"لتتزوج" - Translation from Arabic to Turkish

• evlenmek için
• evlenme
• evlenmesi
• varisiyle evlenmek
• evlensin
• ile evlenmenin
• ile evlenmek

- evlenmek için küçük olduğunu söyleyen hiç kız yoktur.
أية فتاة تبدو صغيرة جدا لتتزوج حسب طريقتك هذه

Katolik bir kadın ile- evlenmek için dininden dönmeyi, gerçekten ve ışıktan vazgeçip karanlığı kabul ettin.
و بالتحول عن ايمانك لتتزوج من امراه كاثوليكيه رومانيه و تترك الحقيقه و النور

Annemi televizyondan öğrendi ama Alexis'e Wilhelmina'yla evlenmek için annemden boşanacağını ben söylemem.
شوف ترى درت عن امي من التلفزيون ولكن لن اكون الشخص الذي يخبرها انك طلقت امنا لتتزوج وليليمينا

Ama 'Yirmi Dakikacılar'a katılmaya niyetliyseniz, yanımda kalıp, bir gün kızımla evlenme nezaketini de gösterirsiniz.
لكن إن كنت ترغب بالانضمام إلى رجال الـ20 دقيقة، فليس لدي مانع, ومرحباً بك لتتزوج أختي في أي يوم.

Ayrıca 5 yıldır evli olduğun bir kadınla evlenme şansını elde ettin.
وأتتكَ الفرصـة، لتتزوج المرأة التي كـنتَ متزوج بها لـمدة خمس سنوات

kralıyla evlenmesi için gönderildi.
لقد أرسلت الى فرنسا لتتزوج بملكها القادم

Kendisini ve halkını koruyacak bir bağ kurmak için Fransa'nın varisiyle evlenmek üzere Fransa'ya gönderildi.
أرسلت إلى "فرنسا" لتتزوج ملكها المقبل. لحماية نفسها وشعبها، علاقة لحمايتها.

Sevmediği hıyarın tekiyle evlensin diye onu salona götüremem.
لا أستطيع دفع كرسيّها إلى المذبح لتتزوج من وغد لا تحبه حتى

Şimdi bana Fran ile evlenmenin hata olduğunu mu söylüyorsun?
أنت لا تخبرنى أنك تظن إنها غلطة لتتزوج فران الآن؟

Sanırım kızımla evlenmek için Hıristiyan... olmak zorundasın.
..أفترض أنك تفهم هذا , يجب أن تصبح مسيحياً لتتزوج ابنتي ,صحيح ؟

Bize yıllardır sadık bir hizmet veren ve sadece evlenmek için güzel bir elbise isteyen kadına hakaret etmesini haklı çıkarır mı?
هل ذلك عذر لإهانة إمرأة خدمتنا سنوات طويلة بإخلاص أرادت أن ترتدي شيء جميل لتتزوج فيه؟

Bir astronotla evlenmek için işi bıraktı!
لقد تركتْ الشركة لتتزوج من رائد فضاء

Bir kadın, evlenmek için gelinlik alıyor, Booth.
المرأة تشتري فستان الزواج لتتزوج بووث

Sana ırkımızın dışından birisiyle evlenme izni verdiğimde babamın anısına hakaret etmiş oldum.
عندما أعطيتك الإذن لتتزوج من خارج جنسنا كنت أعرف أن هذا عار لذاكرة والدي.

Ama size göre kızınızın Lena ile evlenme hakkı yok mu?
ألا تظن أن ابنتك لديها الحق لتتزوج لينا ؟

Aksi halde burada korkmuş ve gergin bir halde, pek de hoşlanmadığınız bir kıza oğlunuzla evlenmesi için yalvarmazdınız.
وإلا لما أنت هنا خائفة ومتوترة تتوسلين لفتاة لست معجبة بها كثيرا لتتزوج ولدك

Kendini ve insanlarını koruyacak bir bağ kurmak amacıyla Fransa'nın gelecek varisiyle evlenmek üzere Fransa'ya gönderildi.
أرسلت إلى "فرنسا" لتتزوج ملكها المقبل. لحماية نفسها وشعبها، علاقة لحمايتها.

Henry'nin kardeşi, Prens Arthur'la evlensin diye Kraliçeyi en başta, İspanya'dan getirdiklerini hatırlıyorum.
أتذكر حين أحضروا الملكة من إسبانيا لتتزوج أخ هنري، الأمير آرثر.

Artık Alice ile evlenmenin zamanı geldi.
-حان الوقت لتتزوج أليز.

Peki, Cate ile evlenmek için neden bu kadar ısrar ettin?
لماذا ضغطت عليها ؟ لتتزوج بك ؟