"لكنّه لم" - Translation from Arabic to Turkish

• ama o
• ama asla

Ben umutsuzca dua ettim, ama o hiçbir şey yapmadı.
لقد دعوته بمنتهى اليأس ؛ لكنّه لم يفعل شيئا

ama o hiçbir zaman işini bir polisin bitireceğini düşünemedi.
لكنّه لم يتوقع من أنّ شرطي قد ينفذ الضربة

Yumruk yerim de, atarım da ama o adam sıradan biri değildi.
يمكننيأنألكموأتلقىاللكمات، لكنّه لم يكن رجلاً عادي

Kendi fotoğraftadır ama asla Amerika'ya gitmemiştir.
لقد رأى نفسه في الصورة لكنّه لم يذهب إلى أميركا مسبقاً

- Üzerinden yıllar geçti, 10 adamı öldürdü, ama asla bir kadını vurmaz.
، قتل عشرة رجالٍ على مرِّ السنين . لكنّه لم يطلق النّار على امرأةٍ أبداً

Ben ona tekrar kavuştum, ama o kendi hayatına kavuşamadı.
لقد استعدته, تعلمين لكنّه لم يستعيد حياته

Kadın üzerine atlıyordu ama o bundan rahatsız değildi.
كانت تعتدي عليه عمليّاً، لكنّه لم يبدُ أنّه يمانع لذلك

Kendimi çok kötü hissettim ama o fazla kızmadı çünkü kıllı sırtını bile çok sevdiğimi biliyor.
وشعرت بالأسف ، لكنّه لم يغضب منّي لأنّه يعلم أن ظهره هو أكثر شيء يعجبني فيه

'Gün batımı' bunu kullanmak için bir sürü şansı oldu, ama o daha söylemedi.
سنحتْ له الفرصة مرّات عديدة، لكنّه لم يستخدمها بعد.

- Ona itiraz için uygun rehberleri açıklamaya çalıştım, ama o konuşma ile alakadar değildi.
.. حاولت أن أشرح له . المبادئ التوجيهيّة المناسبة للإستئناف . لكنّه لم يكن مهتماً بخوض تلك المحادثة

Biliyorum muhtemelen bana inanmayacaksınız ama o öyle yapmaz.
أظنّك على الأرجح لن تصدّقني، لكنّه لم يتّصل

ama o birisini öldürecek türde birisi gibi hiç görünmedi.
لكنّه لم يبدُ من الأشخاص الذين يقتلون أحداً.

ama o her zaman şimdiki olduğu gibi değildi.
لكنّه لم يَكن دائمًا على ما هو عليَه الأن، أيضًا.

Elbette, en sonunda, Frank'in işi Darnell'e kalacaktı ama o daha Camden'a gelmemişti.
بالطبع ستصبح (وظيفة (فرانك) وظيفة (دارنيل لكنّه لم يأت الى مقاطعة (كامدن) بعد

Anne.. yangını kim çıkarttı bilmiyorum, ama o, ben değildim.
أمّي... لاأعرفمنأشعل النار، لكنّه لم يكن أنا

Ona senin zayıf olduğunu söylemiştim. ama o bana inanmadı.
أخبرتُه أنّك كنت ضعيف، لكنّه لم يصدقني

Zorlaşması için beklemeye devam ettim ama asla olmadı.
ظللتُ أنتظر الأمر كي يصعُب، لكنّه لم يصعب قطّ.

Onu arıyorum ama asla telefona bakmıyor.
أنا اتّصلت به, و لكنّه لم يجيب على الهاتف.

ama asla size hakkınızı vermedi mi?
لكنّه لم يعترف بك أو ينسب لك فضلا أبداً؟