Yani bu sadece Batının post materyalist bir fantazisi değil. | TED | لذا هذا ليس فقط مجرد وهم وخيال مادى للفكر الغربى. |
Ama hayır, yüzeysellik seni iter. Yani bu bir karmaşıklık, iki yüzlülük değil. | Open Subtitles | لكن لا أنت نفرت من سطحيته , لذا هذا تعقيد و ليس نفاق |
Ona parası ödendi dostum. Bu yüzden seninle ilgisi yok. | Open Subtitles | ، لقد دفع مقابلها لذا هذا لا يخصك في شيء |
Mutfağımı yeniledim ve Bu yüzden bir tür kutlama yapıyorum. | Open Subtitles | أنا فقط أقوم بتجديد مطبخي لذا هذا نوع من الاحتفال. |
Türkiye ucuz, ama Hırvatistan ilk buluştuğumuz yer, o yüzden iyi olacak. | Open Subtitles | تركيا رخيصه لكن كرواتيا حيث ألتقينا أول مره لذا هذا سيكون لطيفاً |
Bu da beni etkileyen, seni de etkilenen yapar. | Open Subtitles | لذا هذا يجعـل منـي المؤثـرة و أنت المتـأثـر |
Tamam ama beni emziren olmadı, Yani bu ilk olacak. | Open Subtitles | حسناً، لكنني لم أرضع طبيعياً لذا هذا جديد بالنسبة ليّ. |
Yani bu bir yandan Aristo gökbilimi, bir anlamda ise orta çağ toplumu. | TED | لذا هذا هو علم الكونيات الآرسطي وبمفهوم محدد، ، مجتمعات القرون الوسطى |
Yani bu müsabakayla ya onu kazanacaktım ya da o güreşçiye yenilecektim. | Open Subtitles | لذا هذا النزال ليس من أجل الفوز بها أو التغلب على ذلك الملاكم |
Yani bu soruşturma, FBI'ın yetki alanına girer. | Open Subtitles | لذا هذا التحقيق سيكون ضمن سلطة المكتب القضائية. |
Yani bu adam geleceğini görebilmek için insanları mı parçalıyor ? | Open Subtitles | لذا هذا الرجل يقطّع فوق الناس لكي يرى مستقبله؟ |
Yani bu bir çeşit yörüngesel uydu mu? | Open Subtitles | لذا هذا نوع من انواع القمر الصناعي في المدار؟ |
Annemin yaşasa yapacağı şeyi yapıyorum, işte Bu yüzden bunu yapacağım. | Open Subtitles | أعتقد أن هذا ما كانت ستفعله أمي، لذا هذا ما سأفعله. |
Bu yüzden bu bir çözüm olmayacak, bize bu doku işini global olarak yapmamızı sağlayacak bir şey lazım. | TED | لذا هذا الحل لا يعدُ حلاً ولا يمكن اعتباره حلا بيولوجيا عالمي يمكن استخدامه على نطاق واسع |
Babamla pek iyi geçinmem. Bu yüzden zamanınızı boşa harcıyorsunuz. | Open Subtitles | أنا لست على علاقة قوية بأبي، لذا هذا قد لا يكون مضيعة للوقت لك ولكنه مضيعة للوقت لي |
Yani, oyunlar eğlenceli olabilir, o yüzden bir nevi gereksiz bir şey. | Open Subtitles | من الممكن للألعاب أن تكون مسلية لذا هذا زائد عن الحاجة تقريباً |
Çalışanlarla pek muhabbetim yoktur, o yüzden başka bir bilgim yok. | Open Subtitles | لا أقيم علاقات اجتماعية مع الموظفين، لذا هذا كل ما أعرفه. |
o yüzden bu yıl, bir şeylerden vazgeçmek yerine, her günümü dilimin altına bir mikrofon sıkıştırılmışcasına, çekingenliğimin altında bir sahne varmışçasına geçireceğim. | TED | لذا هذا العام، بدلا من التخلي عن شيء سأعيش كل يوم وكأن هناك مذياعا مدسوسا تحت لساني، مسرحا في أسفل كبتي. |
Bu da tıpkı diğerleri gibi kaynaça döndü. | Open Subtitles | لذا هذا تَحوّلَ إلى المعتق الأول مثل الآخرين. |
Babam maçı izlerken kucağında çekilmiş bir fotoğrafım bile var Bu da beni ölümüne taraftar yapar. | Open Subtitles | حتى ان لدي صوره لوالدي وهو يحملني خلال مشاهدته اللعبه لذا هذا ما جعلني من مشجعي فريق الطائرات طول عمري ، حبيبي |
Su seviyesi yüksek, Demek bu tarafı sel basmış. | Open Subtitles | إن الماء عالي لذا هذا الجانب مصاب بالفيضان |
"Her şey anlamsız. Öyleyse bu anlamsızlık bir son bulmalı." | Open Subtitles | "الكل لا يعني شيئا ,لذا هذا اللاشيء يجب أن ينتهي" |