderson: Larry, Larry, bekle, bekle, bekle, bekle, Larry, dur, dur bir saniye. | TED | كريس اندرسون: لاري, لاري, انتظر, انتظر, انتظر, انتظر, لاري, انتظر, انتظر لحظة. |
| Larry Brilliant: Çiçek hastalığı tarihteki en kötü hastalıktır. | TED | لاري بريليانت: الجدري كان أسوأ مرض في التاريخ. |
| Larry Brilliant: Herşeyden önce, telif hakkı ihlal etme konusunda çıldırmadın di mi? | TED | لاري بريليانت: بادئ ذي بدء، أنت لست غاضب حول إنتهاك حقوق الطبع؟ |
| Huzurlarınızda Dr. Larry Brilliant. | TED | لذا برجاء الترحيب بدكتور لاري بريليانت. |
| CA: Larry Brilliant, çok teşekkür ederim. | TED | كريس أندرسون: لاري بريليانت، شكراً جزيلاً لك. |
| Bu açıklamayı CNN'de, Larry King Lıve programında altı buçuk yıl önce yaptı. | TED | وقد فعلت هذا في برنامج لاري كينغ لايف على شبكة سي ان ان منذ ست سنوات ونصف مضت. |
| Larry Lessig: Üç video ile ilgili konuşmaya başlıyor. | TED | لاري ليسيغ : إذن ما يفعله هو أنه يبدأ ليخبرنا عن هذه المقاطع الثلاثة. |
| Yaşayan en temiz kalpli, tanrı korkusu en güçlü insanlardan biri olan Larry Kinkaid şu an başında bir kurşunla orada bir yerde yatıyor. | Open Subtitles | لاري كينكيد ، واحد من أرقى الرجال الذين يخشون الله يرقد هناك في الوقت الراهن وثقب الرصاصة في رأسه |
| 1871, Bayan O'Leary'nin ineğine sadece bir eşek şakası yaptığını düşünen Chicago'lu genç bir adam için de bu söylenmişti. | Open Subtitles | هذا ما قالوه عن شاب في شيكاغو في عام 1871 الذي اعتقد أنه سيقوم بمزحة مؤدية (لبقرة حلوب للسيدة (أوو لاري |
| Orada mısın? Dışarı gel Lar, şimdi. | Open Subtitles | لاري , هل انت هنا ؟ |
| LB: Elbette, bana bu soruyu daha önce verdin, bu yüzden bu konuda çok düşündüm. | TED | لاري بريليانت: بالتأكيد، لقد سألتني هذا السؤال سابقاً، لذا كنت أفكر كثيراً عن ذلك. |