Tanrım, üzgünüm. Şikayet etmek istemiyorum. Kötü sözler söylemek için gelmedim. | Open Subtitles | رباه، أنا آسفة، لا أريد أن أتذمر لست هنا لأقسو عليك |
Sadece sana bağlanıp sonra da kalbinin başka yerde olduğunu fark etmek istemiyorum | Open Subtitles | لا أريد أن أتعمق في هذا وأكتشف فجأة أن قلبكِ في مكان آخر |
Artık seninle bir şey yapmak istemiyorum. Artık bir cadı olmak istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريد أن أعمل معكِ، لا أريد أن أكون ساحرة بعد الآن |
Sizi uyarıyorum ona zarar vermek istemiyorum ama gerekirse veririm. | Open Subtitles | أحذر لك. أنا لا أريد أن يضر بها، لكني سأفعل. |
Bunun bildik ve sıkıcı bir yıldönümü hikayesi olmasını istemiyorum. | Open Subtitles | أنا فقط لا أريد أن أكتب مقالة تذكارية عادية ومملة |
Pardon kaba olmak istemedim. Ya göz görüyorum ya da peçe | Open Subtitles | معذرةً ، لا أريد أن اكون وقحـاً لا أثـق بك حقـاً |
Bunun için kaç tane gerektiğini bilmene de gerek yok, kanka. | Open Subtitles | و أنت تعرف بأني لا أريد أن يحدث لي يا هومي, |
O berbat partilerinden birine daha gitmek zorunda kalmak istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريد أن أتورط في واحدة أخرى من حفلاته الفظيعة |
Evli olmak konusunda yalan söylemek istemiyorum. - Ben de. | Open Subtitles | لا، لا، أنا لا أريد أن يكون للكذب عنا زواجه. |
Ama, kızgın bir atın hayaletinin neden bir Brooklyn apartmanına musallat olduğunu anlamaya çalışan bir sonraki kiracıların yerinde olmak istemem. | Open Subtitles | ولكن لا أريد أن يكون المستأجرة المقبلة التي عليها ان تكتشف لم هنالك حصان غاضب روحه متواجدة في شقة في بروكلين |
Senin hikayeni duymak istemediğimi, söylemiştim. Ancak bazı bilgilere ihtiyacım var. | Open Subtitles | أسمع، لا أريد أن أسمع قُصتك و أنما بحاجة لبعض المعلومات |
Güzel bir yola giriyoruz ve ben gerçekten berbat etmek istemiyorum. | Open Subtitles | لدينا علاقة جيدة فى العمل وانا حقاً لا أريد أن أفقدها. |
Ama ben insanlardan nefret etmek istemiyorum. Senin gibi olmak istemiyorum. | Open Subtitles | ولكني لا أريد أن أكره الناس، لا أريد أن أكون مثلك |
Sadece ı. Hayatım hiçbir şey ifade etmek istemiyorum, anlıyor musun? | Open Subtitles | أنا فقط، لا أريد أن تكون حياتي بلا معنى، أنت تعلم |
Şunun için Redskins'in Süper Bowl'u kazandığını sunar gibi haber yapmak istemiyorum. | Open Subtitles | أولاً, لا أريد أن أعلن الخبر مثل فوز الريد سكينز بالبطولة الكبرى. |
Will, önümüzdeki 20 yıl boyunca bu işi yapmak istemiyorum. | Open Subtitles | ويل، لا أريد أن أقوم بهذا العمل للعشرين سنة القادمة |
Sana zarar vermek istemiyorum, Ama o belgeler bana lazım. | Open Subtitles | أنا لا أريد أن أجرحك ولكني في حاجة إلى الوثائق |
Hayır, bana olmasını istemiyorum, ama o morga geri dönemem. | Open Subtitles | لا أريد أن يحدث لي لكننى لن أعود لهذه المشرحة |
Bir şey söylemek istemedim ama bir çift daha var. | Open Subtitles | لا أريد أن أقول أيّ شيء، لكن يوجد زوج آخر. |
Dosyanın katiyen, bu binadan çıkmaması gerektiğini, söylememe gerek yok. | Open Subtitles | لا أريد أن يغادر الملف هذا المبنى مهما كان السبب |
Orada sadece ayakta kalmak istemiyorum. Beni de Johnny'yi eğittiğin gibi eğitmeni istiyorum. | Open Subtitles | لا أريد أن أتدرب تدريبات القوة فحسب بل أريدك أن تدربني مثل جوني |
Gerizekalı olduğunu söylemek istemiyorum ama iki kişilik sıralamada zeki olan değil. | Open Subtitles | لا أريد أن أقول أن هنالك الأغبى لكن هناك غبيان وليس أذكاهما |
Eğer burada öleceksek, ilk giden olmak istemem anlıyor musunuz? | Open Subtitles | إذا كنا سنموت هنا لا أريد أن أكون الضحية الأولى |
Sizi yanyana otururken görmek istemediğimi söyledim. | Open Subtitles | قلت لك اثنين لا أريد أن أراك جالسا بجانبه |
Kabalık etmek istemem, ama günde kabul ettiğimiz hasta sayısı 80'i aşıyor. | Open Subtitles | لا أريد أن أكون وقحاً ولكننا نستقبل أكثر من 80 حالة يومياً |
Ben sadece gerçekten istiyorum bize 50 yılda birlikte yaşama sanmıyorum. | Open Subtitles | أنا فقط لا أريد أن أفكر أننا سنعيش معاً لخمسين عاماً |
Ancak gerçek olan şu ki, ben bir trafik polisi olmak istemiyorum. | TED | لكن الشيئ هو , أنا لا أريد أن أكون مثل شرطي المرور |
Basitleştirmek istemiyorum ama bence sen sadece bir arayış içindesin. | Open Subtitles | لا أريد أن أكون بسيط , لكنّك وصلت إلى للتو. |