Yeni okula Linet'i bizzat kendisi getirdi. | TED | لقد جلب لينيت إلى المدرسة الجديدة بنفسه. |
Fabrikada çalışanların hepsini dışarıdan getirdi. Beni işe mi aldı sanıyorsun? | Open Subtitles | لقد جلب كلّ عاملي المصنع من الخارج أتحسبه سيُعيّني؟ |
Milyonlara sevinç getirdi ve kendi fanatikleri onu çarmıha gerdi. | Open Subtitles | لقد جلب السعادة للملايين ثم قامت جماهيره بصلبه |
Noboru! Babanız pasta almış! | Open Subtitles | نوبورو) ، (نونوكو) لقد جلب والدكما كعكاً) |
Silahını da getirmişti ve bir ajanımızı vurdu. | Open Subtitles | لقد جلب مُسدّسه، وأطلق النار على عميلنا. |
İşini buraya getirmiş çünkü ben burada çalışıyorum. | Open Subtitles | لقد.. اسمعي لقد جلب أعماله الى هنا لأني أعملُ هنا |
Bak ,bu çocukları o buraya getirdi. Demek istediğim, | Open Subtitles | لكن انظر، لقد جلب هؤلاء الاطفال الى هنا.. |
Sinyalin yerini bulmamıza yardımcı olacak cihazı getirdi. | Open Subtitles | لقد جلب التقنية التي ستُساعدنا في تتبّع موقع الإشارة. |
Ben yapmadım. Diğer ben yaptı. Hatta yanında başkasını da getirdi. | Open Subtitles | لم افعل، نفسي الاخرى فعلتها لقد جلب معه شخص |
Bu ülkenin suç oranı en yüksek şehrine huzur getirdi. | Open Subtitles | لقد جلب السلام لأكثر المُدن عنفًا في البلاد. |
Kaos, savaş ve hayal edebileceğinizden çok daha fazla acı getirdi. | Open Subtitles | لقد جلب فوضى ومُعاناة وألم أكبر بكثير مما تتخيّل |
Gelecek olan savaşta yardımı dokunacak önemli kayıtlar getirdi. | Open Subtitles | لقد جلب سجلات مهمّة ستساعدنا في المعركة التالية |
- Kendi ekibini getirdi. | Open Subtitles | ما هي الحالة الأمنية ؟ لقد جلب معه فريقه الخاص |
İhtiyaç duyduğum şansı bana getirdi. | Open Subtitles | لقد جلب لي كل الحظ الذي احتاجه |
Booth Dr. Yazrick'in banka hesaplarının dökümünü almış. | Open Subtitles | (لقد جلب (بوث) السجلات المصرفية لد. (يارزك |
Bak sana baston almış. | Open Subtitles | إنظر، لقد جلب لك عصى أعمى. |
Evet, babam ona çiçek almış. | Open Subtitles | -أجل، لقد جلب لها أبي باقة زهور |
Hatta konuşmasının benzemesini istediği bir ses kaydı getirmişti. | Open Subtitles | لقد جلب ملف صوتي لي ليُريني كيف أراد أن يبدو صوته. |
Sana pasaportunu getirmişti. | Open Subtitles | لقد جلب لك جواز سفرك. |
-O gerçekten bahşolunan! -Necronomicon'u getirmiş! | Open Subtitles | ـ لقد جلب لنا الكتاب ـ كيف حالك ؟ |
Babasının gaddarlığı ona bu sonu hazırladı. | Open Subtitles | لقد جلب له إستبداد أبيه هذا المصير |