İkincisi, bu aksiliği durdurmak için yapabileceğiniz fazla bir şey yok. | Open Subtitles | الامر الثانى , لا تستطيع ان تفعل الكثير لايقاف هؤلاء الناس |
4400'leri durdurmak için gönderildiğim söylendi, ve yapmaya çalıştığım da buydu. | Open Subtitles | اخبرونى انى وجدت لايقاف ال 4400 وهذا ما حاولت ان افعله |
Ve söyleyebileceğim tek şey durdurmak için her şeyi yapardım. | Open Subtitles | وكل ما أستطيع قوله أنني سأفعل أي شي لايقاف الأمر |
Eğer bir şey olur da, ölürsen nükleer saldırıyı durdurmanın hiçbir yolu kalmaz. | Open Subtitles | إذا حدث شيء و قتلت فلن يكون هنالك أي طريقة لايقاف الهجوم النووي |
Skywalker, padawan'ın kaçmadan önce onu durdurmanın bir yolu yok muydu? | Open Subtitles | سكاى وكر , اهناك اية طريقة لايقاف متدربتك قبل ان تهرب؟ |
Hiç kimse Başkan Roosevelt kadar sizin savaşı durdurmak ve yayılmasını engellemek için sarf ettiğiniz çabanın değerini bilemez. | Open Subtitles | الرئيس روزفلت يقدر اكثر من غيره جهودكم المبذولة لايقاف الحرب والحد من توسعها |
Kız ölecek ve bunu durdurmak için yapabileceğin hiçbir şey yok. | Open Subtitles | ترينيتي في طريقها للموت ولا تستطيع فعل شيء لايقاف ذلك |
Beni, bombayı durdurmak için kullanıp evine Kim'e gitmeli. | Open Subtitles | سوف يستخدمنى لايقاف القنبلة ويعود الى منزله حيث كيم |
Kız ölecek ve bunu durdurmak için yapabileceğin hiçbir şey yok. | Open Subtitles | ترينيتي في طريقها للموت ولا تستطيع فعل شيء لايقاف ذلك |
Yani değerlendirmenize göre, Nina Myers bombayı durdurmak için en iyi şansımız mı? | Open Subtitles | لذا ، تقييمك ان نينا مايرز هي افضل فرصة لايقاف القنبلة |
Buna, gerilemeyi durdurmak için serum verilmiş böylece üzerinde çalışılabilir. | Open Subtitles | هذا صحيح، ولكن تم إعطاء هذا المذؤوب مصلا ً لايقاف عملية التحويل حتى تتم دراسته |
Kira'yı durdurmak için, onun kendini göstermesini sağlamalı ve ona ağır bir yenilgi tattırmalıyız. | Open Subtitles | لايقاف كيرا ، اترك الأمر لي سأجعله يعاني و يهزم شر هزيمة |
O zaman, 33.1'i durdurmak için neden bir şey yapmadın? | Open Subtitles | اذن لماذا لم تفعل أيّ شئ لايقاف المشروع 331؟ |
Yani cehenneme gideceksin ve bunu durdurmak için parmağını bile kıpırdatmıyorsun. | Open Subtitles | أقصد, انت ذاهب إلى الجحيم و أنت لا تفعل شئ لايقاف هذا |
Burası ile orası arsında treni durdurmanın hiç bir yolu var mı? | Open Subtitles | هل توجد اى طريقه لايقاف هذا القطار بين هنا و هناك |
- Bu katili durdurmanın tek yolu onu yakalamak. | Open Subtitles | الطريقة الوحيدة لايقاف القاتل هي بامساكه. |
Bu adamları durdurmanın tek yolu onlara para ödemek. | Open Subtitles | الطريقة الوحيدة لايقاف هؤلاء الرجال هو ان ندفع لهم النقود |
Tüm bunları durdurmanın en iyi yolu bu katili bulmaktır ve biz de bunun en kolay nasıl yapılacağını size anlattık. | Open Subtitles | افضل طريقة لايقاف كل هذا هي ايجاد القاتل ولقد اعطيناك لتونا افضل طريقة لفعل ذلك |
Bu yaratığı durdurmanın bir yolunu bulmazsak Sharkzilla bütün denizlerin sahibi olacak. | Open Subtitles | اذا لم نجد طريقه لايقاف هذا القرش سوف يمتلكون البحار |
Saldırı gezegenin çekirdeğinde zincirleme bir reaksiyon başlattı ve durdurmanın bir yolu yok ve herhangi bir patlama kolaylıkla açık bir solucan deliğinden aktarılabilir. | Open Subtitles | الهجوم احدث مجموعة من التقاعلات علي مركز الكوكب ومصدر طاقته لايوجد طريق لايقاف ذلك الآن |
Doktor geldi ve bir gün içinde bu tozun çoğunun yerle bir metre yukarısı arasında, rüzgârla gelen toz olduğunu çözdü. Tozun evlerin oraya gitmesini ve çocukların gözlerini etkilemesini engellemek için toprak tepecikler yapmayı önerdi. | TED | معظم الغبار في هذا الحي ضمن متر من الأرض, و الرياح تحرك الغبار. لذلك اقترح القيام بمتاريس لالتقاط الغبار قبل أن تتحرك باتجاه منطقة السكن و تؤذي عيون الأطفال لذلك, استخدمنا الأتربة لايقاف الأتربة. |