"لديه صديق" - Translation from Arabic to Turkish

    • bir arkadaşı var
        
    • dostu var
        
    • bir arkadaşı vardı
        
    • bir arkadaşının
        
    • arkadaşı varmış
        
    • bir erkek arkadaşı var
        
    • bir arkadaşı vardır
        
    - Soygunu yapacak adam kimin nesidir bilmiyorum ama bir arkadaşı var ve bu arkadaşı gözetlediğim bir telefonu kullanıyor. Open Subtitles انا لا اعلم الشخص المسئول عن العملية ولكنه لديه صديق, وهذا الصديق استخدم الهاتف الذى اراقبه
    Benim için getirebileceğin bekar bir arkadaşı var mı? Open Subtitles هل لديه صديق اعزب تستطيعين إحضاره من اجلي؟
    Peki, belki de her ne kadar, hayali bir arkadaşı var O gelişimsel, bunun için biraz erken olduğunu. Open Subtitles .. حسناً ، ربما لديه صديق خيالي ، مع أنه . مبكّر قليلاً على هذا ، تنموياً
    Maxim'in harika bir dostu var. Open Subtitles "وداعاً يا "كرولى ماكسيم" لديه صديق مخلص"
    Santi'nin kalacak yer arayan bir arkadaşı vardı çünkü annesinin zihinsel sağlığı bozulmuştu. TED سانتي لديه صديق يحتاج لمكان للإقامة لأن أمه عندها بعض المشاكل الصحية.
    bir arkadaşının dikizleyerek boşaldığını söyledi. Open Subtitles وأرادإستئجاريلأقومبهبشكل خاص... ... لقد قال أن لديه صديق خرج من علاقة ...
    Sadece bunu. Birinin mektup arkadaşı varmış galiba. Open Subtitles فقط هذا كما لو أن أحدهم لديه صديق بالمراسلة
    Kaitlyn'in annesinin de bir erkek arkadaşı var. Zor bir şey olduğunu söylüyor. Open Subtitles كيتلين لديه صديق وتقول ان هناك الكثير من العمل
    İyi haber, Carter. Gary'nin teknesi olan bir arkadaşı var. Open Subtitles خبر جيد كارتر غاري لديه صديق يملك قارباً
    Benim sorguladığım adam hiçbir şey söylemiyor ama bir arkadaşı var. Open Subtitles حسناً، فاتي لا يخبر بأي شيئ لكن لديه صديق
    Çok eski ve çok iyi bir arkadaşı var mükemmel bir müttefik: Open Subtitles لقد كان لديه صديق قديم من القاعة لأجلى، حليف مثالى
    Bu demektir ki, Paris' te bir arkadaşı var, veya ailesi. Hatta daha iyisi. Open Subtitles هذا يعني أن لديه صديق في "باريس" ،أو العائلة.
    Ahırda, kelle avcısı olan zenci bir arkadaşı var. Open Subtitles لديه صديق صائد جوائز أسود في الإسطبل
    Zavallı çocuğun hayali bir arkadaşı var. Open Subtitles طفل مسكين , إن لديه صديق تخيلي
    Orada eski bir arkadaşı var. Open Subtitles كان لديه صديق قديم هناك يملك كوخًا
    Hayâli bir arkadaşı var. Büyütecek bir şey yok. Open Subtitles لديه صديق تخيلي إنه ليس بالأمر الجلل
    Güle güle, Crawley. Maxim'in harika bir dostu var. Open Subtitles "وداعاً يا "كرولى ماكسيم" لديه صديق مخلص"
    Evet, ama sadece birinin tek kollu dostu var. Open Subtitles ولكن واحد فقط لديه صديق بذراع أوحد
    Evet, ama sadece birinin tek kollu dostu var. Open Subtitles ولكن واحد فقط لديه صديق بذراع أوحد
    Babamın bir arkadaşı vardı. Babamın bir arkadaşı vardı ve babamın ne kadar kötü olabileceğini biliyordu. Open Subtitles أبي لديه صديق, وعرف حجم السوء الذي قد يصله إليه أبي
    Ben değil, ama babamın bir arkadaşının yeğeni pilotmuş. Open Subtitles ليس أنا, "أخي " لديه "صديق" إبن أخيه ركب "طائرة"
    O bunak amcasının yeni bir arkadaşı varmış. Open Subtitles فعمها العزيز الواهن لديه صديق جديد
    Çok tatlı bir erkek arkadaşı var. Open Subtitles لديه صديق لطيف جدا
    Tamam. Belki de onun yaşındaki diğer çocuklar gibi hayali bir arkadaşı vardır. Open Subtitles حسنا ً، ربمّا لديه صديق وهمي مثل أي طفل من عمره

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more