Tecavüz edemezler çünkü cinsel organları yüzlerce kilometre ötede olacak. | Open Subtitles | لا يمكنهم إعتصابك لأن أعضائهم التناسلية على بعد مئات الأميال |
Bizi takip edemezler. | Open Subtitles | و كنت هناك للتو لا يمكنهم تتبعنا نحن آمنون |
Kafayı yemişsin sen. Sana defalarca söyledim, bunu yapmış olamazlar. | Open Subtitles | أنت مجنون.لقد أخبرتك مرارا وتكرارا أنهم لا يمكنهم فعل ذلك. |
Burada kalmak için para verdik. Bizi böyle dışarıda bırakamazlar. Saçmalık. | Open Subtitles | لقد دفعنا أجرة هذه الغرفة لا يمكنهم أن يبقونا في الخارج |
Yüzbaşı, üç adam bir Arikara grubuyla baş edemez, hele çocuklar hiç yapamaz. | Open Subtitles | كابتن، ثلاثة رجال لا يمكنهم مواجهة .هنود الحمر، فما بلك فتيان |
Bunu yapamıyorlar, ellerini kaldırıyorlar ve ben Onlar için yapıyorum. | Open Subtitles | لذا لا يمكنهم فعلها لذا يرفعون أيديهم وأنا أفتحها لهم |
- İçeride olamaz, örümcek ağı bozulmamış. | Open Subtitles | لا يمكنهم أن يكونوا هناك إن خيوط العنكبوت سليمة لم تتقطع |
İyi insanlar, kendi suçları olmamasına rağmen bunu kontrol edemiyorlar. | Open Subtitles | أناسطيبون،لم يكنخيارهم, لا يمكنهم التحكم بها |
Beni bulamayacakları bir yere gideceğim ve sen de evine döneceksin. | Open Subtitles | سأذهب إلى مكان حيث لا يمكنهم ايجادي و أنتِ ستعودين للمنزل |
Yeni doğmuş bebekler çok fazla bir şey yapamazlar ama gerçekten iyi oldukları tek şey emmektir. | TED | الأطفال حديثي الولادة لا يمكنهم القيام بالكثير من الأشياء، عدى شيئا واحدا يجيدونه حقا ألا وهو المص. |
- Bütün herşeyi benden biliyorlar! - Birşey ispat edemezler! | Open Subtitles | يريدون اتهامى بكل الأمر لا يمكنهم اثبات شئ |
Bizim teknik ve hünerlerimizin seviyesini yakalamayı asla hayal bile edemezler. | Open Subtitles | لا يمكنهم الوصول لمستوى خبراتنا التكتيكي |
Düşünemez ve hayal edemezler. Çoğu okuma bilmez. | Open Subtitles | لا يمكنهم التفكير أو التخيل معظمهم لا يستطيع التهجىء. |
İnsanlar göremedikleri şey olamazlar. | TED | لا يمكن أن يكون الناس ما لا يمكنهم رؤيته. |
Üç dakikadan hızlı olamazlar. Soyguna başladığımızda alârm çalacak. | Open Subtitles | لا يمكنهم أن يصلوا في أقلّ من 3 دقائق سينطلق جرس الإنذار، بعد أن نبدأ في سرقتنا |
Karakter çatışması yüzünden mezun olmama engel olamazlar, değil mi? | Open Subtitles | لا يمكنهم منعى من الدراسة بسبب مشاكل شخصية .. أليس كذلك ؟ |
Burada kalmak için para verdik. Bizi böyle dışarıda bırakamazlar. Saçmalık. | Open Subtitles | لقد دفعنا أجرة هذه الغرفة لا يمكنهم أن يبقونا في الخارج |
Tamam, biz onları Onlar da Bizi göremiyor ve onları güvenli mesafeden vuramıyoruz. | Open Subtitles | إذًا لا يمكنهم رؤيتنا ولا يُمكننا رؤيتهم، ولا سبيل لنقصفهم من مسافة آمنة. |
Sanmıyorum, senin küçük kahraman takımın sana yardım edemez. | Open Subtitles | لا أعتقد ذلك, أبطالك الصغار لا يمكنهم مساعدتك الأن |
Şu iğrenç şeyler yapmış olamaz, değil mi? | Open Subtitles | القذرون لا يمكنهم القيام بذلك، أليس كذلك؟ |
Beyazlar bu ülkenin bitmez tükenmez bolluğunu siyahilerle paylaşma fikrine tahammül edemiyorlar. | Open Subtitles | أصحاب البشرة البيضاء لا يمكنهم احتمال فكرة مشاركة هذه البلاد بلا قوانين مع الزنوج |
Beni bir kez ele geçirmeye çalıştılar. Onlar artık bana dokunamaz. | Open Subtitles | لقد حاولوا معي مرة لا يمكنهم ان يلمسوني الان |
ama yapamazlar. Kitlendiler çünkü birçok eklenti ve diğer şirketlerin ürünleri 1982 iskeletine kenetlendi. | TED | لكن لا يمكنهم ذلك. مكفوفين الأيدي ﻷن الكثير من الإضافات و أمور أخرى للشركة متعلقة بأساس 1982 القديم. |
Ama imzalı bir itiraf ve kaçan bir adamla suçlu hükmünü asla veremezlerdi. | Open Subtitles | ولكن مع اعتراف موقع ورجل هارب لا يمكنهم أبداً التأمل في حكم بالإدانة |
Sana zarar veremezler, tamam mı? Onlar dört ayaklı pislikler, o kadar. | Open Subtitles | لا يمكنهم أن يأذوكي إنهم قمامة لها أقدام حسناً |
Amerikalılar İrlandalılar gibi konuşamaz. | Open Subtitles | الأمريكيين لا يمكنهم التحدث بالإيرلندية. |