Babam beni el arabasında gezdiriyor. fakat o nasıl kullanılacağını bilmiyor. | Open Subtitles | ابي يأخذني معه في عربة اليد لكنه لا يعرف كيف يقودها |
Bütün tanık olayını biliyormuş fakat daha fazla anlamalarına kadar gidip söylememiş. | Open Subtitles | يعرف مسألة الشهود لكنه لا يريد إعلام الرؤساء قبل أن يعرف المزيد |
Söyle. Bana katılmasını istiyorum ama o kötü adamların peşine düşüyor. | Open Subtitles | أريده أن ينضم إلي، لكنه لا يستمر دائماً بملاحقة الرجال السيئين |
Hukuk okuyor ama hiç ders çalıştığını görmedim. | Open Subtitles | هو طالب في كلية الحقوق لكنه لا يدرس ابداً |
Seni bilmiyorum ama bu yapılanlar benim için hiçbirşey ifade etmiyor. | Open Subtitles | لا أعرف تأثير هذا عليك ، لكنه لا شيء بالنسبة لي |
ancak mücadele etmiyor, çünkü ağaçtaki tüm nektarı kendi içmek istiyor. | Open Subtitles | لكنه لا يقاتل لمجرد أنه يريد شرب كل رحيق الشجرة بمفردة |
Etrafta turlayan bekçiyle muhabbet ediyor - Ama yerinden ayrılmıyor. | Open Subtitles | هو يأمر شرطياً آخر للقيام بجولاته لكنه لا يترك موقعه |
Daima bir adım ötesinde Ama asla dokunamayacak. | Open Subtitles | يكون الشيء أحيانا في متناول يد الرجل لكنه لا يستطيع التصرف |
fakat işten başka bir şeyler uğraşmıyor. Sanki kanserli gibi bu işin peşinde. | Open Subtitles | لكنه لا يفعل شيئاً سوى العمل هذه القضية اللعينة تجري في عروقه كالسرطان |
Serhas'ın yerini bulmak için telefonunu izlemeyi denedim, fakat işe yaramıyor. | Open Subtitles | أحاول ان اتبع مكالمته للحصول على موقع زركسيس لكنه لا يعمل |
Batarya çalışıyor, fakat bir şey almıyor. Dün gece kontrol ettim. | Open Subtitles | البطارية تعمل و لكنه لا يستقبل أي شيء لقد فحصتة البارحة |
Yeni fikirler üreterek iş yapmak istediniz fakat fikirler uyuşmadı. | Open Subtitles | تريد أن تحول عمله بفكرتك الجديدة لكنه لا يوافق. صحيح؟ |
Babam otuz yıldır bu işi yapıyor ama o bile daha açamıyor. | Open Subtitles | أبي كان في هذا العمل لـ30 سنة، لكنه لا يستطيع فتحهُ حتى. |
Ağzını açtığı anda ölmüştü zaten. ama o bunu daha bilmiyor. | Open Subtitles | حكم على نفسه بالموت حين فتح فمه لكنه لا يُدرك ذلك |
Oğlumun dün gece bir şey gördüğünü düşünüyorum. ama o konuşmak istemiyor. | Open Subtitles | أعتقد أن أبنيّ, رأى شيئاً ليلة أمس لكنه لا يريد أن يتحدث |
Altı aydır burada ama hiç kimseyle görüşmüyor. | Open Subtitles | فهو هنا من ستة أشهر لكنه لا يريد أن يرى أحد |
Evet, ama hiç bizi kandırmaya çalışıyor gibi değildi, yalan göstergesi yok. | Open Subtitles | نعم لكنه لا يُظهر تسرب للخداع صحيح ، لا إشارة بالكذب |
ama bu adam benimle konuşana kadar, anca tahmin yürütebiliriz. | Open Subtitles | لكنه لا يسعنا سوى التخمين حتى يتحدث هذا الرجل معي |
ama bu geçmişin gerçekliğinden, geleceğin gerçekliğinin daha fazla olması anlamına gelmiyor. | Open Subtitles | لكنه لا يُصبح حقيقةً بعد الآن .بعكس الماضى الذى يتحوَّل إلى واقِع |
ancak bazen, durumun derinine inip kontrol altına almak gerektiğini anlamıyor. | Open Subtitles | لكنه لا يفهم هذا أحياناً يجب اتياع سياسة البطش و القوة |
- Ama burada kimse yok. - Yatakhane sorumlunuzla konuşursam... | Open Subtitles | ـ و لكنه لا يوجد أحد هنا .. ـ حينما سأتكلم معهم |
Zamanla biraz değişebilen... Ama asla yok olmayan bir bağ bu. | Open Subtitles | انه رابط يتغير مع الوقت لكنه لا يُضعف السيطرة |
Ağabeyimin iyi niyetinden şüphem yok ama beni koruyamaz. | Open Subtitles | ، و أنا أحب أخي لكنه لا يستطيع حمايتي من هذا من فضلكِ |
Ben onun karşısında kaybettim ama Yine de en iyi dostum oldu. | Open Subtitles | أنا خسرت ضده ، و لكنه لا يزال يعتبر أفضل صديق لي |
"Evde kal. " dedim. ama beni dinlemedi. Aptal o...çocuğunun tekiydi. | Open Subtitles | أمرته بالبقاء في المنزل لكنه لا يسمع كلامي إنه غبي أحمق |