Piper, bunun bizimle kesinlikle alakası yok masum biriyle alakalı. | Open Subtitles | بايبر، إنَّ هذا الأمر لا يتعلّق بنا نهائياً، بل يتعلّق بالأبرياء فحسب |
Penisinin ölçüsü ile alakası yok, değil mi? | Open Subtitles | هل أنت واثق أن الأمر لا يتعلّق بصغر حجم قضيبك؟ |
Olayı saptırmayın, Peder. Bu benim davranışımla ilgili değil, sizinkiyle ilgili. | Open Subtitles | لا تغيّر الموضوع، لا يتعلّق الأمر بسلوكي وإنما بسلوكك |
Hadi ama adamım, bu seninle ilgili değil. Bu-- | Open Subtitles | بربكَ يا رجل , لا يتعلّق هذا الأمر بك بل يتعلّق بـ |
Bunun seninle ilgisi yok, bencil herif. Senden hoşlanıyorum. | Open Subtitles | الأمر لا يتعلّق بك أيها االمصاب بجنون العظمة فأنا معجبٌ بك |
Bu sizin yada benim beğenmemle alakalı değil, Ülke ile alakalı... | Open Subtitles | لكنّ الأمر لا يتعلّق بما يُعجبنا نحن، و إنّما يتعلّق بالبــلاد. |
Bunun düşmanlıkla alâkası yok. Profesyonellikle alâkası var. | Open Subtitles | لا يتعلّق هذا بالعلاقة العدائية بيننا بل يتعلّق بالإحترافية المهنية |
Bunun çocuğumla ilgili duyduğum suçlulukla alakası yok. | Open Subtitles | لا يتعلّق هذا بشعوري بالندم بسبب ما حصل لابني |
Bunun, sevgi ve hayırla bir alakası yok. Bu tamamen kanla alakalı. | Open Subtitles | لا يتعلّق الأمر بالحب أو الإحسان، بل الدم. |
Phoebe, giydiklerinle alakası yok. | Open Subtitles | فيبي، لا يتعلّق الأمر بما ترتدينه. |
Bunun virüsle bir alakası yok, değil mi? | Open Subtitles | الأمر لا يتعلّق بالفيروس ، صحيح ؟ |
Bunun yapılan seçimlerle ya da seninle bir alakası yok. | Open Subtitles | لا يتعلّق الأمر بالخيارات أو بكِ |
Mesele, adalet veya kanunu uygulamakla ilgili değil. | Open Subtitles | لا يتعلّق هذا الأمر بشأن تحقيق العدالة أو القانون أو محاربة الشر |
-Arabamızla ilgili değil mi yani? | Open Subtitles | إذاً , لا يتعلّق هذا بشأن سيارتنا ؟ |
Burada kalmamla ilgili değil, değil mi? | Open Subtitles | لا يتعلّق الأمر ببقائي هنا، أليس كذلك؟ |
Burada kalmamla ilgili değil, değil mi? | Open Subtitles | لا يتعلّق الأمر ببقائي هنا، أليس كذلك؟ |
Yani, kovulmanızın yeni geliştirdiğiniz bir şarbon aşısıyla ilgisi yok, öyle mi? O yılın mayıs ayında 140.000 Amerikan askeri üzerinde denediğiniz şu aşı? | Open Subtitles | هل طردك لا يتعلّق بلقاح الجمرة الخبيثة الذى صنعته و أخذه 140 ألف جندى أميريكى؟ |
Tamam, Bay Aziz. Tek demek istediğim, bu işin ırklarla ilgisi yok. | Open Subtitles | كل ما أقوله هو أن الأمر لا يتعلّق بلون البشرة |
Bu sadece kadınların daha çok, daha iyi cinsellik yaşamasıyla alakalı değil. | TED | وهذا بالنهاية لا يتعلّق بحصول المرأة على المزيد من الجنس بالكم أو النوع. |
Zaten olay annemle alakalı değil, değil mi? | Open Subtitles | على أي حال، هذا لا يتعلّق بوالدتنا، حسناً؟ |
Bunun Memur Kalakaua ile bir alâkası yok sizden de bebek bakıcılığı yapmanızı isteyen yok. | Open Subtitles | هذا الأمر لا يتعلّق بالشرطيّة (كالاكوا) و لن أطلب منّكِ أن تكونين جليسة |
Büyüme, sadece hayatta kalmayı öğrenmekten ibaret değil. | Open Subtitles | لا يتعلّق النموّ بتعلّم النجاة وحسب |