"لا بد لي" - Translation from Arabic to Turkish

    • zorundayım
        
    • olmalıyım
        
    • gitmem gerek
        
    Ya da bu domuzlardan önce seni mi vurmak zorundayım? Open Subtitles أو لا بد لي أن أتدبر أمرك قبل هذه الخنازير؟
    65 desibelin üzerinde konuşmak için sesimi gerçekten yükseltmek zorundayım ve öğretmenler sadece seslerini yükseltmiyor. TED لا بد لي من حقاً رفع صوتي للحديث أكثر من 65 ديسيبل من الصوت، والمدرسين لا يرفعون فقط أصواتهم.
    Utanç verici sırları uluslararası seyirciye sermek istemiyorum ancak yapmak zorundayım. TED أنا لا أحب إحضار أسرار محرجة لجمهور دولي، ولكن لا بد لي من ذلك.
    Bu kararın alındığı aile toplantısını kaçırmış olmalıyım. Open Subtitles لا بد لي من قد غاب عن اجتماع الأسرة حيث تقرر كل هذا.
    Burada değilken döndüğümde güvencemin olacağına dair biraz rahat olmalıyım. Open Subtitles سأرحل بعيداً لا بد لي أن أطمئن عليك و أرجو أن تبقى بأمان لحين عودتي
    Biliyorum ama gitmem gerek. Open Subtitles أنا أعلم، و ولكن لا بد لي من مغادرة البلاد.
    Benim maaş çekimi tuttukları o kötü yere gitmem gerek. Open Subtitles لا بد لي من الذهاب الى ذلك المكان الشر حيث أنها تبقي راتبي.
    Ve bunun için hepinizi sorgulamak zorundayım. TED وهذا هو الموضوع الذي لا بد لي أن أسألكم عنه جميعا.
    Hayır. Oraya giden iki beyazı yakalayıp, Kızıl Bulut'a teslim etmek zorundayım. Open Subtitles لا, أريد اثنين من الرجال البيض الذين هما هناك لا بد لي من تسليمهما إلى السحابة الحمراء
    Maalesef, Sir Arthur saraydaki görevlerime dönmek zorundayım. Open Subtitles لا بد لي من العودة إلى واجباتي في القصر لا حاجة لمرافقتي
    - Bak şimdi bir banyo almak ve giyinmek zorundayım. Open Subtitles لا بد لي ان اتحمم و ارتدا? الملابس الآن.
    Zamanımız tükeniyor onu hemen bulmak zorundayım. Open Subtitles نحن لا يمكن أن تنتظر. لا بد لي من العثور عليه.
    Sabahleyin erken kalkmak zorundayım. Open Subtitles لا بد لي من الحصول على ما يصل في وقت مبكر من الصباح.
    Tanrım, onları da mı aldırmak zorundayım? Open Subtitles يا رجل، والآن لا بد لي من الحصول على تلك فعلت أيضا؟
    Şuna inanmak zorundayım, bunu bilseydin kalbinde gerçekten gerçekten bilseydin şu anda birisiyle evlenmek üzere olmazdın benden başka biriyle yani. Open Subtitles لا بد لي أن أعتقد أنك اذا ما علمت ذلك ...في قلبك اذا علمت ذلك... ...لم تكن ستستعد لتتزوج أحدا الأن
    Hayır sen kal, hızlı olmalıyım, üstüne alınma lütfen. Open Subtitles لا , أنت البقاء هنا. لا بد لي من أن تكون سريعة. وأود أن لا تسيء لك.
    Bir tür girdap içinde yolculuk yapmış ve bir zaman yolcusu gibi zamanda yol almış olmalıyım. Open Subtitles لا بد لي من تمرير بعض النوع من دوامة وعبر الزمن، مثل المسافر الوقت.
    Daha önce de burada mahsur kalıp, yeterince Hız Gücü çekememiş olmalıyım. Open Subtitles لا بد لي أن حصلت عالقا هنا مرة واحدة قبل ولم تكن قادرة على الوصول ما يكفي من القوة السرعة.
    Çocuklarıma odaklanmak zorundayım ve onların iyi olduğundan emin olmalıyım. Open Subtitles لا بد لي من التركيز على أولادي والتأكد من انهم بخير
    İşe gitmem gerek, ama istersen, beni bıraktıktan sonra arabamı kullanabilirsin. Open Subtitles لذلك لا بد لي من الذهاب إلى العمل، ولكن إذا كنت تريد، يمكنك يوصلني ثم استخدم سيارتي.
    Yarın ne olursa olsun gitmem gerek. Open Subtitles بغض النظر عما سيحدث غداً . لا بد لي من المغادرة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more