"لديكَ" - Translation from Arabic to Turkish

• sende
• Senin
• vardı
• mu
• sahipsin
• varsa
• vardır
• olduğunu
• elinde
• buldun
• var mı

Evet sende buğday dolgulu var ve boşaltmak istiyorsun. Kadife yastığın kılıfıyla değiştirebilirim.
إذا لديكَ بعض الحنطة السّوداء تريد تفريغها يمكنني مبادلتك بعلبة من الوسائد المخططّة.

Gördün mü, beni kollayacak sen varsın, Senin kollayacağın ben varım.
أنا لدي أنت لكي ترعاني .. وأنت لديكَ انا كي ترعاه

Dün gece yapman gereken bir iş vardı, unuttun mu? Gerizekâlı bücür.
لديكَ عملٌ لَم تنجزه البارحة أيّها الحثالة

Dediğini yaptım. Senin bana söyleyecek bir şeyin yok mu?
فَعلتُ ما طَلبتَهُ مِني و ليسَ لديكَ ما تقولَهُ لي؟

- "Gereken niteliklere sahipsin" dedim. Ne demek olduğunu sen anlarmışsın.
قال "لديكَ ما يتطلّبه الأمر" قال أنّك ستعرف ماذا يعني ذلك

Ve bununla bir problemin varsa, benimle daha büyük bir problem yaşarsın.
و لو كانَ لديكَ مُشكلَة في ذلك سيكونُ لديكَ مُشكلَة أكبَر معي

Polis departmanı için çalışıyorsa dosyalarda fotoğrafı vardır, değil mi?
لو يعمل بهيئة الشرطة، فسيكون لديكَ صورة له بملف، صحيح؟

Psikiyatrist olduğunu sanmıştım. Ne zaman bir müzik uzmanı oldun?
إعتقدتُ أنكَ طبيب نفسي كيف لديكَ كل هذه الخبرة الموسيقية؟

Bana sadece şunu söyle, elinde başka kopya var mı, yok mu?
هل لديكَ نسخ أم لا ؟ أوتعلمين ماذا ؟ لقد تعبتُ من تنمّركِ عليّ

Hey, seksekçi! Ne buldun bakalım?
سلامتكَ، ماذا لديكَ هنا؟

Yok edilen heykelle ilgili herhangi bir bağlantın var mı?
هل لديكَ أى علاقة بذلكَ التمثال الذى تم تدميره ؟

Eh, tüm yanıtlar sende. Bunu nasıl açıklayacaksın?
حسناً, أنتَ لديكَ كل الأجوبة إذن ما الذي حصل ذلك اليوم؟

Siktir git. sende o da yok. Kelime Dağarcığı bir kelimeler listesidir ve kelime dağarcığını da bu kelime dağarcığı listesine ekleyebiliriz.
تباً لَك، ليسَ لديكَ واحدة حتى الآن،المُفردات هي أي لائحة كلمات

HIV pozitifsin, bu sende kesin AIDS olduğu anlamına gelmiyor.
لديكَ فيروس نقص المناعَة لكنَ هذا لا يعني بالضرورة أنَ لديكَ الإيدز

Ama ben bu olamaz dedim, çünkü Senin zaten hiç taşağın yoktu.
لكني قُلت هذا لا يُمكن لأنكَ لم يكُن لديكَ خِصيتان من قَبل

Tepeler ve çimlerden söz ediyorum, oysa Senin söyleyeceklerin vardı..
ها أنذا أتسكّعُ فوقَ التلال وَ العشب، وَ كانَ لديكَ ما تريدُ قولَه

Kendini kurtarmak için bir şansın vardı, ailemizi kurtarmak için.
كان لديكَ فرصة تحرير نفسك .. تحرير عائلتنا

Sabahın 6'sında yapacak daha iyi işin yok mu Senin?
أليس لديكَ من شيءٍ أفضل تفعله بالسادسة صباحاً سوى ذلك؟

92 yaşındaki bir bireyin metabolizmasına, kan sayımlarına karaciğerine ve böbrek işlevlerine sahipsin.
لديكَ أيض وتعداد دم ووظائف كبد وكلى رجل يبلغ 92 عاماً

Yastık altına istiflediğin paralar varsa kardeşim söylemenin tam sırası.
لديكَ بعض المال مُخبّأ يا أخي، حان الآن الوقت لإخباري

Çok dürüst olduğum için değil, çünkü berbat bir hafızam vardır ve berbat bir hafızanız varsa iyi bir yalancı olamazsınız.
لكن لأنَ لدي ذاكرة سيئَة لا يُمكنُ أن تكونَ كاذباً ماهراً لو كانَ لديكَ ذاكرة سيئَة

Onun gibi bir babaya sahip olmanın nasıl olduğunu bilemezsin.
لا تعلم كيف يكون الأمر حينما يكون لديكَ أب مثله.

elinde bir vaka olduğunu söyle. Yoksa bile var de.
أخبرني أنّ لديكَ حالة تعلم، حتّى لو لم تكن

- Ne buldun, Chin?
ماذا لديكَ "شين"؟

Buraya gelmenin nelere mal olduğu konusunda bir fikrin var mı?
هل لديكَ أي فكرة ما الذي بذلتهُ لأصل الى هنا؟