Kutsal Kitap'taki mucizelerin hiçbirine inanmıyorsun, öyle değil mi? | Open Subtitles | أنت لا تؤمن بأي من المعجزات في الكتاب المقدس، أليس كذلك؟ |
Demek istediğim, İncil'e inanmıyorsan cehenneme de inanmıyorsun demektir. | Open Subtitles | ترى، إذا كنت لا تؤمن بالكتاب المقدس لن تصدق أن هناك جحيم حقيقي |
Bazı insanlar inanmıyor bile ama sana şunu söyleyebilirim, birisi direkt olarak bunu yaşayınca her şey çok çabuk değişiyor. | Open Subtitles | وبعض الناس لا تؤمن حتى ولكن أقول لكِ أنّ كل شيء يتغير سريعاً عندما يكون لدى أحدهم تواصل مباشر معهم |
Savaş inanmadığın bir şeye karşı yapılan bir şey değil midir? | Open Subtitles | إنها معركة، أليس كذلك، لكن في سبيل شئ لا تؤمن به |
Senin mucizelere inanmadığını düşünürdüm. Bay Sert Adam,ha? | Open Subtitles | إعتقدتُ بأنّك لا تؤمن بالمعجزات ، ايها الرجل القوى ، هه؟ |
Annem yumuşatıcılara inanmaz. Ama şu an yanımızda değil! | Open Subtitles | لا تؤمن أمي بمنعم الأقمشة لكنها ليست موجودة الآن |
Sanırım yaradılış felsefemize inanmayan ve ülkemizi sevmeyen bu elitler askerlerimizin uğruna öldüğü ülkemizi Amerikalıların dışındaki insanlara satmaya çalışıyorlar. | Open Subtitles | أعتقد أنّ هذه الفئة التي لا تؤمن بدستورنا ولا تحب البلد يجب عليهم إتباع القوانين, التي قاتل جنودنا من أجلها |
- Ön kapılara inanmazsın. - Arka kapıları bilirsin. | Open Subtitles | ـ أنت لا تؤمن بالأبواب الأمامية ـ تعرف كلّ شيء عن الأبواب الخلفية |
Değil mi? Eğer kendinin değişimi yapacağına inanmıyorsan değişim hiç bir zaman gerçekleşmeyebilir. | TED | لذلك، إن كنت لا تؤمن بأن بمقدورك صنع التغيير، فإن التغيير لن يحدث. |
Doğaüstü şeylere inanmıyorsun belki, ama bunlar fiziksel olgular. | Open Subtitles | أنت قد لا تؤمن بعالم ماوراء الطبيعة؛ لكن هذه حقائق طبيعية |
Televizyonun en büyük yaratık programını sunduğun halde yaratıklara inanmıyorsun! | Open Subtitles | أنت تصور أعظم برنامج وحوش على التلفاز و لا تؤمن بالوحوش؟ |
Bu dedigin pislikleriin hiçbirine inanmıyorsun, degil mi? | Open Subtitles | إنك لا تؤمن بشيء من هذه التفاهات .. صحيح ؟ |
Tanrı'ya Alice harikalar dünyasından dolayı mı inanmıyorsun? | Open Subtitles | انت لا تؤمن بالله بسبب الس فى بلاد العجائب |
Yani söylediklerinize aslında inanmıyor musunuz? | Open Subtitles | اذن.. فأنت لا تؤمن بهذه الأشياء التى تقولها ؟ لا |
Sizce de böyle mi yoksa dünyanın güneşin etrafında döndüğüne inanmıyor musunuz? | Open Subtitles | هل تظن أن هذا أسلوب الأشياء أم أنك لا تؤمن بأن الأرض تدور حول الشمس |
Neden inanmadığın bir şeyi inşa etmeye çalışıyorsun? | Open Subtitles | لماذا تبني شيئاً أنت لا تؤمن به داخل نفسك؟ |
Varlığına inanmadığın annesiyle. | Open Subtitles | فربما ستسمح لي بالتحدث مع شبح والدتها الذي لا تؤمن بوجوده أصلاً |
Evlilik Kutsal bir adam gerektirir. Tanrılara inanmadığını sanıyordum. | Open Subtitles | الزواج يتطلب رجل تقي مؤمن0 انا اعتقد انك لا تؤمن بالَله |
Geçmişi değiştirmeye inanmadığını sanıyordum. | Open Subtitles | أعتقد بأنك قلت انك لا تؤمن بتغيير الماضي |
Ne kadar ironik. Cathy de emniyet kemerine inanmaz. | Open Subtitles | يالا السخرية , كاثي هنا لا تؤمن باحزمة الامان |
Aşk şarkılarına inanmayan bir kıza göre onları çok iyi söylüyorsun. | Open Subtitles | أتعلمين, بالنسبة لفتاة لا تؤمن بأغاني الحب فأنت تغنينها بشكل ممتاز |
Ama eğer kötü varsa, iyinin de olduğuna nasıl inanmazsın? | Open Subtitles | إذا كنت تعلم أن الشر موجود كيق لا تؤمن بوجود الخير أيضاً؟ |
Medyumlukla alay ediyorsun. Ölümden sonrasına inancın yok. | Open Subtitles | أنتَ تسخر من الأمور المحجوبة أنتَ لا تؤمن مطلقاً بالحياة بعد الموت |
Bir dine inanmıyorsanız, orasından burasından alıp karıştırmakta, dinin en iyi yönlerini almakta bir sakınca yok. | TED | اذا كنت لا تؤمن بدين, لا توجد مشكلة في الاختيار والمزج, الاخذ بالجوانب الجيده من الدين. |
Kendi teorinize artık inanmıyorsunuz. Niye kaçasınız ki? | Open Subtitles | لأنك أصبحت لا تؤمن في نظريتك بعد الان, فلن تهرب |