Yani sonunda kendimle ilgilenmem için beni zorlayan bir şey var içimde. | Open Subtitles | أعني، أخيراً لديّ شيء بداخلي يجبرني أن أعتني بنفسي، أترين، أنا مثلك |
Pantolonumun içinde bir şey var, ama bu numarada bir faydası olmaz. | Open Subtitles | لديّ شيء في بنطالي لكنّه لن يكون ذا فائدة في هذه الخدعة بالذات |
Anne, Noel listesine ekleyecek bir şeyim var. | Open Subtitles | لديّ شيء أضيفه إلى قائمة طلباتي لعيد الميلاد. |
Benim de Örtü'ye ihtiyacım var. Sadece Örtü'nün canlandırabileceği bir şeyim var. Bu bir ağaç da değil üstelik. | Open Subtitles | أنا أيضًا احتاجها، لديّ شيء بوسع الفروة أن تعيده للحياة، وليس شجرة. |
Günü kurtarmaya çalışıyorum. Buraya gel, lazım olacak bir şey getirdim. | Open Subtitles | أنا أجعل يومك أفضل ، تعال هنا لديّ شيء تحتاجه في المهمّة |
Size göstereceğim bir şey var. Sadece halledebilecek misiniz, bilmiyorum. Hepsi bu. | Open Subtitles | لديّ شيء لأريه لك، لكنّ ربّما لن تتحمّل الأمر |
Gözümde bir şey varmış gibi hissetmeye başladım. Gözümde bir şey var mı? | Open Subtitles | أشعر أن لديّ شيء بعيني، هل ثمّة شيء بعيني؟ |
Olmaz, dinle, aklımda daha büyük bir şey var. | Open Subtitles | كلا ، استمعي ، لديّ شيء اكبر بكثير في الإعتبار |
Sana söyleyeceğim hiçbir şey bunu değiştirmeyecek ama sana söylemem gereken bir şey var. | Open Subtitles | لا شيء يمكنني قوله سيغير هذا لكن لديّ شيء اريد قوله, اعتقد انك تحتاج لسماعه |
Sanırım bende bunu halledecek bir şey var. Ama bu sana pahalıya patlar. | Open Subtitles | أعتقد أنّ لديّ شيء يناسب ذلك الوصف ولكن سيكلّفكِ |
Gelemem ama şu an bende ihtiyacın olan bir şey var. Buraya gel. | Open Subtitles | لا استطيع, ولكن لديّ شيء أريد منك فعله الآن. |
Uğrunda yaşayacak bir şeyim var. Eminim ne demek istediğimi anlıyorsunuz. | Open Subtitles | لديّ شيء لأعيش من أجله، متأكد أنّكما تستطيعان الفهم. |
Sanırım ondan, biraz daha çok sevebileceğin bir şeyim var. | Open Subtitles | لديّ شيء أعتقِدُ بأنّكِ ... ستُحبّيه أكثر قليلاً من ذلك |
Oz halkı seni seviyor olabilir, Dorothy ama benim daha güzel bir şeyim var. | Open Subtitles | لكنْ لديّ شيء أفضل محبّة طفلتي وهي بحاجة لأمّها لذا ستعيدينني إليها حالاً |
Uyumana yardım edecek küçük bir şeyim var. | Open Subtitles | لديّ شيء صغير ليساعدك على النوم |
Aslında, Sandy hepinizin görmek isteyeceğini düşündüğüm bir şey getirdim. | Open Subtitles | في الواقع يا (ساندي) ، لديّ شيء سيرغب الجميع برؤيته |
Geleceğimiz hakkında söylemem gereken önemli şeyler var. | Open Subtitles | لديّ شيء مهم لأحدثكِ عنه بشأن مُستقبلنا. |
Sana çok özel bir şey vereceğim. Yapma ama Howard. Bir daha yemem onu. | Open Subtitles | أغلقي عيناكِ ، ضعي يداكِ أمامك لديّ شيء خاص لكِ |
Mahkemede kullanabileceğimiz bir şey buldum. | Open Subtitles | لديّ شيء يمكننا استخدامه بالمحكمة تمكنتُ من تحليل الحمض النووي للدودة |
Bence birşey var. Senin için birşeyim var. | Open Subtitles | أعتقد أنّ لديك وجهة نظر جيّدة لديّ شيء لأجلك. |
Sana bir şey göstereceğim. Kızının PET taraması. | Open Subtitles | لديّ شيء أريكَ إيّاه التصوير المقطعيّ الذريّ لابنتكَ |
Selam, Anne, Baba, Size söylemek istediğim birşey var. | Open Subtitles | مرحبـا أمـي ، أبـي لديّ شيء أريـد إخبـاركمـا بـه |
Size göstermek istedigim bir sey var. | Open Subtitles | توقيتكم لا يُصدّق. لديّ شيء أريكم إيّاه. |
Arkamda bırakacak bir şey kalmadı. hiçbir şeyim yok artık. | Open Subtitles | ليس لديّ شيء لأعود إليه الآن ليس لدي أي شيء |
Neredeyse unutuyordum, Sana bir şey aldım. | Open Subtitles | مهلاً ، قد نسيتُ تقريباً لديّ شيء لكِ |