| Krallığın kadınlara karşı olan dehşet verici tutumunu değiştirmenin zamanı geldi. | Open Subtitles | لقد حان الوقت لتغيير الطريقة المروّعة التي تعامل بها المملكة نسائها. |
| Çünkü haklıydın. artık kendi işimin patronu olma zamanı geldi. | Open Subtitles | كنت محق، لقد حان الوقت أن تكون رئيساً خاص بك. |
| Kalp hastalığında bu olması gerekiyor, ve zamanı geldi. | TED | وهذا يجب أن يحصل في أمراض القلب ، لقد حان الوقت |
| Müsade edersen, dünyayı demokrasi için güvenli yapma vakti geldi. | Open Subtitles | أنت ستعذريني، لقد حان الوقت لـ نعمل السلام العالمي للديمقراطية. |
| Beni sevdiğinizi biliyorum ve konukseverliğinize minnettarım. Ama artık gitme vakti geldi. | Open Subtitles | حَصلتُ على الحبِّ الكبيرِ هنا، وأَنا ممتن، لكن لقد حان الوقت للإنتِقال |
| artık öğle yemeğinizi yiyebilirsiniz. Vakit geldi. | Open Subtitles | أعتقد أنه من الأفضل أن تتناولوا غدائكم الآن لقد حان الوقت |
| Neredeyse Zaman geldi, çocuklar. Zaman ilerliyor. Korkmak için televizyonunuzun karşısında olun. | Open Subtitles | "لقد حان الوقت يا أطفال، الساعة تدق، كونوا أمام تلفازكم لماراثون الرعب" |
| Kulaklar için tasarlamaya başlamanın zamanı geldi. | TED | لقد حان الوقت لنصمّم مع مراعاة الأذنين. |
| Hepimiz için bilişsel özgürlük hakkında yenilik talep etme zamanı geldi. | TED | لقد حان الوقت لكي ندعو إلى ثورة في حرية الإدراك. |
| Sadece yaşlı ve genç basma kalıbına da el atmanın zamanı geldi. | TED | لقد حان الوقت للتخلص من ثنائية شاب وعجوز أيضًا. |
| Toplumu gerçekten eğitmenin zamanı geldi. | TED | لقد حان الوقت لبدء حملة تثقيفية محلية جادة. |
| Gel! Makine-Adam'a senin yüzünü vermenin zamanı geldi! | Open Subtitles | هيا , لقد حان الوقت كي أعطي للرجل الآلي وجهك |
| Beyefendi. Garnizonunuza gitmenizin zamanı geldi. | Open Subtitles | أيها الساده لقد حان الوقت لتباشروا مهامكم |
| - Kilise'ye gitme vakti geldi, Baba. - Tamam. Orada olacağım. | Open Subtitles | لقد حان الوقت للتوجه إلى الكنيسة، أبي أجل، سأكون هناك تماما. |
| Bir sonraki tarım devrimini gerçekleştirmemiz için gerekli olan kaynakları harekete geçirme vakti geldi. | TED | لقد حان الوقت الذي نحشد فيه الموارد الضرورية لكي ننشيء الثورة الزراعية العالمية القادمة. |
| Bu ailenin tek çocuğu olmayacağını anlamasının vakti geldi. | Open Subtitles | لقد حان الوقت لتعرف أنها لن تكون الطفلة الوحيدة فى الأسرة |
| Az sonra geri alacaksınız. Vakit geldi sayılır, değil mi? | Open Subtitles | سوف تستردها خلال فترة قصيرة. لقد حان الوقت ، أليس كذلك ؟ |
| Baban burada, Vakit geldi bebeğim. | Open Subtitles | علمت إننى سأجدك هنا لقد حان الوقت ياعزيزى |
| Af edersin. Zaman geldi. Basın hazır. | Open Subtitles | عذراً , أهلاً , لقد حان الوقت , الصحافة جاهزة. |
| Tam zamanında. Başım birkaç saniye önce bir meşale gibi yanıyordu. | Open Subtitles | لقد حان الوقت ، لقد كان رأسي مشتعلاًمثلشعلةلثوانيقليلة. |
| İkimizden birinin gerçek güç pozisyonunda son bulmasının Zamanı gelmişti. | Open Subtitles | لقد حان الوقت وذلك أحدنا انتهى في موقع القوة الحقيقية |
| Zaman doldu. İple oynama sırası bende. - Bende değil, Pete'e verdim. | Open Subtitles | لقد حان الوقت انه دوري لحمل السلسله |
| Şehvet hariç insanın tüm açlığının son derece alçaltıcı olduğunu anlama vaktin geldi artık. | Open Subtitles | لقد حان الوقت أن تدركى أن الشهية البشرية تتضاءل بشدة مع توقع المتعة |
| Aang, Ateş Lordu Sozin'le olan geçmişimi öğrenme zamanın geldi. | Open Subtitles | آنـج لقد حان الوقت لتعرف تاريخي مع ملك النار سوزن |
| artık yapısal eşitsizliğe karşı beraberce sesimizi yükseltme ve de birlik olma zamanı. | TED | لقد حان الوقت لنا للنهوض والتكلّم جميعا بصوت عال حول عدم المساواة الهيكلية. |