senin gibi birine kimligimi aciklamam gerekirse diye vermislerdi bana. | Open Subtitles | أعطاني إياه في حالة اضطررت أن أشرح نفسي لشخص مثلك |
senin gibi birine kimliğimi açıklamam gerekirse diye vermişlerdi bana | Open Subtitles | قد أعطوني إيّاها في حال اضطررت لتفسير موقفي لشخص مثلك |
Fransa ve Yugoslavya'da yaşamış senin gibi biri için bu garip değil mi? | Open Subtitles | أليس هذا غير إعتيادياً لشخص مثلك.. ِ أن يكون قد قضى سنوات عدة فى فرنسا و يوجوسلافيا؟ |
Düşünüyordum da. Nasıl olur da senin gibi biri çölde kalmaya razı olur? | Open Subtitles | كنت أفكر، كيف لشخص مثلك أن يقرر القدوم إلى الصحراء؟ |
Senin gibi birisi nasıl olur da böyle bir iş yapar? | Open Subtitles | كيف يمكن لشخص مثلك أن يقوم بهذا النوع من العمل ؟ |
Bilmediğimiz şey ise, Senin gibi birinin nasıl bu kadar çabuk, kötü yola yöneldiğidir. | Open Subtitles | ما نجهله هو كيف لشخص مثلك أن يرتكب جرماً بهذه السرعة |
Senin gibi biriyle çıkarak beni deli etmeye çalışıyor sadece. | Open Subtitles | إنها تحاول أن تجن جنوني عن طريق مواعدتها لشخص مثلك |
Demek istediğim, bu Senin gibi birisine olması beklenmeyecek bir sistem hatası. | Open Subtitles | أعني أن نظام الفشل هذا من غير المفترض أن يحدث لشخص مثلك |
Senin gibi bir adamın asla anlayamayacağı birşey. | Open Subtitles | هذا شئ لايمكن لشخص مثلك فهمه أبداً |
Demek istediğim senin gibi birine yardım edebileceğimi hiç düşünmezdim. | Open Subtitles | ..أعني, أنني أستطيع أن أكون عوناً لشخص مثلك |
Ama kocamı herkesten iyi tanırım, ve şu an senin gibi birine ihtiyacı var. | Open Subtitles | و لكنى اعرف ان زوجى افضل من اى احد و هو بحاجه لشخص مثلك الان |
Bayan Yang için yanında duran senin gibi birine sahip olması oldukça uygun. | Open Subtitles | من اجل الآنسة يانغ انها مناسبة جيدة لشخص مثلك يقف إلى جانبها |
Gideceği yerde senin gibi birine ihtiyacı olacak. | Open Subtitles | المكان الذي سيذهب اليه يحتاج فيه لشخص مثلك |
Dinle, senin gibi biri için böyle bir şans bir defa gelir. | Open Subtitles | اسمع فرصة مثل هذه لا تتكرر مرة أخرى لشخص مثلك |
Yani böyle bir iş senin gibi biri için biraz hafif kalıyor. | Open Subtitles | أعني هذا النوع من العمل يبدو انه مداوي قليلا لشخص مثلك. |
Peki, senin gibi biri nasıl kitap sever? | Open Subtitles | ماذا يوجد لشخص مثلك على الطاولة المجاورة للسرير ؟ |
Soru şu; Senin gibi birisi en iyi ne şekilde kullanılır? | Open Subtitles | والسؤال هو ؟ ما هو الأستخدام الأفضل لشخص مثلك |
Senin gibi birisi için bu varildeki balıkları avlamak sayılır. | Open Subtitles | بالنسبة لشخص مثلك إنه يشبه صيد سمكة في برميل |
Bu Senin gibi birisi için kutsal bir şey olmalı. | Open Subtitles | هذا بمثابة الجنة علي الأرض لشخص مثلك |
Ölüm gelene kadar bizi paramparça yapıyor, doğrusu! Neyi bildiğini zannettiğini bilmiyorum fakat benim evliliğim daha bir sıkıntılı sürmekte Senin gibi birinin kavrayabileceğinden çok daha ıstırap verici geçmekte | Open Subtitles | و لكن زواجى نجى من معانات لم يكن لشخص مثلك تحملها |
Demem o ki bir zamanlar senin gibi biriyle asla arkadaş olmazdım ama şimdi en sevdiğim insanlardan birisin. | Open Subtitles | مقصدي هو, كان هناك وقت لم اكن مطلقا لأصبح صديقة لشخص مثلك والان أنت أحد أشخاصي المفضلين |
Senin gibi birisine uygun olan delicesine bir coşku. | Open Subtitles | قصيدة ملحمية مخدِرة لشخص مثلك فقط |
Senin gibi bir adamın asla anlayamayacağı birşey. | Open Subtitles | هذا شئ لايمكن لشخص مثلك فهمه أبداً |