Gross Mill Mutluluğunu yarattı böylece halkı hoşnut ve sadık kalsın diye. | Open Subtitles | لقد صنع ميزان السعاده القوميه الإجماليه لكي يكونوا قومه راضون ويبقون مخلصين |
Bir şey hariç istediğin her şeyi yapabileceğin bir dünya yarattı. | Open Subtitles | لقد صنع عالماً لتفعلي به أي شيء تريدينه، ماعدا شيء واحد... |
Oynatmak için ayrı bir modül yaratmış. Hangi menüde olduğunu bulmalıyız. | Open Subtitles | لقد صنع واجهة أخرى للعرض يجب أن نرى قائمة هي الآن |
Bu çocuğun geniş bir hayal gücü olduğunu bilirdim meğer kendine yepyeni bir hayat yaratmış. | Open Subtitles | أدرك أن خياله خصب. لقد صنع لنفسه شخصية جديدة تماماً |
Camden şehrinin en yetenekli grafiti sanatçısı olarak isim yapmıştı. | Open Subtitles | لقد صنع اسم لنفسه كأحد الموهبين والفنانين في الكتابه على الجدران في مقاطعه كامدين |
Geçen yıl bana yemek odası takımı yapmıştı. | Open Subtitles | نعم, حسنا, أتعلمين شيئا لقد صنع غرفة طعام العام الماضي |
Batı hint adalarının yakınındaki harika... bir deniz yaratığının kabuğundan yapıldı. | Open Subtitles | لقد صنع من قشور كائن بحرى فى جزيرة بعيده فى الهند |
Ares şimdiye dek yapılmış en ölümcül silahı yarattı. | Open Subtitles | لقد صنع أريس سلاحاً لم يصنعهُ العالم من قبل. |
Kariyerini O yarattı, ama O düşündüğün gibi biri değil. | Open Subtitles | لقد صنع مسيرتكِ المهنيّة، لكنّه ليس الرجل الذي تخالينه! |
Orada iki farklı dünya yarattı ve Bernie onların dünyasından değildi. | Open Subtitles | لقد صنع هناك عالمان مختلفان كلياً ولم يكن (بيرني) من أحدهما |
50 milyona patlamıştı. Bana kariyer yarattı resmen. | Open Subtitles | وكلفني 50 فقط لقد صنع مسيرتي المهنية |
Empati ve hayal gücünün deneyi olan bir labirent yarattı. | Open Subtitles | لقد صنع اختبار من الشفقة والخيال متاهه |
O çünkü yeni bir büyü yarattı. | Open Subtitles | لقد صنع تعويذة جديدة بسببك |
Tanrı kulakları yaratmış, sen değil. | Open Subtitles | لقد صنع الرب لنا الآذان، أنتم لم تصنعوهم |
Kendisine bir "ölüm şaheseri" yaratmış. | Open Subtitles | لقد صنع تحفة مميتة |
Bir çeşit canavar yaratmış. | Open Subtitles | لقد صنع وحش أو شيء كهذا |
Türkler bir mucize yaratmış. | Open Subtitles | لقد صنع الأتراك معجزة. |
Çalı çırpıdan küçük bir haç yapmıştı. | Open Subtitles | لقد صنع أروع صليب صغير من الخشب الطافي على المياه. أين جثته؟ |
Kendisi, Buz Devri'ndeki sansarı yapmıştı. | TED | في الواقع لقد صنع شخصية ابن عرس في فلم ice age |
Son zamanlarında en iyi kayıtlarını yapmıştı. | Open Subtitles | ورغم ذلك ففي عاميه الأخيرين هذه... لقد صنع فعلا أفضل تسجيلاته |
Bana bir keresinde karışık bir kaset yapmıştı. | Open Subtitles | حسنا، لقد صنع لي شريطًا منوعًا ذات مرة. |
Yoksul bir Meksikalı silah ustasınca zengin bir asilzade için yapıldı. | Open Subtitles | لقد صنع من أجل مالك الأرض وهو غني رجل نبيل من قبل صانع أسلحة مكسيكي فقير |
Bu çekiç, babam tarafından Hayat Ağacının gövdesinden yapıldı | Open Subtitles | لقد صنع أبي هذه المطرقة من قلب شجرة الحياة |