Tarihten ders almayı bilmeyenler son haracı ödemeye hazır olun. | Open Subtitles | وأما هؤلاء الذي سيتجاهلون تحذيرات التاريخ استعدوا لدفع أقصى ثمن |
İlk grubunun ödediğinin iki mislini ödemeye hazır 10 yeni müşterimiz bile var. | Open Subtitles | لدينــا 10 زبائن جدد في الإنتظار مستعدين لدفع ضعف ما دفعتــه المجموعة الأولى |
İlanı verenin bu işte yeni olduğunu düşündüm, faturalarımı ödemek için paraya ihtiyacım olduğundan, Onu aradım ve buluştuk. | Open Subtitles | لذلك اعتقدت انه جديد فى هذا المجال وحيث انى كنت فى حاجة للمال لدفع الفواتير اتصلت به ودعوته ليأتى |
Fakat rüşvet verecek ve para cezasını ödeyecek yeterince param yoktu. | TED | لكن لم أكن أملك مالاً يكفي لدفع رشوة أو غرامة بعد الآن |
İpotek yüzünden evlerini kaybetmek üzereler ve benim ödeme yapmam lazım. | Open Subtitles | منزلهم على وشك أن سيتم بيع الرّهْنَ وأنا بحاجة لدفع المال |
Beklemek için fazladan para vermeye razılardı. | TED | كانوا على استعدادٍ لدفع المزيد حتى ينتظروا. |
Eve getirdiğin arabanın parasını ödemeye yeter mi bu miktar? | Open Subtitles | هل هو كافٍ لدفع ثمن السيارة, التي أحظرتها للمنزل اليوم؟ |
Tüm bu işleri yürütmek için ödemeye parayı, nasıl sağlıyor Vin? | Open Subtitles | كيف فين تملك المال لدفع ثمن كل تلك دعوى يصل السيارات؟ |
İnsanlar sıcak nefesimin bir torbası için 200 dolar ödemeye razı. | Open Subtitles | تبيّن أن الناس مستعدون لدفع ٢٠٠ دولار مقابل بالون منفوخ بأنفاسي |
Böyle bir çılgınlık, gerçek değeri daha düşük olan bir şeye büyük miktarda para ödemeye istekli olunmasıyla fiyatın yükselme eğilimi olduğunda ortaya çıkar. | TED | جنون يظهر كلما ارتفعت الأسعار يصاحبه استعداد لدفع مبالغ طائلة مقابل شيء لا قيمة حقيقية له. |
Her yerde faturaları ödemek için para kaybetmek yok. Çocuklar artık sadece bekliyoruz. | Open Subtitles | أي مبلغ من المال لدفع فواتير أي مكان، فقط حتى يتمكنوا تقدير فقط. |
Suçlarını ödemek için burada olmadığına göre hınçlarını benden alacaklardır. | Open Subtitles | إذا لم يتواجد هنا لدفع ثمن جرائمه فأنا سأتحملها جميعها |
Birisini mülk almak için kullandı ve başka... ...birisinin adına olan diğerini de mekanı işletmek için... ...mal olan yüksek faturaları ödemek için kullandı. | TED | اعتاد أحد لشراء الممتلكات، وآخر، الذي كان باسم شخص آخر، لدفع فواتير ضخمة هي تكلفة لتشغيل المركز. |
Arada bir kiralarını ödeyecek paraları olmaz çünkü senin hırsız köpeklerin yüzünden dürüstçe yaptıkları işlerinden olurlar. | Open Subtitles | احيانا فقط لايكون لديهم ما يكفى من مال لدفع الأيجار لأن صراصيرك تسعى لفصلهم حتى لايؤدوا عملهم بصدق |
Çok çabuk evden çıkmanızdan kaynaklanacak sorunlar için Bay Habib çok cömert bir fark ödeyecek. | Open Subtitles | السيد حبيب على استعداد لدفع مكافأة سخية مقابل أي إزعاج قد يسببة لك الإخلاء السريع يا، جورج |
Chuck tutuklama emrini kaldırtmayı becermişti ve mahkeme ücretlerini ödemek için bir ödeme planındaydı ve kız arkadaşının arabasıyla Tim'i okula götürüyordu. | TED | قد استطاع تشك تسديد كفالته وكان يمشي على خطة لدفع رسوم المحكمة وكان يذهب بتيم في سيارة صديقته إلى المدرسة. |
Daha önce para ödemem gerekmeyen şeylere ödeme yapmak zorunda olacak mıyım? | TED | هل سأصبح مضطرة لدفع أموال مقابل أشياء كانت مجانية من قبل؟ |
Herkes gelişmekte olan ülkelere para yardımı söz konusu olduğunda para vermeye hazır. | TED | الكل مستعد لدفع المال عبر معونات مجانية للدول النامية |
İlk ödemeyi yapıp şahini benden almaya hazır misiniz? | Open Subtitles | هل انت مستعد لدفع اول دُفعة و تخليصى من الصقر ؟ |
Almanya'nın savaş tazminatı ödemesi, politik ve ekonomik olarak Avrupa'yı mahvedeceğini düşünüyordu. | Open Subtitles | شعر أن إجبار ألمانيا لدفع التعويضات يمكن أن يُخرّب أوروبا سياسياً وإقتصادياً |
Parayı vermek için son şansın yoksa bir daha onunla konuşamazsın. | Open Subtitles | لديك فرصة أخري أخيرة لدفع الفدية، وإلا فلن تحدثه ثانيةً ابداً |
Çocuklar ise büyüyüp ailelerine olan minnet borçlarini öder. | Open Subtitles | الرجال أقوياء وينبغي على الأطفال أن يحذوا حذوهم لدفع ديونهم وكسب رزقهم وكل الهراءات الأخرى |
Babam kirayı ödeyebilmek için inşaat işinde çalışıyor ama kardeşimin yeni bir çift ayakkabıya ihtiyacı olduğunda ya da TV bozulduğunda, bu vücut ödüyor. | Open Subtitles | والدي حصل على عمل بناء لدفع الايجار ولكن عندما يحتاج أخي حذاء جديد أو قنوات تلفزيونية هذه هي الابس تدفع لذلك |
Bu belki de benim suçluluk hissim, fakat bu gece yapacak olduğum şey ve ödeyeceğim para için içimde nahoş bir duygu var. | Open Subtitles | ربما هذا لأحساسى الداخلى بالذنب, ولكن ينتابنى شعورا سيئا لأننى مُجبر على الذهاب لدفع هذه الرشوة الليلة |
Bize tam burs vereceğini söyledi. Böylece hiç para ödemeyeceksin. | Open Subtitles | قال أنه سيعطينا منحة شاملة لن تضطر لدفع أي شيء |
Yuh, ben bu binadan uzak kalmak için saatine 19 sent öderim be. | Open Subtitles | مستعد لدفع 19 سنت لأخرج من المبنى الرئيسي |