Ayrıca, memnun etmek için burada değilim. | TED | شيء واحد لمعرفته، أنا لستُ هنا لإرضائه. |
Çünkü sadece iyilik yapmak ve güzel ailene yardım etmek için burada değilim. | Open Subtitles | لأني لستُ هنا كيّ أتعامل بلطف فحسب، و أساعد عائلتك اللطيفة |
Bunu anlıyorum efendim, sizi yargılamak için burada değilim. | Open Subtitles | . أنا أتفهم هذا يا سيدي ولكني لستُ هنا كي أحكم عليك. |
Her şeyi yanlış anlamışsın. Sana acıdığım için gelmedim buraya. | Open Subtitles | لقد فهمتِ ذلك بنحو خاطئ، لستُ هنا لكوني أشفق عليك |
Bak şef. Buraya seninle barış çubuğu hakkında konuşmaya gelmedim, tamam mı? | Open Subtitles | أسمع , أنا لستُ هنا كي أتجادل معك بشأن الإنتمائات , حسناً ؟ |
Ne tarafa gideceğin umurumda değil; çünkü gerçekte burada değilim. | Open Subtitles | لا يهمني كثيرًا إلى أيّ طريق تذهب لأنّي لستُ هنا فعلاً. |
Ben sorun için burada değilim efendim. | Open Subtitles | أنا لستُ هنا لأتسبب بأي مشكلة، يا سيدتي. |
Bakın, millet, sizi çok çalıştırmak için burada değilim. | Open Subtitles | انظروا يا رفاق، لستُ هنا لأجهدكم |
Çok kötü, burada değilim. O yüzden mesaj bırakın. | Open Subtitles | .للأسف أنني لستُ هنا .فلذا أترك رسالة |
Ben savaşı durdurmak için burada değilim, hayatım. Kazanmak için buradayım. | Open Subtitles | لستُ هنا لإيقاف الحرب يا عزيزي، إني هنا لأنتصر فيها! |
Bir daha görmeyeceğim birini tanımak için burada değilim. | Open Subtitles | لستُ هنا للتعرف على شخص ما... .. أنا لن أراكِ مُجدداً |
O sülükler için burada değilim. | Open Subtitles | لستُ هنا من أجل ! أولئك الذين يقتاتون بالقمامة |
Ama ben şirket için burada değilim.. | Open Subtitles | لكني لستُ هنا لأتكلم نيابة عن الشركة |
Tedavi için burada değilim, sadece morfin için geliyorum. | Open Subtitles | انا لستُ هنا من اجل العلاج فقط مهدئات |
Aslında buraya sabaha kadar beraber takılmak için gelmedim. | Open Subtitles | لستُ هنا لأتسكّع في الواقع، لكن شكراً على الدّعوة المحرّفة. |
Kimseyi soymaya gelmedim. Arkadaşlarla buluşmaya geldim. | Open Subtitles | أنا لستُ هنا لكى أسرق أحداً أنا هنا للقاء بعض الأصدقاء. |
Bana bak kanka, buraya tarih dersi almaya gelmedim. | Open Subtitles | أسمع، يا صديقي، أنا لستُ هنا لأجل حصة في التاريخ. أريد إنجاز العمل وحسب، ابيع بعض الأسلحة. |
Bak konu şu ki geçmişin hakkında seni yargılamak için buraya gelmedim. | Open Subtitles | انظري، المقصد هو.. لستُ هنا لأحكم على ماضيكِ |
Evet, sana buraya moral konuşması yapmaya gelmedim. | Open Subtitles | نعم، إسمعي، لستُ هنا من أجل إعطائك خطاب تشجيعي |
Senin paranın üzeri kanlı ve Ben buraya mangır için gelmedim. | Open Subtitles | , أموالك عليها دم . وأنا لستُ هنا لأكسب قرش |
Lütfen kocam veya mülküne karşı manevi ölüm itirazı için burada olmadığımı anlayın. | Open Subtitles | رجاءً تفهم هذا ، أنا لستُ هنا لنقاش أمر مصادرة الأموال الموجّه تجاه زوجي أو تجاه ممتلكاته |
Burada müttefikliği güçlendirmek için değil düşünmek için buradayım. | Open Subtitles | لستُ هنا كي أصنع حليفاً بل كي أنظر في واحد ما |
Sen kimseye hitap etmiyorsun. Ben burda yokum. | Open Subtitles | لست تخاطب أحدًا، لستُ هنا. |