"لا تتوقع" - Translation from Arabic to Turkish

    • bekleme
        
    • bekleyemezsin
        
    • beklemiyorsun
        
    • beklemiyor
        
    • beklemeyin
        
    • beklemediğin
        
    • düşünme
        
    • bekleyemezsiniz
        
    • bekliyor olamazsın
        
    • düşünmüyorsun
        
    Eğer gecenin yarısında eve gelirsen sana yardım edecek birini bulmayı bekleme. Open Subtitles إذا جئت متأخرا ً إلى المنزل لا تتوقع أن تجد المساعَـدة تنتظرك
    İyi, bu ilişkide benden siktiğimin orospusu... olmamı bekleme, anladın mı? Open Subtitles لا تتوقع أن أكون الذي بالأسفل في هذه العلاقة أفهمت ؟
    Herşeyi anlatmasını bekleyemezsin, değil mi? Bu yüzden o Duke. Open Subtitles انت لا تتوقع منه ان يخبر الجميع ولهذا هو الدوق
    Uzay ve zamandaki yırtıklardan gelecek o şeylerle bu gençlerin başa çıkmasını bekleyemezsin. Open Subtitles لا تتوقع حقًا من أولئك الحمقى التعامل أيا كان ما سيأتي من الزمكان
    - Grace'in ödemesini beklemiyorsun herhalde ve biliyorsun ki bende bu aralar nakit sorunu var. Open Subtitles أنت لا تتوقع أن تقوم جريس بدفع الحساب وأنا لدى مشكلة فى السيولة
    Tıpkı mantıklı ve bilgili bir yetişkin her fikrinin gerçekleşmesini beklemeyeceği gibi, dokuz yaşındakiler de beklemiyor. TED ولكن تمامًا كما لا تتوقع امرأة بالغة عاقلة ومطلعة أن تُطبَّق كافة أفكارها، فابنة التسع سنوات لا تتوقع ذلك أيضًا.
    Eğer öyleyse yanıt beklemeyin. Open Subtitles لا تتوقع جواباً إن كانت تلك الطريقة التي أرسلت البرقية بها
    Sürekli değil ama en beklemediğin anda hepimiz orada olacağız. Open Subtitles ليس دائماً و لكن عندما لا تتوقع ذلك سنكون هناك
    İstersen kendi söylediğin yalanlara inanabilirsin ama benden sineye çekmemi bekleme. Open Subtitles صدِّق الأكاذيب الخاصة بك إذا كنت تريد, لا تتوقع مني تجرعها.
    İyi be... ama parçaları toplamam için yanında olmamı bekleme. Open Subtitles حسناً لكن لا تتوقع مني أن أكون بالأرجاء لألتقط القطع
    Kayıp mı oldun?" derler. Ama yine de bazen tam da Qantas bekleme salonunda, hiç beklemezken hayat kapınızı çalıverir. TED لكن على أي حال، قد تحدث بعض الأمور في صالة كانتس عندما لا تتوقع حدوثها أبداً.
    Seninki kadar güzel bir ev bekleme sakın sadece bir oda bana yetiyor, Gemmata ve eşekle beraber tabii. Open Subtitles لا تتوقع منزلاً فخماً كمنزلك فغرفة واحدة تكفيني انا و زوجتي و حماري
    O büyüyü sürdürmemi bekleme, kalp krizi geçirirdim. Open Subtitles لا تتوقع منى انى ابقى على تلك الدرجة من الغزل فانا عندى ازمة قلبية
    Hoşça kal sevgili kocacığım ve geri dönmemi bekleme. Open Subtitles ، وداعاً زوجى العزيز . لا تتوقع منى العودة
    Bana o kadar laf soktuktan sonra benim buna sessiz kalmamı bekleyemezsin. Open Subtitles هيا، بعد الطريقة التي هز إصبعه في وجهي لا تتوقع من أن أكون هادئاً حول هذا
    Suçlu birinden DNA'sını vermesini bekleyemezsin. Kumar oynuyor. Open Subtitles لا تتوقع من رجل مذنب أن يعطيك عينة من حمضه النووي
    Onunla kalmamı bekleyemezsin. Bana yalan söyledi. Bizi beş parasız bıraktı. Open Subtitles لا تتوقع أن أستمر معه , لا سيما بعد أن كذب على وتركنا بلا شئ
    Gerçekten benim burada oturupta polisleri beklememi beklemiyorsun dimi? Open Subtitles لا تتوقع مني الجلوس وأنتظار الشرطة، صحيح؟
    Çünkü bu konuyla yeterince ilgilenmemi beklemiyor. Open Subtitles لأنه لا تتوقع مني لعناء بما فيه الكفاية، أو لرعاية.
    Süpermen hakkında olmadıkça geri dönüş beklemeyin. Open Subtitles لكن لا تتوقع معاودة الأتصال، إلا إذا كان بخصوص سوبرمان.
    Sürekli değil ama en beklemediğin anda hepimiz orada olacağız. Open Subtitles ليس دائماً و لكن عندما لا تتوقع ذلك سنكون هناك
    Hayır. Ama Jam Pony'den sana sevgi fışkırdığını da düşünme. Open Subtitles كلا ، ولكن لا تتوقع تدفقاً من الحب من المهر الرامح في أي وقت قريباً
    Bir bilardo masasında, topları dağıtabilir, ancak topların kendilerini yeniden kümelendirmelerini bekleyemezsiniz. Open Subtitles ، على طاولة البلياردو يمكنك أن تشتت الكرات و لكن لا تتوقع أن تعيد الكرات تنظيم نفسها من تلقاء نفسها
    Sen böylesine güzel eğlenirken benim arabada oturmamı bekliyor olamazsın. Open Subtitles هذا عملي لا تتوقع مني الجلوس في السيارة بينما تحصلون على المتعه كلها
    - Sorun çıkacağını düşünmüyorsun değil mi, John Henry? Open Subtitles أنت لا تتوقع المتاعب أليس كذلك، جون هنري؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more