Aslında onlarla geçen gece görüşmüştün. o yüzden onlarla ufak bir konuşma yaptım. | Open Subtitles | في الليلة التي سبقتها لذا كان عليّ أن أتحدث معهما قليلاً مثلما حدث |
Hassas bir konu o yüzden gelip bizzat yapmak zorundayım. | Open Subtitles | إنّه وضع متزعزع لذا كان عليّ القدوم وفعل ذلك بنفسي. |
Şey, onu ofisime kadar çağırdım o yüzden gerçekten önemli bir şey söylemem gerekiyordu. | Open Subtitles | استدعيته إلى مكتبي لذا كان عليّ اخباره بأمر هام. |
Kimse yaşlı bir adamla uğraşmak istemiyordu, o yüzden dikkatlerini çekmek için epey çabaladım. | Open Subtitles | لذا لا أحد يريد التعامل مع رجل عجوز لذا كان عليّ حقاً أن أبذل جهداً لكي أجذب انتباههم |
Buna engel olamayacağını biliyordum, o yüzden denemem gerekti. | Open Subtitles | أدركت أنك لن تستطيع كبح جماح نفسك لذا كان عليّ أنا أحاول |
Başka bir çocuğa saldırıyordu, o yüzden ben de... | Open Subtitles | المدرسة، كانت تهاجم فتاة أخرى لذا كان عليّ . |