| Daha büyük bir sorunun var. Elleşmeyi kes. Aramızda bir şey olmayacak. | Open Subtitles | لديكِ مشكلة اكبر توقف عن اللمس إنه لن يحدث مطلقاً |
| Kızım bir keresinde bu paketleri geri gönderirken beni izliyordu ve dedi ki "Anne, bence senin bir sorunun var." | TED | ذات مرة رأتني ابنتي وأنا أُعيد بعض المشتريات، فقالت لي: "أمي، أعتقد ان لديكِ مشكلة." |
| Pekala. Bir sorunun var. Küçük de değil. | Open Subtitles | .. حسناً ، لديكِ مشكلة وليست صغيرة |
| İşini bırakmakla ilgili Bir sorunun varsa, bunu kocanla konuş. | Open Subtitles | و إن كانت لديكِ مشكلة بترك عملك ناقشيها مع زوجك |
| Eğer şunu anlayabilirsen senin için bir sorun olmaz. | Open Subtitles | حسناً، لن تكون لديكِ مشكلة في هذا إن اكتشفتِ ذلك |
| Bakın bayan, eğer bir sorununuz varsa, gidin dedikodu grubunuza anlatın, tamam mı? | Open Subtitles | إسمعي، يا سيّدتي إذا كان لديكِ مشكلة فأوصليه إلى المختصّين، حسناً؟ |
| Bundan sonra, eğer bir problem olursa, lütfen beni arayın. | Open Subtitles | , في المستقبل , لو لديكِ مشكلة اتصلي بي . |
| Gerçek bir öfke problemin var. Farkında mısın? | Open Subtitles | لديكِ مشكلة حقيقة مع أعصابك , أتعلمين ذلك ؟ |
| Pekala yüzbaşı, görünüşe bakılırsa arazinizde bir silah sorununuz var. | Open Subtitles | حسنا يا كابتن.. يبدو أنه لديكِ مشكلة أسلحة في محميتك |
| Bir sorunun var ve bunu çözeceğiz. | Open Subtitles | حسناً، لديكِ مشكلة وهكذا سوف نعالجها. |
| Hayır, büyük bir sorunun var Katherine. | Open Subtitles | "لا ، لديكِ مشكلة كبيرة ، "كاثرين !"مايك" |
| Şimdi gidiyorum, ama hala sorunun var. | Open Subtitles | الآن سأرحل بعيداً وما يزال لديكِ مشكلة |
| Yapmanı istediklerim ile ilgili bir sorunun var mı? | Open Subtitles | هل لديكِ مشكلة مع ما أطلب منك فعله ؟ |
| Sanırım senin içki sorunun var. | Open Subtitles | أعتقد أن لديكِ مشكلة في الشرب |
| - Hey. - Erkeğinle sorunun var ha? | Open Subtitles | إذاً, لديكِ مشكلة مع صديقكِ |
| Çatınla sorunun var. | Open Subtitles | لديكِ مشكلة في سقفك |
| Bir sorunun olursa ya da konuşmak istersen, beni ara. | Open Subtitles | وإذا كانت لديكِ مشكلة أو كانت لديكِ رغبة بالتحدث فاتصلي بي |
| Starbuck, Bir sorunun varsa, duymak istemiyorum. | Open Subtitles | فاتنة الفضاء , إذا كان لديكِ مشكلة فلا أُريد أن أسمعها الآن |
| İşle ilgili Bir sorunun varsa, işte iken hallet. | Open Subtitles | لو أن لديكِ مشكلة بالعمل فلتحليها بالعمل |
| Ve ceket bende kalıyor, eğer senin için bir sorun yoksa... pazartesi ? | Open Subtitles | و سأحتفظ بالسترة إن لم تكن لديكِ مشكلة يوم الإثنين؟ |
| Senin için bir sorun yoksa Barry'e araba sürmesini öğreteceğim. | Open Subtitles | إن لم يكن لديكِ مشكلة في التخلي عنه إذاً انا سأخذ باري لتعليمه القيادة |
| Eğer bir sorununuz varsa, yürümeye devam edin. | Open Subtitles | إن كانت لديكِ مشكلة فواصلي التقدم. |
| Tabii ciddi bir sorununuz varsa... | Open Subtitles | مالم يكون لديكِ مشكلة كبيرة |
| Adamın boyuyla ilgili problem yaşayacağını sanmıştım da. | Open Subtitles | هاه . لأنني أعتقد بأنكِ ربما لديكِ مشكلة مع طوله |
| Hayatım, senin bir problemin var. | Open Subtitles | عزيزتي لديكِ مشكلة. |
| Pekâlâ. Başka bir sorununuz var. | Open Subtitles | بإدانتك للسيد تيلمان؟ لديكِ مشكلة أخرى |