Karısıyla birleştireceğime dair söz verdim. Onurlu bir adam olarak, sözümü tutacağım. | Open Subtitles | لقد قطعت وعداً أن أجمعه بزوجته، وبحق شرف الرجل، سوف أفي به |
Çok üzgünüm. Bir arkadaşıma söz verdim. Hayır demek zorundayım. | Open Subtitles | آسف ، لقد قطعت وعداً لصديق يجب أن أقول لا |
Hassas bir kalbi var desenize. Bu sabah onlardan bir tane kestim. | Open Subtitles | لكم أتعاطف معهم ، لقد قطعت واحدا منهم إلى نصفين هذا الصباح |
Sol koluma bir bakın, onu savaş öncesinde muhafızlar testereyle kesti. | Open Subtitles | إنظر إلى ذراعي اليسرى لقد قطعت مني في ذلك العمر الجيد سر من أسرار ما قبل الحرب |
Bunca yolu sana şunu söylemek için geldim, seni seviyorum. | Open Subtitles | لقد قطعت كل هذه المسافه لكي اقول لكِ انا احبك |
-Hızımı kestin. Şimdi mecburen kısa keseceğim. | Open Subtitles | لقد قطعت حبل أفكاري الآن علي أن أبدأ من جديد |
Bunu öğrenebilmek için, uzun yollar kat ettin, değil mi? Şimdi işimize bakalım. | Open Subtitles | لقد قطعت مسافة طويلة لتكتشف ذلك أليس كذلك ؟ الأن لنتكل حول العمل هل أحضرت المال ؟ |
Debbie'ye aşığım. Söz verdim. Onun için çılgınım. | Open Subtitles | انا احب ديبيى لقد قطعت على نفسى وعد, وانا مولع بها |
Esir kampına ulaşırken kendime bir söz verdim. | Open Subtitles | وصلت معسكر السجن لقد قطعت عهداً على نفس. |
Bir söz verdim ve bazı sözlerden geri dönülmez. | Open Subtitles | لقد قطعت وعدا ً، وبعض الوعود لا يمكن التراجع عنها |
Bir söz verdim ve bazı sözlerden geri dönülmez. | Open Subtitles | لقد قطعت وعدا ً، وبعض الوعود لا يمكن التراجع عنها |
Evet, biraz derin kestim, ama Dr. Raffin önemli bir yara olmadığını söyledi, bu yüzden uğramana gerek yoktu. | Open Subtitles | أجل لقد قطعت نفسي بعمق ولكن دكتور رافين قال بأن لايوجد تلف كبير لذا لا يجب عليكِ أن تمري |
Ben de bir tane istiyorum. Telefon hatlarını kestim. | Open Subtitles | أريد بندقية أيضاً لقد قطعت خطوط التليفون |
Kadın, beni cinayetle suçlayabilmek için parmaklarını kesti. | Open Subtitles | لقد قطعت تلك المرأة أصابعها لتلفيق تهمة قتل لي |
Parmağımı kesti, beni bayılttı ve bağladı. | Open Subtitles | لقد قطعت اصبعى ثم اوقعتنى وربطتنى |
Sen, yaşayan ölüleri gördün. Avrupa'dan onca yolu geldim çünkü Drakula ve o canavar yok edilmeli. | Open Subtitles | لقد رأيت الموتي الأحياء لقد قطعت هذه المسافة من أوروبا |
Bu kadar sıkıntıya girip kapısına kadar geldim ama benimle görüşmedi bile. | Open Subtitles | لقد قطعت مسافة طويلة , ولا يوجد هناك عرض |
Elektriği kestin, karımın üzerine nesneler düşürmeye çalıştın böylece evi kötü gösterip taşınmamızı isteyecektin. | Open Subtitles | إذاً، لقد قطعت الكهرباء وأسقطت منحوتة على رأس زوجتي وجعلت المنزل يبدو سيئاً حتى نرغب جميعاً بالانتقال |
Son birkaç akşamda çok yol kat ettin. | Open Subtitles | أخر ليلتين أعني,لقد قطعت شوطا طويلا |
Bu kadar yolu, bunun hayalini kurarak geldin; dondurucu soğukta, mükemmel dalgalar. | TED | لقد قطعت كل هذا الطريق، وهذا ما كنت تنتظره بالضبط: أحوال جوية أقرب للتجمد مع أمواج مثالية. |
Sorun değil Earl. Arayamayacaklar. Kabloyu kopardım. | Open Subtitles | أوه لا بأس بذلك يا إيرل لن يستطيعوا الإتصال لقد قطعت الخيط |
Zaten bir cesedi parçaladım. | Open Subtitles | حسناً، كما ترين لقد قطعت جثة بالفعل |
Bak arkadaş, bu mezarı görmek için 320 kilometrelik bir yol teptim ve görmeye de niyetliyim. | Open Subtitles | أنصت صديق؛ لقد قطعت 200 ميل لرؤية هذا القبر وأنا أريد أن أراه |
Buraya kadar tüm o yolu dergi okumak için mi geldin? | Open Subtitles | لقد قطعت كل تلك المسافه فقط لقرائة المجله؟ |